CHP Merkez İlçe Danışma Meclisi’nin basına açık ilk bölümünde konuşan İl Başkanı Hikmet Erbilgin, eleştiri oklarını Vali Avni Çakır’a yöneltti.Vali Çakır’ın, belediye başkanlarını arayarak, düzenledikleri etkinlikte CHP Milletvekili Hasan Baltacı’ya söz verilmemesini talep ettiğini söyleyen Erbilgin, bu iddiada bulunduğu Vali Çakır’ı Cumhur İttifakı’nın il başkanı gibi hareket etmekle, devlet adabı dışında davranmakla suçladı.
Erbilgin, “Biz artık ‘parti devleti süreci yaşıyoruz’un somut örneklerini bir kez daha görüyoruz. Biz bunları yaşarız, bu baskıları görürüz, ama dik durmaktan bir milim geri adım atmayız” derken, Milletvekili Hasan Baltacı da sert çıkışı sürdürdü ve “Bugün Millet İttifakı milletvekilinin konuşmasını engelleyebileceklerini düşünenler, milletin sesini kısabileceğini düşünenler, milletin düşmanıdır” ifadesini kullandı.
CHP’nin cumartesi günü yapılan ve ilk bölümü basına açık tutulan Merkez İlçe Danışma Kurulu Toplantısı, İl Başkanı Hikmet Erbilgin’in ve ardından PM Üyesi, Milletvekili Hasan Baltacı’nın Vali’ye yönelik sert eleştirilerine sahne oldu.
HİKMET ERBİLGİN
Toplantıdaki konuşmasına iktidarın kendilerine yönelik suçlamalarda bulunurken düştüğü çelişkileri dile getirerek başlayan ve ardından sözü Vali Çakır’a getiren Erbilgin şunları söyledi:
“Hızla yoksullaştığımız bir süreç yaşıyoruz. Böyle bir süreçte ne yaşanıyor? Gece vakti Adalet Bakanı görevden alınıyor. Eğer bu ülkede Bilal Erdoğan’ın sınıf arkadaşıysan Merkez Bankası Başkanı olabilirsin. Devletin önemli kurumlarından birine bürokrat, müsteşar olabilirsin. Eğer Fethullah Gülen ile fotoğrafın var ise bakanlık kararnamen çıkmış olabilir. Bakan olarak atanabilirsin. Fethullah Gülen ile gözlerin ışıyarak fotoğraf verirsen ekonominin başına geçebilirsin. Eğer Meclis kürsülerinde Fethullah Gülen’i övüp alkışlatmışsan sabah kalktığında Adalet Bakanı olarak atanmış olabilirsin. Sayın Emin Çınar, Şoförler Odası’nın seçiminde partimize yönelik FETÖ ile ilgili göndermelerde yaptığında sanırım bu fotoğrafları hatırlamıyor. Toplumun gözünün içine baka baka, ülkenin Cumhurbaşkanı, Sayın Demirtaş’ı Öcalan üzerinden tehdit edebilir. İmralı’dan bölücü örgüt başının mesajı var mesajını 84 milyonun gözünün içine baka baka söyleyebilir. Onun il başkanları da Anadolu’nun köşelerinde bizleri HDP ile işbirliği yapmakla suçlayabilir. Böyle tuhaf zamanlardan geçiyoruz.
