Cumhuriyet Halk Partisi Sosyal Politikalardan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Sevim Bıyıklı, özellikle 65 yaş üstü vatandaşların pandemi döneminde olumsuz etkilendiğine dikkat çekti. Kastamonu’nun en yaşlı nüfusa sahip ikinci il olduğuna dikkat çeken Sevim Bıyıklı, “Sosyal devlet modeli çerçevesinde, yaşlıların bakımı ve korunması için şimdiden tedbir alınmaz ve politikalar uygulamaya konulmaz ise, ülkemizin yaşlanan nüfus sorunu bir sosyal ve ekonomik girdabın içine girecektir” dedi.
Sevim Bıyıklı, yazılı açıklamasında şunları ifade etti:
“Toplumun kırılgan kesimleri, olağanüstü dönemlerdeki krizlerden en fazla etkilenen ve ortaya çıkan hasarları en çok göğüslemek zorunda kalan gruplardır. Bir yandan işsizliği ve yoksulluğu artıran ekonomik krizler, diğer yandan insan sağlığını ve güvenliğini etkileyen bulaşıcı hastalıklar, salgınlar ve savaşlar, toplumların dayanışma ve koruma mekanizmalarını test eder.
11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel bir pandemi ilan etmesine neden olan Kovid-19 virüsü de göstermiştir ki, salgının riskleriyle en çok karşı karşıya kalan kesimler, kronik rahatsızlığı veya 65 yaşın üzerinde olan yurttaşlarımızdır.
Yoksul ve yalnız yaşlılarımız, sosyal devletin önleyici ve koruyucu şemsiyesinden yararlanamadığında, ekonomik kriz ve halk sağlığı krizini en ağır şekilde göğüslemek durumunda kalmaktadır.
Kovid-19 salgınının her iki krizin de bir bileşkesi olarak karşımıza çıktığı bu günlerde, güçlü bir sosyal devlete sahip olmanın önemi bir kez daha anlaşılmıştır.
“YAŞLILARIMIZ PANDEMİ DÖNEMİNDE MAĞDUR OLMUŞTUR”
Ekonomik sorunların derinleştiği Kovid-19 pandemisi döneminde uygulanan sokağa çıkma yasakları boyunca 65 yaş üstü vatandaşlarımız, sağlık hizmetlerine, ambulans hizmetlerine, eczanelere erişimde sıkıntılar yaşamış, banka ve devlet dairesi gibi kurumlarda işlemlerini gerçekleştirememiş ve mağdur olmuşlardır.
Sinop’tan sonra Türkiye’nin en yaşlı ikinci ili olan Kastamonu’nun 379 bin 405 olan toplam nüfusunun yüzde 17,6’sını ise 65 yaş üstü vatandaşlarımız oluşturmaktadır. İlimizde yaşayan 65 yaş üstü 67 bin 27 vatandaşlarımızda Kovid-19 pandemisi döneminde yaşanan bu sıkıntılardan nasibini almış ve birçok sorunla karşı karşıya kalmıştır.
Dünya genelinde 1950’den bu yana yaşlı nüfus oranı 2,5 kat artarken, Türkiye’de bu oran 5 kattan fazla artmıştır. Türkiye, yaşlı nüfusunun süratle artışıyla birlikte dünyanın en hızlı yaşlanan ülkelerinden biri hâline gelmiştir. 65 yaş üstü vatandaşlarımızın sayısı, son 5 yılda yüzde 22 artış göstermiştir.
Nüfusun yaşlanması iş gücünde azalmaya neden olmakta, sağlık harcamalarının da artmasına zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle sosyal devlet modeli çerçevesinde, yaşlıların bakımı ve korunması için şimdiden tedbir alınmaz ve politikalar uygulamaya konulmaz ise, ülkemizin yaşlanan nüfus sorunu bir sosyal ve ekonomik girdabın içine girecektir.
“EMEKLİLİKLERİNDE BİLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORLAR”
AKP, yaşlılarımıza rahat koşullarda huzur içinde bir emeklilik dönemi sunmak yerine, ağır koşullarda çalışmaya devam etmek zorunda bırakmaktadır. Türkiye’de ücretlerin genel olarak düşük olması ve güvencesiz çalışmanın yaygınlığı, emekli maaşının aktif çalışma dönemindeki ücretlerden düşük olmasına neden olmaktadır.
Ülkemizde emeklilerin yaşadığı zorluklar, emeklilerin durumunu ölçen uluslararası karşılaştırmalara da yansımıştır. Türkiye, 44 ülkede emekliliği sağlık, mali durum, maddi refah ve yaşam kalitesine göre ölçen Natixis Küresel Emeklilik Endeksi’nde 40. sırada bulunmaktadır. 37 ülkede emekliliği yeterlilik, sürdürülebilirlik, dürüstlük ve doğruluk kriterlerine göre sıralayan Melbourne Mercer Endeksi’nde ise sondan üçüncü sırada yer almaktadır.
Buna göre Türkiye genelinde 13,2 milyon, Kastamonu’da ise 75 bin 127 emekli ve hak sahibinin yaklaşık yüzde 60’ı asgari ücretin altında aylık ve gelire mahkûm durumda bulunmaktadır. Emekliler ve hak sahipleri ciddi bir yoksullukla ve sefalet düzeyinde bir gelirle yüz yüze kalmıştır. En düşük emekli aylık ve geliri alan yüzde 20’lik dilimin, aylık harcanabilir geliri Temmuz 2020 itibariyle 763 TL’dir. En düşük yüzde 20’lik emekli grubuyla en yüksek yüzde 20’lik emekli grubu arasında harcanabilir gelir farkı 7,5 kata yükselmiştir.
Bu tablo karşısında geçinemeyen emekli yurttaşlar ileri yaşlarına rağmen çalışmak zorunda kalmıştır. Ülkemizdeki emeklilerin yüzde 47’sine denk gelen 4,3 milyon emekli çalışmak veya iş aramak zorunda bırakılmıştır. AKP hükümetleri, yaşlanan toplumumuzun gereksinimleri konusunda 18 yıldır gerekli politikaları ve tedbirleri hayata geçirmemiş, kalıcı bir kurumsal çözüm üretme yolunda adım atmamıştır.
AİLE DESTEK SİGORTASI
Cumhuriyet Halk Partisi, tüm vatandaşlarımızın refah içinde bir yaşam sürmesi ve temel tüm ihtiyaçlarını muhtaçlık duymadan karşılayabilmesi adına Aile Destekleri Sigortasını hayata geçirecektir. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde vurgulandığımız gibi Aile Destekleri Sigortası, güçlü sosyal devletin ilk adımı olacaktır. Aile Destekleri sigortası içinde, tüm yaşlı vatandaşlarımızın yaşlılıklarında ihtiyaç duydukları bakım hizmetlerini ya da kurumsal hizmetleri alabilmelerini sağlamak için Yaşlı Bakım Desteği de olacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi, tüm yaşlılarımızın sağlıklı ve nitelikli bir yaşam sürmelerinin kamusal bir görev olduğunun bilincinde olarak bu hizmetlere erişebilmede belirleyici olanın gelir düzeyi değil, vatandaşlık hakkı olduğunu savunmaktadır. Güçlü sosyal devlet anlayışında yaşlılarımıza tüm destekler vatandaşlık hakkı olarak sunulacaktır. Yaşlı Bakım Desteği, tüm yurttaşlarımızın yaşlılık döneminde layık oldukları şekilde bakılmalarını sağlayacak, onların ve yakınlarının yaşlılık endişelerini ortadan kaldıracaktır.”