CHP Enerji ve Altyapı Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Eser Sarıkaya, enerjide yapılan zamların, hükümet tarafından kıyas örneği olarak gösterilen Avrupa ülkelerinin çok üzerinde olduğunu, EPDK kararının iptali için Danıştay’a dava açtıklarını söyledi ve “Mevcut hükümet tarafından kendi haline terkedilmiş, her geçen gün zamlar ile nasıl baş edeceğini düşünen bu millet yalnız değildir” dedi.
CHP Enerji ve Altyapı Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Eser Sarıkaya, yaptığı açıklamada, enerjide yapılan zamları “fahiş” olarak tanımladı, bunların iptali için parti olarak Danıştay’a dava açtıklarını belirtti.
Sarıkaya’nın açıklaması şöyle:
“Cumhuriyet tarihinin en büyük zamları ile karşı karşıyayız.
Kademeli tarife aracılığıyla 1 Ocak 2022 itibarıyla elektrikte yüzde 127’ye varan, doğalgazda ise konut tarifesinin yüzde 25, sanayi tarifesinin de yüzde 50 oranında zamlar yapılmıştır.
İktidar, fahiş zamları yapmadan önce Avrupa ülkelerinden örnekler verip enerji fiyatlarının 4-5 kat arttığını iddia etmiştir. Ancak kısa zaman önce açıklanan veriler iktidarın bu söylemiyle çelişmektedir.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), 19 Avrupa ülkesinin oluşturduğu Avro bölgesi ülkelerindeki 2022 yılı ortalama enerji enflasyonunu yüzde 26 olarak açıklamıştır. İktidar sözcüleri ise 4-5 kat artışı sanki Avrupa’daki faturalara da yansıyormuş gibi anlatıyorlar.Başka bir deyişle enerji maliyetleri artsa da Avrupa kendi vatandaşına bunu yalnızca yüzde 26 olarak yansıtmıştır. Türkiye’de ise yüzde 127’ye varan zamlar yapıldı.
Partimiz EPDK kararının iptal edilmesi ve yürütmesinin hemen durdurulması talebi ile Danıştay’da dava açmıştır.
Mevcut hükümet tarafından kendi haline terkedilmiş, her geçen gün zamlar ile nasıl baş edeceğini düşünen bu millet yalnız değildir.
Partimiz ‘Kış Fonu’ önerisi verirken mevcut hükümet yetkilileri ‘kıs kombiyi’ diye akıl veriyorlar.
Ekonomideki bu çöküşün ve gerek akaryakıta, gerekse son tedarikçi ürünlerineher gün yapılan bu zamların sebebi; düşünmeden yapılan uygulamalar, düşüncesizce yapılan harcamaların, gerekli kaynakların betona yatırılmasının, üreten fabrikaların satılmasının, üretimin dışa bağımlı bırakılmasıdır.
Milletimiz tıpkı büyükşehir belediyelerinde olduğu gibi size gereken cevabı zamanı geldiğinde verecektir.
Geleceğimizi ve gelecek nesilleri daha fazla karanlığa bırakmadan yönetemediğiniz bu ülkeyi işin ehli kişilere verme zamanınız gelmiştir.
Yollar ve köprüler önce sokaktaki insanın kalbine çıkmak zorundadır.”