Bizler üç il başkanı ile rekabet ediyoruz. Birincisi Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İl Başkanı Sayın Doğan Ünlü. İkincisi Milliyetçi Hareket Partisi’nin İl Başkanı Sayın Emin Çınar. Üçüncüsü ise Cumhur İttifakı’nın İl Başkanı Avni Çakır. Bir ilin valisi olması gereken, devlet adamı hüviyetini taşıması gerekenler, Cumhur İttifakı’nın İl Başkanı gibi hareket ediyorlar. Göreve geldiğinde Kastamonu itibarını da yerlerde sürükleyerek, işadamlarına bazı ziyaretler yapılmıştı. Kastamonuspor’a destek için yapılan bu ziyaretlerde 5 kuruş para toplayamamıştı. Titrinde Kastamonu Valisi yazan bir kişi Kastamonu işadamlarından para toplayamamıştı. Daha yeni olan bir olayda ise… Çocuklarımız karne aldı. Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı ile birlikte devlet adabına bile sığmayacak fotoğraflar verdi. Onun üst il başkanı olarak bütün kurumlarda beraber geziyorlar. Olabilir. Buna katlanabiliriz. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak üçünüzle de mücadele edebiliriz. Ama olmayacak bir şey var. Bunu da Kastamonulular’ın takdirine bırakıyorum. Bu atanmış Vali, devlet adabını bir kenara bırakıp, belediye başkanlarını arayarak seçilmiş Kastamonu milletvekiline söz verilmemesini talep ediyor. Bu atanmış Vali, tüm devlet adabını bir kenara bırakarak hiç de haddi olmayacak bir biçimde Kastamonulular’ın seçtiği, bu milletin seçtiği Hasan Baltacı’nın kürsülerde konuşturulmamasını istiyor. Biz artık ‘parti devleti süreci yaşıyoruz’un somut örneklerini bir kez daha görüyoruz. Biz bunları yaşarız, bu baskıları görürüz, ama dik durmaktan bir milim geri adım atmayız. Bu da böyle bilinsin. Kastamonu Valisi siyasi partilere, belediye başkanlarına talimat verebilir. Mustafa Kemal’in partisinde il başkanlığı yapanların, Mustafa Kemal’in partisinde milletvekilliği yapanların bir adım geri atmayacağını tüm Türkiye bilir. Dolayısıyla Avni Çakır’ın çektiği kürek boşunadır. Bu şehrin kalkınmasına bir milim bile faydası olmayan sayın Çakır’ın ilk Valilik Kararnamesi ile Kastamonu’nun önünün açılmasını temenni ediyorum. Eğer giderayak Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kastamonu’ya bir faydası olacaksa yapacağı en önemli yatırım Avni Çakır’ı Kastamonu’nun başından bir an önce almaktır. Seçilmiş bir milletvekiline yapılabilecek hadsizlik onun işi değildir. Bizim seçilmiş belediye başkanlarını MOBESE aracılığıyla takip ettirenler, Kastamonu’da milletin seçtiği milletvekiline engel olabileceklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar. Biz Kastamonu’yu savunmaya devam edeceğiz. Bu cesareti Mustafa Kemal’in partisinde olmaktan alıyoruz. Bu cesareti her gün artan üye sayımızdan alıyoruz.
Daha dün mahalle başkanlarımızla geleceği müjdeleyen önemli bir toplantı yaptık. Kararlılığı o toplantıda gördük. Bütün sandıklarımızda fazlasıyla görev alırım diyen gönüllü onlarca müracaat var. Her birini sistemimize işledik. Kastamonu’nun en ücra köyünde de artık partimizi temsil edecek üyeler vardır. Her bir üyemizle gurur duyuyoruz.
Karadeniz bölgesinde 12 il milletvekilimiz Hasan Baltacı’ya teslim edildi. Kendisine başarılar diliyorum. Kastamonu gibi köklü bir il den Gençlik Kolları MYK’sına genç bir kardeşimiz seçildi. Parti Okulu İl Koordinatörümüz, bölge koordinatörü olarak atandı. Bunlar birbirine kenetlenmiş bir çalışmanın uyumudur. El birliği ile daha fazla birbirimizin elini sıkacağız.
Eğer Sayın Genel Başkanımız da onay verirse, önümüzdeki günlerde İstanbul’da Kastamonu masasını kurmak için girişimlere başlayacağız. İstanbul’daki Kastamonulularla doğru bir temelde buluşacağız. Kastamonulular’ın etkisini artırmak için Kastamonu masasını kurmak istiyoruz. Sayın Genel Başkanımız uygun görürse önceki dönem il başkanlarımızla birlikte İstanbul’da çalışmalara başlayacağız. Kararlıyız. Türkiye’yi yöneteceğiz.
