Önceki gün ilan edilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre vilayetimizin 16 ilçesi nüfus sayısında bir önceki yıla göre salkım saçak dökülürken Cide ise artırdığı nüfusu ile başlı başına tarih yazdı…
Öyle böyle bir nüfus artışı değil, ilçe merkezi ve köyleriyle birlikte toplam nüfus artışında az kala Merkez ilçeyi bile sollayayazarcasına hem de.
Son bir yılda birbiri ardına bacası tütmeye başlayan tersanelerinden, orman ürünü işleyen fabrikalarından, hizmete giren onlarca otelden, ansızın patlayan ticaret hacminden tevekkeli belliydi zaten Cide’nin böylesi bir nüfus patlaması yapacağı!..
Karadeniz’in şirin ilçesiyken, topu topu bir yıl içinde gelen birbiri ardına yatırımlar sayesinde, şimdi oldu “istihdam cenneti”.
Kurucaşile’sinden Kastamonu’sundan Cide’ye çıkan yollar nicedir nakliye kamyonlarıyla kuyruktu zaten…
Yatağı yorganı kapan, çalışmak için kapağı Cide’ye attı!
31 Aralık 2014 mesai saati bitiminde Cide nüfusu köyleriyle birlikte toplam 20 bin 613’tü, 31 Aralık 2015 aynı saatlerde ise bu rakam 23 bin 838’e çıkıverdi iyi mi?..
Üstüne üstlük, köyleri belki ölüm belki göç nedeniyle 660 eksik verirken, ilçe nüfusu bir önceki yılın üstüne 3 bin 885 kişi koyarak.
16 ilçede nüfus azalmaya devam ederken, Merkez ilçe nüfusu bile köyleriyle birlikte toplamda bir önceki yıla göre anca yüzde 2.59’luk bir artışa sahne olurken…
Cide ilçesi köyleriyle birlikte bir yıl içinde yüzde 15.65’lik bir artışa imza attı dile kolay.
Boşuna demiyorum az kala Merkez İlçe’yi bile sollayacaktı diye…
Merkez İlçe, köylerinden 3 bin 631 eksik verip şehir nüfusunu 7 bin 184 kişi artırıp toplamda bir önceki yıla göre 3 bin 553 kişilik bir artış sağlarken, Cide’nin toplamdaki artışı 3 bin 225 kişi oldu…
Görüyorsunuz kala kala 328 kişi kalmış Merkez İlçe’yi ardından bakıtmaya.
Tosya’sından Taşköprü’süne, İnebolu’sundan Devrekani’sine nüfus kaybeden tüm ilçelerin derhal yapmaları gereken iki adım ötelerindeki Cide’ye giderek bir yıldaki bu başarının sırrını bi güzel anlamak…
Formülü alıp, ilk genel seçim arifesinde uyguladılar mı ilçelerinde işlem tamam, memleket güllük gülistanlık o dakka.
•••
Not 1:
TÜİK’in ülke nüfusunu belirlemede uyguladığı “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” modeli, ne derece “geçerli” olduğunu Cide örneğinde net olarak gösterdi…
Ortada bir “rakam” var var olmasına da, o rakamın gösterdiği nüfusun bölgede “sürekli” ikamet edip etmediği net değil ama.
Ne hikmeti olduğuna bir türlü akıl erdiremediğim her vatandaşın isterse “iki ayrı adreste nüfus kaydı” olmasının getirdiği yasal hak sonucunda, İstanbul’da yaşayan vatandaş bir diğer adres olarak başka şehirde bir adresi gösterir ve nüfus sayımında da bu “tali” adresi “asıl” veri kaydettirirse…
“Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” sonuçlarına dayanarak bir bölge hakkında sağlıklı görüş ortaya konulabilir mi?
Vatandaş misal İstanbul’da yaşamını sürdürüp de, buna karşın üç-beş günlüğüne kapısını açtığı babaocağında “sayılıyorsa” eğer…
Bu yöntem ne derece sağlıklıdır sorarım.
“Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” modelini bırakıp “İstihdama Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” yöntemine geçmedikten sonra…
Koskoca bir vilayet kendimizi kandırır dururuz.
Vatandaşın sigorta pirimi nerede yatıyorsa, maaşını hangi vezneden alıyor-yakıt parasını hangi vezneye ödüyorsa ikametgahı o ildir…
Gerisi seçim dönemi cinlikleridir.
Not 2:
Nüfus verilerimiz çok su kaldırır…
Önümüzdeki hafta işim ne, yazar dururum.