İl Danışma Kurulu toplantısında konuştular
Erbilgin yerel, Baltacı genel iktidara yüklendi
CHP’nin dün yapılan İl Danışma Kurulu toplantısında söz alan Milletvekili Hasan Baltacı, ekonomi politikası üzerinden iktidarı, İl Başkanı Hikmet Erbilgin ise Belediye’yi ve Cumhur İttifakı’nın yereldeki ortaklarını eleştirdi.
CHP İl Danışma Kurulu dün Kuzeykent Belediye Konferans Salonu’nda toplandı.
CHP Parti Meclis Üyesi Milletvekili Hasan Baltacı, İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, Araç Belediye Başkanı Satılmış Sarıkaya, belediye meclis üyeleri, İGM üyeleri, il ve ilçe yöneticileri, kadın ve gençlik kolları üyelerinin katıldığı toplantı iki bölümde gerçekleşti. İlk bölümde İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve Milletvekili Hasan Baltacı birer konuşma yaptı.
HİKMET ERBİLGİN
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, konuşmasında Millet İttifakı vurgusu yaparak, “İttifak süreçlerinde Cide’de, Daday’da, Araç’ta bu ülkeye, Kastamonu’ya adanmışlıkla adımlar atıyoruz. İttifak meselesini, ‘Ben yarın milletvekili, belediye başkanı olacağım. İttifak ne olursa olsun’ yaklaşımıyla ele almıyoruz. İttifakın, Kastamonu’yu ve Türkiye’yi büyütmesi, genel başkanlarımızın mücadelesine katkı vermek için uğraşıyoruz. O nedenle belediye meclislerindeki, yerel yönetimlerdeki tutumumuz Kastamonu ve Türkiye tutumudur. Bir iktidar hırsının, kişisel bir hırsın parçası değildir, olmayacaktır” dedi.
“2018 yılında Kastamonu’daki her yüz seçmenin 72’si Cumhur İttifakı’na, her seçmenin yüzde 26’sı ise Millet İttifakı’na oy vermiş” diyerek sözlerini sürdüren Hikmet Erbilgin, “Biz bir Cumhuriyet şehrinde bu tabloyu tersine çevirmek zorundayız. Onun için çalışmalarımızı Türkiye, Kastamonu sevdasıyla, dayanışma, yardımlaşma ve vefa ile yürütmek hepimizin temel görevi olmalıdır. Türkiye’yi içinde bulunduğu durumdan çıkartacaksak Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere onların çizdiği yol haritasına Kastamonu’dan en büyük desteği vermek bu salonda bulunan herkesin görevidir” diye konuştu.
ARSA KONUSU
Kuzeykent’te yer alan ve satışı gerçekleştirilen tartışmalı arsa ile ilgili de açıklamalarda bulunan Erbilgin sözlerine şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz günlerde Kastamonu Belediyesi’nin bir ihale sürecini yaşadık. İhale süreçleri siyasi partilerin farklı düşünebileceği, tutum alabileceği süreçler olabilir. Ama Kastamonuluları üzen nobran, kaba, yaralayıcı, ayrıştırıcı bir belediye yönetim anlayışıdır. Biz Kastamonu Belediyesi’ni 3-5 rantçının belediyesi yapmaya gayret eden, MHP belediyesi olarak anlatan yönetim anlayışına itiraz ediyoruz. Sayın Vidinlioğlu’nun Kastamonu Belediyesi’ni avuçlarından kaçırdığı, yönetemez hale geldiği dönemde, öğretmenlik ve esnaflık yapmış belediye başkan yardımcılarının tükenişini görmek beni gerçekten üzüyor. Bizler siyaseten rekabet edeceğiz, bizler sözümüzü söyleyeceğiz, ancak ne bu şehrin kıymetli öğretmeni Mehmet Yurt’un ne de bu şehrin eski esnafı Hamdi Öz’ün düştüğü durumdan kesinlikle mutlu olmayacağız. İsteriz ki onlar belediyeyi şeffaf, kucaklayan ve bütün milletin içine sinen bir biçimde yönetsinler. İsteriz ki onlar belediyeyi Kastamonu Belediyesi olarak yönetsinler. Üzülerek görüyoruz ki gördükleri Kastamonu Belediyesi değil MHP belediyesidir. Böyle olunca orası kendi duygu dünyalarında, kendi yandaşlarına, kendi iç rekabetlerine alet edilmesi gereken bir belediyeye dönüşmüştür. Tez zamanda bu meselede umarım ki belediyeyi yönetenler durumun farkına varırlar ve bütün Kastamonulular için hizmet etmeyi kendilerine vazife haline getirirler.
