“2019-nCoV” olarak adlandırılan bu virüs Corona Virüs (Korona Virüs) adıyla bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise corona virüs kaynaklı bu hastalığa Covid-19 adını vermiştir. WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus’un söylemine göre; Covid-19’un “co”su corona, “vi”si virüs, “d”si ise hastalık kelimesinin İngilizcesi olan disease sözcüğünün “d”sinden türetilmiştir.
Virüste görülen erken belirti yüksek ateştir. Devamında kuru öksürük ve nefes darlığını getirmektedir. Şiddetlendiğinde zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüm gelişebilmektedir.
Virüs, hasta bireylerin öksürmeleri sonucu ortama saçılan damlacıkların solunması ile bulaşır. Bu damlacıklarla kirlenmiş yüzeylere dokunduktan sonra ellerin yıkanmadan yüz, göz, burun veya ağza götürülmesi ile de virüs alınabilir. Kirli ellerle göz, burun veya ağza temas etmek risklidir.
Bağışıklığı Güçlendirmek İçin Nasıl Beslenmeliyiz?
- Bağışıklığı güçlendirmek için öncelikle her sabah mutlaka kahvaltı yapılmalıdır.
- Gün içinde öğün atlamadan beslenilmelidir.
- Güne mutlaka 1 bardak su ile başlanılmalıdır ve gün içinde 2 litre su tüketilmelidir.
- En güçlü antioksidanlardan biri olan C vitamininden mutlaka yararlanmak gereklidir. C vitamini, virüs ve kanser karşıtı bir antioksidandır. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudun enfeksiyon ile savaşmasında görevlidir. Kuşburnu, kırmızı ve yeşil biber, yeşil yapraklı sebzeler, kivi, limon, karadut ve turunçgiller C vitamininden zenginken diğer tüm sebze ve meyveler de C vitamini içermektedir. Günlük C vitamini gereksinimi kadınlarda 75 mg, erkeklerde 90 mg’dır. 1 orta boy portakal 65 mg, 1 büyük boy mandalina 45 mg, 2 orta boy limon 90 mg, 1 orta boy kivi 150 mg C vitamini içermektedir.
- Nar; virüs ve zararlı bakteri karşıtı bir meyvedir. Narın meyve olarak tüketilmesinin, meyve suyu olarak tüketilmesine oranla 20 kat daha yüksek antioksidan etkisinin olduğunu birçok araştırma ile tespit edilmiştir.
- Bağışıklığı güçlendiren ve antioksidan vitaminlerden biri olan A vitamini; süt ve süt yağı, yumurta sarısı, sarı, turuncu, yeşil sebze ve meyvelerde bolca bulunur. Günlük A vitamini gereksinimi kadınlarda 700 mcg, erkeklerde 900 mcg’dır. 1 su bardağı süt 60 mcg, 1 adet büyük boy havuç 1100 mcg, 1 adet haşlanmış yumurta 260 mcg, 100 gram pişmiş brokoli 140 mcg, 100 gram pişmiş pırasa 40 mcg A vitamini içermektedir.
- Enfeksiyonla savaşan güçlü vitaminlerden biri de E vitaminidir. Fındık, badem, yer fıstığı, ay çekirdeği E vitamininden zengindir. Bunlara ek olarak kurubaklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler de E vitamini içermektedir. Günlük E vitamini gereksinimi kadın ve erkeklerde 15 mg’dır. 5 adet badem 2 mg, 5 adet fındık 2,5 mg, 5 adet yer fıstığı 1 mg, 1 avuç ay çekirdeği 3,5 mg E vitamini içermektedir.
- B6 vitamini: Bağışıklığı artırır. Kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar, et ve süt B6 vitamininden zengindir.
