• CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, Bilal Erdoğan’ın Kastamonu ziyareti sırasında Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili sözlerine ve kendisinin konuşmacı olduğu toplantıya il yöneticilerinin katılmasına tepki gösterdi.
• Muzaffer Bıyıklı, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu tavırlar ve bu konuşmalar referandumda evet çıkması durumunda ülkemizin hangi anlayışla ve nasıl yönetileceğinin de ip uçlarını veriyor. Milletimizin bu ayrıntıyı gözden kaçırmayacağına inanıyoruz” dedi.
CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, Bilal Erdoğan’ın Kastamonu ziyareti sırasında Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili sözlerine ve kendisinin konuşmacı olduğu toplantıya il yöneticilerinin katılmasına tepki gösterdi.
Konuyla ilgili tepkilerini yaptığı yazılı açıklamayla dile getiren CHP İl Başkanı, şöyle dedi:
“Milletimiz 16 Nisan 2017 günü çok önemli bir konuda karar verecek. Bütün yetkileri bir kişide toplayan, bütün kararları bir kişinin vereceği, bütün atamaları bir kişinin yapacağı, kısaca millet iradesini bir kişiye bağlayan; buna karşın denge ve denetim mekanizmaları olmayan bir yönetim şekli onaylanacak veya reddedilecek. Ülkemiz bu referandumun havasına girmiş durumda. Her ne kadar adaletli bir yarış olmasa da öngörülen sistemi savunanalar da, karşı olanlar da düşüncelerini anlatmaya çalışıyor. Bu nedenle Kastamonu’ya siyasetçiler ve konuya taraf olan kişiler geliyor. En son gelen de Bilal Erdoğan oldu. Kendisinin, Cumhurbaşkanının oğlu olması dışında hiç bir özelliği ve sıfatı yoktur. Türkiye’deki 50 bine yakın vakıftan birisinin yöneticisidir. Bilal Erdoğan elbette Kastamonu’ya gelebilir, elbette halk oylaması ile ilgili konuşmalar yapabilir. Kimsenin itirazı olamaz. Ancak basından okuduğumuz kadarı ile partimiz ve Genel Başkanımızla ilgili hakarete varan laflar ediyor. Genel Başkanımızı karanlık kapıların arkasına girmekle, yüzsüzlükle, sahtekarlıkla, onursuzlukla, prensipsizlikle suçluyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Halk Partisinin başından gitmesi gerektiğini söylüyor. Bu sözleri söylemek kimsenin haddine değildir. Cumhurbaşkanının oğlu olması onu bu şekilde yersiz ve densiz konuşma konusunda hak sahibi yapmaz. Söylenen sözler, ülkemizde yönetim anlayışının ne kadar yozlaştığını ve laçkalaştığını gösteriyor. Görülen o ki, önümüzdeki referandumda beklediği sonucu alamayacaklarını görenler her zamanki gibi düşman yaratma ve insanımızı ayrıştırma çabası ile bir şeyler yapmanın hesabı içindedir. Bu tavırlar ve bu konuşmalar referandumda evet çıkması durumunda ülkemizin hangi anlayışla ve nasıl yönetileceğinin de ip uçlarını veriyor. Milletimizin bu ayrıntıyı gözden kaçırmayacağına inanıyoruz.
Bu olayın daha da vahim ve üzücü olan yanı, hakaret dolu sözler içeren ve tamamen siyasi olan bu konuşmanın Valimiz, Belediye Başkanımız ve İl Emniyet Müdürümüzün önünde yapılmış olmasıdır. Belediye Başkanımız partilidir, taraftır, orada olabilir. Ancak, bu sözlerin söylendiği yerde devletin tarafsız ve yansız olması gereken Valisinin ve Emniyet Müdürü’nün olmaması gerekirdi. İlin yetkilileri üst düzey devlet görevlilerini elbette karşılayıp birlikte çalışma yapabilirler. Ancak, Devlet geleneğimizde İl’e gelen Bilal Erdoğan gibi misafirlerin Vali, Belediye Başkanı ve başka bürokratlarla teması, onları makamlarında ziyaret edip görüşmekle sınırlıdır. Yanlış yapılmıştır. Bu olay da bize referandumda evet çıkması durumunda ülkemizin hangi anlayışla yönetileceğini gösteren bir başka örnektir.
Basınımızın ve değerli Kastamonuluların bilgisine saygılarımla sunarım.”