“ENH’den kaynaklandı”
CHP Milletvekili Hasan Baltacı, yangının enerji nakil hatlarından (ENH) kaynaklandığına yönelik güçlü emareler tespit ettiklerini, bölge müdürlüğünün ve bakanlığın yangına müdahalede gerek araç, gerek ekipman, gerekse personel olarak yetersiz kalmasının söz konusu yangının Kastamonu tarihinin en büyük orman yangını olarak kayıtlara geçmesine yol açtığını kaydetti.
“Ormanlarımız kaderine terk edildi”
Yangınla mücadelede ihtiyaç duyulan araç, ekipman ve personel sayısı bakımından güçsüz bırakılmasının Kastamonu ormanlarının göz göre göre kaderine terk edildiği anlamına geldiğini söyleyen Baltacı, Orman Bölge Müdürlüğü’nün 185 milyon TL olan sadece bir yıllık kârıyla bile yangın söndürme filosunu çok daha güçlü bir yapıya kavuşturabileceğini savundu.
“Bakanlık resmi açıklama yapmalı”
Belirledikleri 10 ihmali ve sorunun çözümüne yönelik 20 öneriyi raporda sıraladıklarını kaydeden Baltacı, Orman Bölge’nin verdiği rakamla AB sisteminin verdiği rakam arasında büyük fark olduğuna dikkat çekti ve “Yanan alanın büyüklüğü ile ilgili olarak Bakanlık mutlaka resmi bir açıklama yapmalıdır. Akıllarda ‘yanan alan gizlenmeye mi çalışılıyor?’ sorusu kalmamalıdır” dedi.
CHP, Taşköprü Derekaraağaç Köyü’nde meydana gelen büyük orman yangınının ardından rapor hazırladı.
Yangın bölgesinde partisinin Taşköprü İlçe Başkanı Özkan Keskin, Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Kastamonu İl Başkan Yardımcısı Melahat Karahasanoğlu ve ilçe yöneticileri ile birlikte incelemelerde bulunan CHP Parti Meclisi Üyesi ve Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, yangının enerji nakil hatlarından kaynaklandığına yönelik güçlü emareler tespit ettiklerini, bölge müdürlüğünün ve bakanlığın yangına müdahalede gerek araç, gerek ekipman, gerekse personel olarak yetersiz kalmasının söz konusu yangının Kastamonu tarihinin en büyük orman yangını olarak kayıtlara geçmesine yol açtığını kaydetti.
Yangının 2 günde ancak kontrol altına alınabildiğini hatırlatan Hasan Baltacı, Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’ne göre 700, Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi verilerine göre 1396 hektar ormanlık alanın çıkan yangında kül olduğunu belirtti.
TEDAŞ’a bağlı elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilip devlet eliyle elektrik dağıtımına son verilmesi ve buna bağlı olarak onarım ve hat güvenliği çalışmalarına artık yeterli özenin gösterilmemesinin yangına sebebiyet veren ihmaller arasında başı çektiğini kaydeden Hasan Baltacı, köylere giden elektrik nakil hatlarının geçtiği güzergâhta hat güvenliğini tehdit eden ağaçların budanmadığını ve kesilmediğini tespit ettiklerini açıkladı.
1021 yerleşim yeriyle Türkiye’nin en çok orman köyüne sahip ve her yıl 1.5 milyon metreküple Türkiye’nin en çok orman üretimi gerçekleştiren ili olan Kastamonu’nun 873 bin 651 hektarla Türkiye’nin en çok orman varlığına sahip ilk iki ilinden biri olmasına rağmen yangınla mücadelede ihtiyaç duyulan araç, ekipman ve personel sayısı bakımından güçsüz bırakılmasının Kastamonu ormanlarının göz göre göre kaderine terk edildiği anlamına geldiğini vurgulayan CHP Parti Meclisi Üyesi ve Kastamonu Milletvekili Baltacı, 2019 yılını 185 milyon TL kârla kapatan Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’nün sadece bir yıllık kârıyla bile yangın söndürme filosunu çok daha güçlü bir yapıya kavuşturabileceğinin altını çizdi.