- D vitamini: Hastalıklara karşı direnci artırır. Besinlerle karşılamak zordur. Bu nedenle günde 5-15 dakika güneş ışığına çıkılmalıdır. Fakat kış aylarında, güneşe çıkmanın mümkün olmadığı durumlarda zenginleştirilmiş sütler, somon, tuna, sardalya gibi yağlı balıklar ve yumurta D vitamini için bir tercih kapısı olabilir.
- Antioksidan olup bağışıklığı güçlendirmekte ciddi faydası bulunan bir mineral ise çinkodur. En iyi kaynakları badem, ceviz, peynir, tahıl, kuru meyveler, kırmızı et ve tavuk eti, balık ve balık ürünleri, süt, yumurtadır.
- Selenyum da antioksidan minerallerden biridir. En iyi kaynağı deniz ürünleridir.
- Probiyotikler, enfeksiyonu önleyen dost bakterilerdir. Bu şekilde bağışıklığı güçlendirir. Ev yapımı yoğurt, ev yapımı kefir, lahana ve salatalık turşusu, şalgam, tarhana ve kombu çayı probiyotik içerikli besinlerdir.
- Sebze ve meyveler çiğ tüketildiklerinde vitamin ve mineral alımı daha yüksek olmaktadır. Bu nedenle her öğünde bol limonlu ve yeşillikli bir salata, ara öğünlerde ise çiğ meyvelerin tüketimine özen gösterilmelidir. C vitamini, metalle teması halinde etkisini yitirmeye başlar. Bu nedenle meyveleri bıçak ya da sıkacaklar yardımıyla tüketmek yerine olabildiğince kesmeden ve suyunu sıkmadan tüketmek gerekir. Sebzeler ise dikkatlice ayıklanmalı, bol suda yıkanmalı hatta sirkeli su ya da karbonatlı suda bekletilmeli ve daha sonra doğranmalıdır. Sebzeler pişirilecekse az suda ya da kendi buharında pişirilmelidir.
- Bitkilerin doğal yapısında, yararlı olduğu kadar zararlı bileşikler de mevcuttur ve sadece doğru hazırlanıp uygun dozlarda tüketildiklerinde faydalı olurlar. Özellikle kronik bir hastalığı olup düzenli ilaç kullananlar bitki çayı tüketmeden önce mutlaka doktorlarına danışmalıdırlar. Bitki çaylarının arasında en masum olan ıhlamurdur. Günde en fazla 2 fincan tüketilebilir. İçine taze zencefil, bal, limon veya zerdeçal ekleyerek antioksidan içeriği zenginleştirilebilir. Ayrıca zerdeçalın karabiber ve zeytinyağı ile birlikte tüketimi de antioksidan etkisini artırmaktadır.
Ek olarak;
- El temizliğine dikkat edilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalıdır. Eğer sabun ve suya ulaşılamazsa alkol bazlı el antiseptiği kullanılabilir.
- Yüzde 70- yüzde 80 alkol içerikli kolonyalar da etkin bir temizleme yöntemidir.
- Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir.
- Hastalık belirtisi gösteren bireylerle temastan kaçınmalıdır (mümkünse en az 1 metre uzakta bulunulmalı).
- Özellikle hasta insanlarla veya çevreleriyle doğrudan temas ettikten sonra eller sık sık yıkanmalıdır.
- Öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağız tek kullanımlık kağıt mendil ile kapatılmalı, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içi kullanılmalıdır.
- Mümkünse kalabalık yerlere gidilmemelidir.
- Kişisel eşyalar ortak kullanılmamalıdır.
- Odalar cam açıp sık sık havalandırılmalıdır.
- Et, yumurta gibi pişirilerek tüketilen hayvansal besinler yeterli miktarda pişirilmelidir, çiğ tüketilmemelidir.
- Uyku düzenine dikkat edilmelidir. Yeterli uyku da bağışıklığı güçlendirir.
- Burnu düzenli olarak tuzlu su ile temizlemenin enfeksiyondan korunmada herhangi bir faydası yoktur.
Dyt. LADEN HEKİMOĞLU