HASAN BALTACI
Erbilgin’in ardından kürsüye gelen Parti Meclisi Üyesi ve Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı da şöyle konuştu:
“Merkez İlçe Başkanıma ve yönetim kurulu üyelerine, bu şehrin tüm mahallelerine gittikleri için, bu şehrin tüm sokaklarını dolaştıkları için, bu şehrin bütün köylerine ayak bastıkları için, bu şehirdeki bütün yoksulların, emekçilerin, garibanların, kimsesizlerin evine konuk oldukları için ve bu şehrin insanlarını sahipsiz bırakmadıkları için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Herkes şunu çok iyi bilsin. Biz varsak, Kastamonu yalnız değildir. Biz varsak, Kastamonu sahipsiz değildir. Ve biz varız. Biz buradayız. Bize kürsüleri, mikrofonları kapatabileceklerini düşünebilenler varsa, bizim konuşmamızı engelleyebilecekler varsa şunu kafalarına soksunlar. Hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekilinin, il başkanının, ilçe başkanının ya da herhangi bir üyesinin Kırkçeşme’deki bir yoksulun evinde oturmasına, o yoksulun evine bağdaş kurmamıza engel olamaz. Hiç kimse bizim milletle bütünleşmemize asla engel olamaz.
Bugün Millet İttifakı milletvekilinin konuşmasını engelleyebileceklerini düşünenler, milletin düşmanıdır. Milletin sesini kısabileceğini düşünenler, milletin düşmanıdır. Onlar ki, her şeye düşmandır. Ama elbette ki gidecekler. Elbette ki göndereceğiz onları. Bunu yapacak irade Cumhuriyet Halk Partisi’nde ve Millet İttifakı’nın her bir partisinde vardır.
Bir önceki Merkez İlçe Danışma Kurulu toplantımızın üzerinden dört ay geçti. Dört ayda bu ülkede yaşananları Merkez İlçe Başkanımız özetledi. Geldiğimiz nokta: Bu iktidarın, iktidarda kalmasının her gün Türkiye’ye bir bedeli var. Bu bedeli bazen bir öğrencimizin canıyla, bazen bir esnafımızın kepenk indirmesiyle, bazen bir fabrikada çıkartılan işçiyle, bazen yoksullaşmayla, bazen kesilen elektrikle, bazen kesilen doğalgazla görüyoruz. İşte biz bu bedeli en aza indirebilmek için erken seçim istiyoruz, hemen seçim istiyoruz.
Dün gece bir kararname çıktı, bir Bakan gece yarısı gönderildi. Ne diyordu bunlar: ‘Tek adam rejimine geçeceğiz’ diyorlardı. ‘Ülkeye istikrar gelecek’ diyorlardı. Halbuki son üç yılda koalisyon dönemlerinden bile fazla kabine değişikliği oldu. Ama zerre kadar utanmadılar. Hem de bu kabine değişikliklerinin tamamı geceyarısı yazılan kararnamelerle yapıldı. Sabah bir kalktık, bu gece kim değişti acaba, kim görevden alındı, kim affedildi, yerine kim geldi bunu merak ederek uyandık. Yapılan her değişiklikle bu ülkenin gençlerinin, emekçilerinin, aydınlarının, yaşlılarının günlük yaşamına doğrudan etkiler oldu. Bazen doların 9 liradan 18 liraya çıkması oldu, bazen artan mazot fiyatları oldu, bazen de bir çocuğumuzun bir yurtta yaşama sevincinin çalınması oldu.
Türkiye’yi bundan yüz yıl önceki kararlılıkla, ikinci yüzyıla taşıma iradesi gösterecek miyiz, göstermeyecek miyiz? Bu ülkeyi adaletle, umutla, heyecanla, liyakatle buluşturacak mıyız buluşturamayacak mıyız? Mesele tamamen bu. Korktukları Cumhuriyetin ikinci yüzyılı emeğin ve adaletin yüzyılı olacak. O yüzden hepinize çok önemli görevler düşüyor.”