Küresel ısınmayla birlikte bölgede ve ülke genelinde orman yangınlarının arttığının ve daha da artacağının göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret eden Baltacı, Kastamonu gibi bir çok il ve bölge müdürlüğü daha fazla arazöz, daha fazla ekipman ve daha fazla personele ihtiyaç duyarken Orman Genel Müdürlüğü’nün Şili Cumhuriyeti’ne arazöz hibe etmiş olmasını ise akıllara zarar bulduğunu söyledi.
CHP Parti Meclisi Üyesi ve Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, yangın alanında gerçekleştirdikleri incelemelerle ilgili yaptığı değerlendirme de, “Yangın çıkmadan önce alınması gereken, olmazsa olmaz diyebileceğimiz tedbirlerde ihmaller saptadık. Yangın çıktıktan sonra söndürme aracı, ekipmanı ve personeli noktasında yetersiz kalınması da son 10 yılda yangınlarda kaybettiğimiz ormanlarımızın toplamının neredeyse iki katı ormanlık alan kaybetmemize yol açmış diyebiliriz” diye konuştu.
Hazırladıkları raporda 10 ihmal ve 20 öneri sıraladıklarını kaydeden Milletvekili Hasan Baltacı şunları söyledi:
“YANAN ALAN GİZLENMEYE Mİ ÇALIŞILIYOR?”
“2 Eylül’de hem ilimiz hem de ülkemiz adına çok üzücü bir orman yangını yaşadık. 2 Eylül Çarşamba günü saat 15.00 sularında Taşköprü ilçemize bağlı Derekaraağaç Köyü sınırları içerisinde bulunan ormanlık alanda başlayan ve ancak 2 gün sonra kontrol altına alınabilen orman yangını sonucu ciğerlerimiz yandı, nefessiz kaldık. Zengin bitki örtüsüne sahip, yüzde 67’si yani 873 bin 651 hektarı ormanlarla kaplı olan, 143 milyon metreküp ile orman serveti bakımından ülkemizin en zengin ili konumunda olan Kastamonu’da bu yangın sonucu Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’ne göre 700, Avrupa Orman Yangın Bilgi Sistemine göre 1396 hektar orman alanımız kül oldu. İki rakam arasında iki katı fark var. Yanan alanın büyüklüğü ile ilgili Tarım ve Orman Bakanlığı mutlaka resmi bir açıklama yapmalıdır. Akıllarda ‘yanan alan gizlenmeye mi çalışılıyor?’ sorusu kalmamalıdır.
“YANGINA ENH’LARIN SEBEP OLDUĞU YÖNÜNDE GÜÇLÜ EMARELER VAR”
“Kastamonu Taşköprü Orman İşletme Müdürlüğü Kırkçam İşletme Şefliği’nin sorumluluğunda bulunan Derekaraağaç Köyü’nde başlayan ve kısa sürede büyük bir orman alanına yayılan yangın sonrası Cumhuriyet Halk Partisi Taşköprü İlçe Başkanımız Özkan Keskin, Cumhuriyet Halk Partisi Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu İl Başkan Yardımcımız Melahat Karahasanoğlu ve ilçe yöneticilerimiz ile birlikte bölgede incelemelerde bulunduk, yangından zarar gören vatandaşlarımızla görüşüp geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Bilindiği gibi TEDAŞ’a bağlı elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi 2013 yılında tamamlandı. Bununla birlikte dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinde kamunun pazar payı kalmadı. Devlet eliyle elektrik dağıtımına son verilmesiyle birlikte hemen hemen tüm bölgelerde onarım ve hat güvenliği çalışmalarına gerekli ve yeterli özen gösterilmez oldu. Bu durumda özellikle orman yangınlarında artışı beraberinde getirdi. Derekaraağaç, Arslanlı, Ömerli, Garipşah köylerimizin bulunduğu bölgede yaptığımız incelemelerde köylere giden elektrik nakil hatlarının geçtiği güzergâhta hat güvenliğini tehdit eden ağaçların budanmadığını ve kesilmediğini tespit ettik. Yangının enerji nakil hatlarından kaynaklandığına yönelik güçlü emareler tespit ettiğimizi söyleyebiliriz. Bilirkişi raporlarının bu tespitlerimizi doğrulayacağını düşünüyoruz.