TÜRGEV’in bina yaptığı ancak inşa halinde bıraktığı parsel Kastamonulularındır. O parsel yeniden ihale ile Diyanet İşleri veya Diyanet Vakfı’na devredildi. 53 milyon 150 bin TL’yi Cumhuriyet Halk Partisi, belediyenin kasasına koydu. O 53 milyon 150 bin liradan bir miktar bütçe ayırarak bir an önce o satış kararı iptal edilmeli, o binanın tuğlaları, çimentoların önemli bir bölümü yine Babaş zamanında Kastamonu Belediyesi imkanları ile yapıldı. O bina tamamlanmalı Kastamonu’nun çocuklarının hizmetine açılmalıdır. O binayı tamamlayacak bütçe yoksa biz büyükşehirlerimiz aracılığıyla yapmaya, dün hazırdık, bugün de hazırız. Biz yaparız, siz yeter ki satmayın.”
VİDİNLİOĞLU, ÜNLÜ, ÇINAR VE KATAR’A DAVET
“Belediye Başkanı, ‘Yapabiliyorsanız kendi belediyelerinize yapın’ demişti. Daha dün Daday’da gerçekleştirdiğimiz ilçe danışma kurulu toplantısında Sayın Belediye Başkanımız Daday Pazar Yeri’nin Sayın Vekilimiz Hasan Baltacı’nın da gayretleriyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından inşaatına başlandığını ilan etti. Huzurlarınızda Sayın İmamoğlu’na teşekkür ediyorum. Yanılmıyorsam iki ay sonra burada bulunan kardeşlerimle birlikte arzu ederlerse sayın Vidinlioğlu ile birlikte bir yanımıza sayın Doğan Ünlü’yü, diğer yanımıza Emin Çınar’ı alıp birlikte keselim. Hizmetin siyaseti olmaz. Doğan Ünlü ve Emin Çınar’ı da kurdele kesim törenimize davet etmiş olayım. Hazır Sayın Belediye Başkanı ve il başkanlarını davet etmişken onlara bir davet daha göndereyim. Moderatörünü kendi belirleyeceği internet televizyonculuğu önünde Sayın Vidinlioğlu’nu ortak bir programa davet ediyorum. Kastamonu’nun bugününü ve yarınını konuşalım. Bakalım kim daha çok milliyetçi, kim daha çok Kastamonulu, kim daha çok Kastamonu sevdalısı görelim. Mevkidaşlarımız sayın Doğan Ünlü’yü, Sayın Emin Çınar’ı ve Sayın Ahmet Katar’ı da yine Kastamonuluların huzurunda sorularını da kendilerinin belirleyeceği programda tartışmaya davet ediyorum. Çünkü bizim abdestimizden şüphemiz yok.”
“CİDE’DE ŞİMDİ SIRA SİZDE”
“Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı, Cide’de hastane üzerinden bir video çekmişti. Bugün Sayın Belediye Başkanımız oranın altyapısını tamamladı. Şimdi hastaneyi ne zaman açacağınızı biz takip edeceğiz. Hastaneyi açmadığınız her gün sizi bu millete şikayet edeceğiz. Öyle boş bulunup kafanıza göre videolar çekip, yalan söyleyip, belediyemizi halka hedef gösterip kaçmak yok. Şimdi sıra sizde, biz görevimizi yaptık. O hastaneyi yalnızca bitirmekle kalmamalı. Gittiği yerlerde nasıl bu şehrin kaymakamlarına devletin kaymakamı yerine partinin kaymakamı gibi görüyorsa, o hastanenin doktorunu ve sağlıkçısını da getirecek.
“380 BİNİ AŞMIŞ NÜFUSU YOK SAYDINIZ”
“Üniversitede tamamlanamayan camiyi iş adamlarına baskı yaparak tamamlatmaya çalışıyorlar. Bu millet o camiyi tamamlar, öyleyse bütçe nerede? Bütçe varsa camiyi neden tamamlamadınız? Bu şehrin bütün kaynaklarını 3-5 yandaşa verdiniz. Bu şehirde ‘3-5 adamınızı koruyacağız’ diye 380 bini aşmış nüfusu yok saydınız. Üniversitede cami tamamlanmadığı gibi yurt meselesini de üniversite yönetimi çözemedi. Neden çözemedi biliyor musunuz? Eğer geçmiş yönetim ile ilgili bir suç duyurusunda bulunurlarsa o suç duyurusunun bir ucunun Metin Çelik’e, bir ucunun o dönemin il başkanına, bir ucunun o günün rektörüne ve bu şehri kimler yönetiyorsa onlara dokunacağını çok iyi biliyorlar. Bize her olayda yargı yolunu gösterenler, yargıya gitmemeyi bir çıkış yolu olarak görüyorlar.
