Bir tarafta sofradan sanayiye yaygın bir “gıda” hammaddesi ve ürünü olmasının ötesine geçerek ulusal güvenlik açısında “stratejik” bir öneme haiz hale gelen “şeker”, diğer tarafta ürettiği şeker pancarının tohumunu “ithal” eden Türkiye…
“Bağımsızlık şiarımız” öyle mi?
“Eloğlu” tohumu keserse…
Şekere “muhtacız”.
“Tohum” yoksa…
Tarla olsa ne fayda, fabrika olsa ne fayda?
Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Dünya Gazetesi’ne konuştu, bir paragrafı paylaşıyorum…
“Birincisi Türkiye’de pancar tohumu geliştirememişiz. AB’nin kendi toprak ve iklim yapısına uygun olarak geliştirdiği tohumu, onlardan alıyoruz ya da Türkiye’de onların patentiyle üretiyoruz, bu tohumlar bizim topraklarımızda dekara 6 ton verim veriyor, şeker oranı ise yüzde 16 çıkıyor. Aynı tohum AB’de dekarda 9 ton verim verirken, şeker oranı ise yüzde 18 seviyesinde, bir diğer husus ise AB’deki yağış rejimi. Avrupa iklimindeki fazla yağış nedeniyle şeker pancarı sulamaya ihtiyaç duyulmadan üretilirken, bizler ise yer altından su çekerek pancar yetiştirmek durumumdayız, bu da toplam pancar maliyetinin yüzde 20’sine tekabül ediyor.”
(Tarımın içindeyim hasbelkader…
Pancar tohumunun “hibrit” ve “ithal” olduğunu bilmiyordum yalan yok.)
Pancar tohumu olmayan Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız…
İnanılacak iş mi?
(Bizim çiftçilere sordum “tohum” konusunu…
Her yıl satın aldıklarını, tohumun “dışarıdan” geldiğini tahmin ettiklerini söylediler.)
“Şeker fabrikaları satılmasın”…
“Satılmasın”.
“Tohum” nerede peki?..
Bir avuç tohum yok.
- ••
Not:Türkiye’de tarımın asıl derdi “tohum” sorunudur…
“Yerli” ve “üreyen” tohum kalmadı.
Birkaç “atalık” tohum dışında…
Yekûnu “ithal” ve “hibrit”.
Çarşı pazar sorun soruşturun…
Yerli tohum kalmış mı?
Tohum yoksa…
Ulusal güvenlik “risk” altında.
MUSTAFA AFACAN