“YANGINLA MÜCADELEDE ARAÇ,EKİPMAN VE PERSONEL SAYISI BAKIMINDAN YETERSİZ KALINMIŞ”
“Son 10 yılda meydana gelen yangınları nedeniyle Kastamonu’da toplam 800 hektar ormanlık alan kaybetmişiz. Taşköprü ilçemizdeki yangında kaybımız neredeyse bu rakamın iki katına ulaşmış. Böyle bir kayba yol açan sebeplerin neler olabileceği üzerine detaylı görüşmelerde gerçekleştirdik.
1021 yerleşim yeriyle Türkiye’nin en çok orman köyüne sahip ili olan, her yıl 1.5 milyon metreküple Türkiye’nin en çok orman üretimi gerçekleştiren ili olan, 873 bin 651 hektarla Türkiye’nin en çok orman varlığına sahip ilk iki ilinden biri olan Kastamonu’nun buna rağmen yangınla mücadelede kullanılacak araç, ekipman ve personel sayısı bakımından yetersiz kaldığı sonucuna ulaştık.
Her yıl orman teşkilatına milyonlar kazandıran, sadece 2019 yılında 185 milyon TL kâr eden Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’nün bir yıllık kârıyla bile çok güçlü bir yapıya kavuşturabileceği yangın söndürme filosunun, Derekaraağaç’ta özveriyle mücadele etmesine rağmen yangını kontrol etmeye ve söndürmeye gücünün yetmediği sonucuna ulaştık.
“KASTAMONU’NUN İHTİYACI VARKEN ŞİLİ’YE ARAZÖZ HİBE ETMEK AKIL TUTULMASIDIR”
“Gerek orman varlığı, gerekse üretim potansiyeli dikkate alındığında teşkilatın amiral gemisi olan Kastamonu’nun ve Kastamonu ormanlarının, Şili Cumhuriyeti’ne arazöz hibe etmekle övünen Bakanlık ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından göz göre göre kaderine terk edildiğini bu yangın bize açıkça göstermiştir.
Orman Genel Müdürlüğü’nün önce kendi ormanlarını güvence altına alması, kendi birimlerinin arazöz ihtiyacını karşılaması gerekmiyor mu?
Kastamonu’nun ve benzer illerin arazöze ihtiyacı varken, yangınla mücadelede yetersiz kalınırken, Orman Genel Müdürlüğü’nün Şili Cumhuriyetine arazöz hibe etmesi akıl tutulması demektir.
“10 İHMAL TESPİT ETTİK”
“Tekrarlayacak olursak; yangın çıkmadan önce alınması gereken, olmazsa olmaz diyebileceğimiz tedbirlerle ihmaller saptadık. Yangın çıktıktan sonra söndürme aracı, ekipmanı ve personeli noktasında yetersiz kalınması, son 10 yılda yangınlarda kaybettiğimiz ormanlarımızın toplamının neredeyse iki katı ormanlık alan kaybetmemize yol açmış diyebiliriz. Saha incelemelerimiz ve yaptığımız görüşmeler neticesinde 10 ihmal saptadık. Maddeler halinde sıralayacak olursak:
1) Köylere giden elektrik nakil hatlarının geçtiği güzergâhta Enerjisa Başkent Elektrik tarafından hat güvenliğini tehdit eden ağaçların budanmadığı ve kesilmediğini tespit ettik.
2) Yoğun rüzgâr alan bu bölgede elektrik hatlarının birbirine değmemesi için kablo ayırıcı kelepçeler olması gerekirken, bu kelepçelerin olmadığını tespit ettik.
3) TEDAŞ’a bağlı elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilip devlet eliyle elektrik dağıtım döneminin sona ermesi, bu çerçevede de Kastamonu’nun bağlı olduğu Başkent Elektrik Dağıtım Şirketi’nin Enerjisa’ya devrinin ardından; bakım, onarım ve hat güvenliği çalışmalarına gerekli ve yeterli özenin gösterilmediğini tespit ettik.
4) Orman bölgesindeki elektrik direklerinin altında güvenlik sebebiyle mucur dökülmesi gerekirken dökülmemiş olduğunu ve ormandan sorumlu orman şefliğinin enerji nakil hattı altında yangına sebebiyet verebilecek otları temizlemesi gerekirken temizlemediğini tespit ettik.