İLKE KARABACAK
Toplantının açılış konuşmasını yapan Merkez İl Çe Başkanı İlke Karabacak ise şunları söyledi:
“4 AYDA YAŞANAN FİYAT DEĞİŞİMLERİ”
“Bundan önceki danışma kurulu toplantımızı yaklaşık 4 ay önce, yine bu salonda gerçekleştirmiştik. O gün bu kürsüden; ‘Bu memleketin kadını, erkeği, işçisi, genci, emeklisi, çiftçisi, esnafı, memuru, asgari ücretlisi, öğrencisi, işsizi, gazetecisi zor zamanlardan geçiyor. Abartısız her gün, yeni bir kâbusa uyanıyor’ demiştim. O gün çeyrek altın 793 liraydı, bugün bin 259 lira. O gün dolar 8 lira 76 kuruştu, bugün 13 lira 65 kuruş. O gün mazot 7 lira 40 kuruştu, bugün 14 lira 40 kuruş. O gün gübrenin tonu 3 bin 750 liraydı, bugün 11 bin 900 lira. O gün 1 litre sütün raf fiyatı 6 liraydı, bugün 13 buçuk lira. O gün 5 litre ayçiçek yağı 70 liraydı, bugün 150 lira. O gün eczanelerde 300 farklı ilaç yoktu, bugün bin farklı ilaca ulaşılamıyor. O gün bir haneye 170 lira elektrik faturası geliyordu, bugün aynı tüketime karşılık o haneye 386 lira fatura geliyor. Vatandaşımız her yeni güne; iğneden ipliğe zamla uyanıyor, benzine mazota gelen zamlarla başını yastığa koymak zorunda kalıyor. Şunu net olarak belirtmek istiyorum. Halka sırtını dönmüş, sokağın çığlığına kulaklarını tıkamış, eş, dost, akraba ve yandaşından başkasını düşünmeyen, onlara 3-5 maaş bağlarken, onları kayırırken, KPSS’de birinci olan çocuklarımızı mülakatlarda eleyen, kendi sarayının ışıkları sönmesin diye tüm ülkeyi karanlığa gömen, bu zalim yönetimi artık halkımızın, bırakın bir gün daha, bir saat daha sırtında taşımaya tahammülü yoktur, kalmamıştır.
“KASTAMONU’DA KAPANAN KEPENK TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜSTÜNDE”
“Ülkemiz ekonomiden sağlığa, tarımdan eğitime, sanayiden teknolojiye, her alanda zor günler yaşarken, Kastamonu’da da karşı karşıya olduğumuz tablo farklı değildir. Örencik’teki TOKİ 1 konutlarında vatandaşlar ısınmadan ulaşıma aylardır mağduriyet yaşarken, TOKİ 2 projesi ‘kaynakların verimli kullanılması’ gerekçesiyle iptal edilirken, Kuzeykent mahallemizin kalan son yeşil alanında Millet Bahçesi adı altında 41 milyon lira harcamakta, birilerinin servetine servet katmakta ısrar edenlerin tercihi hiçbir zaman Kastamonu olmamıştır. Kastamonu’da sadece 2021 yılında 738 esnaf ile 111 şirket ve işletme kepenk kapatmışken, şehrimizde sicil ve meslek terkini yapan esnaf ile kapanan şirket ve işletme sayısı Türkiye ortalamasının çok üstündeyken, yandaş şirketlerin vergi borçlarını bir gecede çıkarttıkları kanun hükmünde kararnamelerle silenlerin tercihi hiçbir zaman Kastamonu olmamıştır.
SAĞLIK
İlçeleriyle birlikte şehrimizin sağlıktaki tüm yükünü çekmeye çalışan Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanemizde doktor sayısı özellikle art arda yaşanan istifalar nedeniyle sürekli azalırken, Kastamonulular muayene randevusu bulamayıp sevk yollarında hem parasını hem de canını kaybederken, Danimarkalı şirketlere devredilen hasta garantili Şehir Hastaneleri ile övünenlerin tercihi hiçbir zaman Kastamonu olmamıştır.