“DADAY YOLU DURMUŞ NOKTADA”
“Sayın Baltacı, Daday yolunu gündeme getirdi, Karayolları araçları gitti. Ama hafta sonları dinlenmek için Daday’a gittiyseniz görüyorsunuzdur, Daday yolu durmuş noktada. Çünkü iktidar ne söylüyorsa tersini yapıyor. Çünkü iktidar cumhuriyetin ikinci yüzyılına giderken, ilk yüzyılının en büyük yalancısıdır.
“BİR TELEFERİĞİ YAPMAKTAN BİLE ACİZ BELEDİYE İSTEMİYORUZ”
“Yerel seçimlerin ana belirleyici noktalarından bir tanesi teleferikti. Teleferik ile ilgili Sayın Vidinlioğlu bol bol delikanlılık nutukları attı. ‘Referandum, yapacağız, millete soracağız’ cümlelerini kurdu, ama şimdi unutturmaya çalışıyor. Bu şehirde Cumhuriyet Halk Partisi’nin doğru, ısrarlı ve kararlı siyaseti olmasa teleferiği de unutturacak. Bir teleferiği yapmaktan bile aciz belediye istemiyoruz. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak teleferiğin yapılmasına baştan karşıyız. Ancak oraya milli servet ve bu ülkenin kaynakları teleferik için harcanmışsa yapılacak olan iki şey vardır. Teleferiği turizm olan bölgelerimize taşınması ya da yapılacaksa bir an önce o ucube görüntünün bitirilerek tamamlanması gerekiyor. Sayın Vidinlioğlu’na düşen görev ise teleferik meselesini bir an önce çözmektir. 7 milyon 145 bin TL… İhalesine üç tane şirketin girdiği, birinin çekildiği, birinin dışarıda bırakıldığı, üç konsere 7 milyon lira ayrılan Türk Dünyası Günleri yapılacağına o teleferiğin tamamlanması gerekiyordu.
“MHP İÇERİSİNDE BİLEK GÜREŞİ”
“Şimdi bu lafları da çarpıtıp ,‘Bunlar Türk Dünyası’na da karşı’ diyebilirler. Aynı zaman dilimi içerisinde Safranbolu’da bir hafta Safran Günleri yapıldı. Bütçeleri bir karşılaştırılsın. Türkiye’nin dört bir yanında böyle günler yapılıyor. Gerçekleştirdikleri Türk Dünyası Günleri’ne ne İl Başkanı Emin Çınar, ne de yedek MYK Üyesi Yüksel Aydın sahip çıktı. ‘Yarın genel merkezde bir işimiz düşer. Ben milletvekili adayı olurum’ diye düşünen Yüksel Aydın, ‘Yarın genel merkezde işimiz düşer. Benim adaylık sürecim tıkanmasın’ diyen Emin Çınar, sadece Genel Başkan Yardımcıları Sadri Durmaz’ın gelişini ikinci gün paylaştı. Çünkü MHP içerisindeki bilek güreşi bir Kastamonu meselesi olmaktan öte ‘Yarın ben ne olacağım’ meselesine dönüşmüş durumdadır.
“MASLAK SANAYİ SİTESİ”
“Yine Maslak Sanayi Sitesi’nin propagandasını Tahsin Babaş, Galip Vidinlioğlu yaptı ekmeğini yedi. Maslak Sanayi Sitesi’nin ekmeğini yiyemeyen sadece sanayi esnafıdır. Bir an önce Maslak Sanayi Sitesi’ne merkezi iktidar sahip çıkacaksa merkezi iktidar sahip çıkmalı, yerel iktidar sahip çıkacaksa yerel iktidar sahip çıkmalıdır. Hem bu şehrin kentleşmesinin önü açılmalı hem de oraya kesesinden para aktararak giren esnafımızın yolu açılmalıdır. ”
HASAN BALTACI
CHP Parti Meclis Üyesi ve Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı ise konuşmasında ekonomiye değindi.