5) İşletme tarafından belirli sürelerde hava hatlarının, direklerin ve topraklamaların denetlenmesi ve yoklanması gerekirken görüşülen köy sakinlerinin de teyidiyle uzun süredir böyle bir denetimin yapılmadığını tespit ettik.
6) Ziyaret ettiğimiz ve orman köyü vasfında olan yerleşim yerlerindeki evlerin büyük bölümünde elektrik tesisatının eski olduğunu tespit ettik.
7) Yangından etkilenen köylerden sadece birinde yangın vanası olduğunu, bu vananın da su eksiliği nedeniyle tam anlamıyla hizmet vermediğini tespit ettik.
8) Ülkemizde; 873.651 hektar ile en çok orman alanına sahip ikinci il, 1.533.239 metreküp ile en çok orman üretimi yapan il ve 1021 orman köyü ile en çok orman köyü olan il konumunda bulunan Kastamonu’da Bölge Müdürlüğü’ne ait sadece 36 arasöz olduğu hem araç, hem donanım hem de personel olarak yangının söndürülmesinde yetersiz kalındığını tespit ettik.
9) Bölgede iki yangın gözetleme kulesi ve iki gölet olmasına rağmen mevcut arasöz, iş makinesi ile personel sayısının yetersiz oluşundan kaynaklı yangının yayılmasının önüne geçilemediğini tespit ettik.
10) Devlet desteğinin yetersiz kaldığı Kastamonu’da orman köylerinin her geçen yıl ıssızlaştığı gerçeği bu üzücü olayda karşımıza çıktı. Orman Genel Müdürlüğü’nün orman kadastrosu uygulamasından kaynaklanan sorunlar, son yıllarda orman ürünleri üretiminde geleneksel metotla üretim yerine tamamen Dikili Ağaç Satış Yöntemi uygulamasına ağırlık vermesinden kaynaklanan sorunlar, orman köylüsüne yeterli kredi sağlayamamasından kaynaklanan sorunlar nedeniyle ormanın bekçisi olan orman köylüsünün geçimini sağlamak için göç etmek zorunda kaldığını tespit ettik. 2013 yılında Kastamonu’da 157 bin 818 olan orman köylüsü nüfusu, yaklaşık 24 bin eksilerek 2019 yılında 134 bin 444’e düşmüş. Bu tablo bize orman köylerindeki sorunun ne kadar büyük olduğunu maalesef gösteriyor.
“YANGINLA MÜCADELEDE BAŞARILI OLMAK İÇİN 20 MADDEDE YAPILMASI GEREKENLER”
“Genel Merkezimize de ulaştırdığımız raporumuzda orman yangınlarının önüne geçmek için yapılması gereken çalışmaları da 20 maddede sıraladık.
Orman yangınlarıyla gerçekten mücadele etmek istiyorsak;
- Enerji iletim hatları altında bulunan ve hat güvenliğini bozan bütün ağaçların Enerjisa Başkent Elektrik tarafından her yıl düzenli olarak budaması ve kesilmesi yapılmalıdır.
- Enerji iletim hatları altında bulunan ormanlık alanda yapılacak budama ve kesim işlemleri o bölgede yaşayan orman köylüsüne yaptırılarak hem orman köylüsü desteklenmeli, hem de orman köylüsünün yangınlarla mücadeleye her aşamada etkin katılımı sağlanmalıdır.
- Şiddetli rüzgârda elektrik direkleri arasındaki elektrik hatlarının birbirine değip ateş kıvılcımları çıkartmasını önlemek için kablo ayırıcı kelepçeler kullanılmalıdır.
- Orman bölgesindeki elektrik direklerinin altına güvenliği sağlamak için mucur dökülmeli, ormandan sorumlu orman şefliğince enerji nakil hattı altında yangına sebebiyet verebilecek otlar temizlenmelidir.
- Sorumlu orman işletmesi tarafından talimatlarla belirlenen sürelerde hava hatları, direkler ve topraklamalar denetlenmelidir.
- Orman teşkilatına ulaşmakta, iletişim sağlamakta sıkıntı yaşayan orman köylerine telsiz sistemi kurulmalı, yangınlara daha erken müdahale edilmesi sağlanmalıdır.
