30 Ağustos akşamı ışıl ışıldı ülkemizin göğü, meşaleler yanıyordu cadde boylarında, meydanlar umut marşları ile çınlıyordu…
Kurtuluş ruhu yıldızların şavkı ile yarışıyordu.
Şehir şehir fener alayları…
Gözler çakmak çakmak.
Can atıyor insanlar ulusal bayram akşamlarında fener alayında yürümek için, küçük çocuklu veliler çok daha candan istiyor muhakkak, çocuklarının geleceğine bir anı bırakmak gayesindeler çünkü…
Hele bir de fener alayının sonu konserse.
Çocukluk anılarının başkahramanıdır fener alayı, dürtün hele bir hafızanızı, muhakkak karşınıza çıkacaktır zihninizin bir köşesinde ehemmiyetle sakladığınız bir hatıra…
Babanızın omzunda, annenizin kucağında.
Ellerinde meşaleleri ile askerler önde, halk peşlerinde, gecenin karanlığını aydınlatan umut dolu marşlar dilde…
Barışa uzanan yolda.
Askerler “rap rap”…
Ayak uydurmanın telaşı bir başkadır.
Fener alaysız bir çocukluk, çocukluk değildir…
Eksiktir bavulda bir şeyler.
(Kastamonu şehri bir ulusal bayram akşamını daha fener alaysız ve konsersiz geçirdi?…
Sessizliğe gömüldü.
Bayramı gördü…
Ertesini göremedi.
Ülkemizin envai illeri ve hatta Kastamonu’nun kimi ilçelerinde fener alayı düzenlendi, konserle bütünleştirildi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen konser hele, dillere destandı, doyamadık izlemeye…
Kastamonu’nun Merkez ilçesi ise sessiz.
Valilik ve Belediye’ye teessürüm…
Çok mu zordu fener alayı düzenlemek, devlet ile vatandaşı sıcak bir yaz gecesinde kol kola caddede yürütmek, şehrin anı dosyasına bir klasör daha eklemek?
Fener alayının ucunu Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenecek konsere bağlamak imkansız mıydı?…
Milyon faturalı şarkıcı isteyen de yok hani, yerel sanatçılarımız, okul korolarımız yeter de artardı?
Maksat fener olmaktı…
Işığında aydınlanmaktı.
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100’üncü yıldönümünde üstelik…
Daha anlamlı bir gereklilik olabilir mi?
Kurtuluş Savaşı’nın başat ilinde hem de…
İstiklal Yolu’nda.
İlaveten…
Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet İnkılabı’nın 97’nci yıldönümünde.
İkisini bir arada taçlandırmak çok mu zordu?…
Olmadı.
Üzdünüz…
Bilin istedim.)
MUSTAFA AFACAN