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin büyümesi, aynı zamanda umudun ve geleceğe olan inancın büyümesi demektir” diyen Baltacı, şöyle konuştu:
“Bazı cümleler vardır, anlatacağınız bütün hikayeyi tek bir cümlede özetleyebilir. Geçenlerde bu iktidarın Ekonomi Bakanı Nureddin Nebati şöyle bir ifade kullandı: ‘Biz enflasyon ile büyümeyi tercih ediyoruz. Dar gelirliler zarar gördü ama üretici ve de ihraçtı kazandı’ dedi. Krizin ağırlaştığı günlerden bugüne kadar, ‘Amerika’da enflasyon sıfırdan yediye çıktı, dünyada kriz ve savaş var’ demediler mi? Halbuki Nureddin Nebati, yaşanan krizin siyasi iktidarın bir tercihi olduğunu ifade ediyor. Biz zaten bunu biliyorduk, ama kendilerinin de ifade etmesinden gayet mutlu olduk. Siyaset bir tercih meselesidir. Söylediğiniz sözler, söylemediğiniz sözler, aldığını veya almadığınız kararlar tamamıyla bir tercih meselesidir. Nureddin Nebati aslında şunu söylemiş oldu: ‘Doların 17 lira olmasının bedelini biz, işçilere emekçilere, alın teriyle geçinenlere ödettirdik kardeşim’ dedi. ‘Yüzde 150 enflasyonun bedelini, altının gramının bin lira olmasını, kur korumalı mevduat hesabının yükünü biz bu ülkenin esnaflarına, köylülerine, kadınlarına ödettirdik’ demek istedi.
“TÜKETİM ÜZERİNDEN
BÜYÜYEN BİR TÜRKİYE VAR”
“TÜİK Türkiye’nin yüzde 7 büyüdüğünü söylüyor. Elbette büyümüştür. Tüketim üzerinden büyüyen bir Türkiye var, üretim üzerinden değil. Aynı TÜİK’in rakamlarına baktığımızda yüzde 7 büyüyen Türkiye’de emek 2020’den 2022’ye kadar yüzde 39’dan yüzde 31’e kadar gerilemiş. Sermaye büyümüş, rantiye büyümüş, ama emek küçülmüş. O yüzden siyaset bir tercihtir ve tercihlerimizi netleştireceğiz
“ÜLKENİN GELECEĞİNİ
EL BİRLİĞİYLE
İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde adaylığını açıklamak zorunda kaldığını söyleyen Milletvekili Baltacı, bu konudaki görüşlerini de şöyle dile getirdi:
“Bize de ‘Ey Kılıçdaroğlu ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla.’ dedi. Erdoğan şunu görüyor, millet ittifakının gittikçe büyüdüğünü, inancının kararlığının gittikçe arttığını, altılı masada herhangi bir tereddüt olmadığını görüyor. Bütün engellemelere ve bütçe kesintilerine rağmen belediye başkanlarımızın yatırım yaptığını görüyor, partimizin çalıştığını görüyor ki seçimi kaybedecek, bunu biliyor. Bilmediği bir şey var o da seçimi hangimize karşı kaybedecek, onun için ısrarla soruyor. Ben de diyorum ki, ‘Değerli Erdoğan, 20 yılını doldurdun ve merak ettiğin şey kime kaybedeceğin ise sen sadece birimize değil hepimize kaybedeceksin. Sen sadece bir kahramana değil bu ülkenin geleceğine inanmış tüm kadrolarına kaybedeceksin. Altılı masaya kaybedeceksin. Bu ülkede yaşama ısrarı olan gençlere kaybedeceksin. Bu ülkenin her türlü baskısına rağmen direnen kadınlarına kaybedeceksin.’
Bizim için mesele adaylıktan öte bir mesele. Aday ebetteki açıklanacak. Yargının bağımsızlığını sağlayacak, ülkemizi eşitlik ve adaletle buluşturacak, yeniden güçlendirilmiş parlamenter sistemin inşa etmeye önder olacak bir adayımız şüphesiz olacak, ama hiçbir devrim kahramanlar ile kazanılmaz. Her devrim inançlı, umutlu, kararlı kadrolar ile kazanılır. O kadrolar ise bu salondalar. Bu kürsüye çıkıp hamaset yapanlar ‘Hepimiz Şerife Bacı’nın torunlarıyız, hepimizin dedeleri ve nineleri İstiklal Yolu’nda yürüdü, hepimiz Çanakkale’deydik’ diyorlar. Bugün iki üniversite bitiren öğrenci KPSS’ye girip mülakatta ‘Benim ninem de İstiklal Yolu’ndaydı…’ dese para etmiyor. O hamaset bu kürsülerde kalıyor. O hamaset hiçbir zaman gerçeğe ulaşmıyor. O yüzden biz bu ülkenin geleceğini el birliğiyle inşa etmek zorundayız.”