- Orman köylerindeki evlerde eski olan elektrik tesisatı yenilenmeli, bu çalışma için orman köylülerine kredi değil, hibe kaynak sağlanmalıdır.
- İl Özel İdareleri tarafından orman köylerine ayrım yapılmaksızın yangın vanaları yapılmalı, yangın vanaları yapılana kadar her köye en az iki (2) adet yangın söndürme tüpü verilmelidir.
- Ülkemizin 873.651 hektar ile en çok orman alanına sahip ikinci ili, 1.533.239 metreküp ile en çok orman üretimi yapan ili olan Kastamonu’da Orman Bölge Müdürlüğü emrinde en az bir (1) adet yangın söndürme helikopteri hazır bulundurulmalıdır. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü’ne ait arasöz sayısı en az yüzde 50 oranında arttırılmalıdır. Sağladığı katma değerle Orman teşkilatının amiral gemisi olan Kastamonu’nun orman varlığının korunması için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü hiçbir harcamadan kaçınmamalıdır.
- Tarım ve Orman Bakanlığı yabancı firmalardan garanti ödeme şartıyla yangın söndürme uçağı ve helikopteri kiralama uygulamasından vazgeçmeli, Türk Hava Kurumu’nun elinde bulunan, gece uçabilen ve tüm dünyada kullanılan Bombardier marka CL-215 yangın söndürme uçaklarıyla bu hizmeti görmeli, kiralık uçak ve helikopterlerin ülkemiz bütçesine ekstra yük getirmesi önlenmelidir.
- Orman mühendisi ve orman muhafaza memuru alımlarında mülakata dayalı usulsüzlükler önlenmeli, ormandaki denetimsizliğin önüne geçilmelidir.
- Dikili satış uygulamasından vazgeçilmeli, orman köylüsünün köyünde geçimini sağlayacak şart ve imkânlar acilen yaratılmalıdır.
- Dikili satış uygulamasıyla ihale alan firmaların il dışından işçi getirmesi, denetimsiz şekilde faaliyet gerçekleştirmesine izin verilmemelidir.
- Kooperatif sistemi orman köylüsünü kapsayacak şekilde reforma edilmelidir.
- Kastamonu ilinde yangın gözetleme kulelerinin sayısı arttırılmalıdır.
- Riskli bölgeler tespit edilerek, bu bölgelere gölet yapılmalı ya da gölet sayıları arttırılmalıdır.
- Karayolunun yakınında bulunan Ormanlık arazilerin güvenliği açısından yol kenarlarının sürekli temizlenmesi gerekmektedir.
- Yangın mevsimi boyunca yangın riski yüksek olan ormanlarda motorize yangın ekipleri bulundurulmalıdır. Bölgede özellikle yaz mevsimlerinde termal kameralı drone ile yangın kontrolü yapılmalıdır.
- Mevsimlik orman işçisi uygulamasına son verilmeli, gerek Orman teşkilatında, gerekse İl Özel İdare bünyesinde geçici olarak istihdam edilen personele kadro hakkı tanınmalı, orman yangınlarında görev yapacak tecrübeli personel yapısı inşa edilmelidir. Her yıl bu personele yangınla mücadele konusunda gerekli eğitim verilmelidir.
- Özellikle yangına hassas bölgelerdeki yerleşim birimlerinde oturan halka eğitici ve uyarıcı bilgiler verilmelidir.
“AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARINI YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”
“Ben tekrar Taşköprü’müze, Kastamonu’muza ve ülkemize geçmiş olsun diyorum. Yangının söndürülmesi için canhıraş mücadele eden, mesai gözetmeksizin çalışan orman teşkilatı çalışanlarımıza, tüm belediyelerimizin itfaiye ekiplerine, kamu kurum ve kuruluşlarının personeline, köylerde yaşayan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yanan alanın yeniden ağaçlandırılması için yapılacak çalışmaların yakından takipçisi olacağımızın, bu yöndeki her çalışmaya katkı vermeye hazır olduğumuzun kamuoyunca bilinmesini istiyorum. Saygılarımı sunuyorum.”
…