“TERCİHLERİ HİÇ KASTAMONU OLMADI”
Umudunu kaybedip iş aramaktan ve İş-Kur’a kayıt yaptırmaktan vazgeçenleri saymazsak, Kastamonu’da 14 bin kayıtlı işsiz varken, Kastamonu İş-Kur’un sisteminde iş arayan statüsünde kayıtlı kişi sayısı 28 bin 143 kişi iken, iki-üç üniversite bitiren çocuklarımız akaryakıt istasyonlarında, marketlerde, pazarlarda ekmek parası peşinde koşarken, Kürşatları koruyanların tercihi hiçbir zaman Kastamonu’nun gençleri olmamıştır. Gölköy’de, Hasköy’de, Kırcalar’da, Subaşı’nda, Elyakut’ta, Akdoğan’da tarlasını, bağını bahçesini gübre atmadan ekmek zorunda kalan Kastamonu çiftçisi, Tarım Kredi Kooperatifi’ne ve bankalara olan borcunu ödeyemediği için icra kıskacına düşmüşken, Bulgaristan’dan saman, Arjantin’den pirinç, Çin’den sarımsak, Rusya’dan ülke tarihinde ilk kez şeker ithal edenlerin tercihi hiçbir zaman Kastamonu çiftçisi, köylüsü olmamıştır.
Siyaset tercih meselesidir. Siyaset; bir avuç rantiyecinin çıkarlarını mı savunacaksınız, yoksa halkın çıkarlarını mı savunacaksınız, buna karar vermektir.
Saray ve AKP iktidarının tercihi 5’li çetedir, Birleşik Arap Emirlikleri’dir, Katar’dır… Bu talan düzenini yaratan ve bu yağmadan beslenenlere karşı mücadeleden bir gün olsun geri durmayacak, bir adım bile geri adım atmayacağız. Verdiğimiz mücadeleyi büyütmekse, mutsuz, huzursuz, geleceğe kaygıyla bakan ve yarınını göremeyen vatandaşımıza, halkımıza karşı en büyük sorumluluğumuzdur. Şunu asla unutmayalım; Bu kara günlerden ancak ve ancak omuz omuza vererek birlikte çıkabiliriz. Ve biz bunu hep birlikte başaracağız.
“MAHALLE VE KÖYLERDE ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”
Parti bayrağını devraldığımız günden bu yana tek kişinin her şeye karar verdiği bu düzeni değiştirmek, hem ülkemizin hem de Kastamonu’muzun demokrasiyle, adaletle yönetildiği günleri inşa etmek için dişimizi tırnağımıza takıp çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz.
Her aşamasını İl başkanımız, Milletvekilimiz, il- ilçe yöneticilerimiz ve mahalle başkanlarımız ile birlikte titizlikle planladığımız sandık güvenliği, mahalle ve hane ziyaretleri çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmalarımız kapsamında ilk olarak Köy Bölge Toplantıları organize etmeye başlamış, 9 bölgede 99 köyümüzdeki vatandaşlarımızla bir araya gelmiştik. Hasat dönemi nedeniyle ara verdiğimiz, 7 bölge, 78 köyümüzdeki hemşerilerimizle buluşmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Daha verimli bir süreç geçirmek için Merkez İlçe Başkanlığı olarak il merkezimizde hane ziyaretleri organize ettik ve bu çalışma kapsamında bugüne kadar 203 hanenin kapısını çaldık. Partimize üye olan hane sakinlerimizle aramızdaki bağları ise daha da güçlendirdik. Yine bu süreçte mahalle başkanlığı sistemi çalışmalarımızı olgunlaştırıp, sonuçlandırdık. Merkezdeki tüm mahallerimizde mahalle başkanlarımızı belirledik. Kuzeykent’tenHonsalar’a, Mehmet Akif’ten, Budamış’a bu şehrin sorunlarını da, çözüm yollarını da biliyoruz. Mahallelerimizdeki her sorunun takipçisi olacağız, çözümü için her türlü gayreti sarf edeceğiz. Çalışmalarımıza bıkmadan, yorulmadan devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında hem ülkemizi, hem de şehrimizi Vatandaşlarımızın özlemini duyduğu hakkı, hukuku ve adaleti önceleyen yönetim anlayışıyla buluşturacağız.”