CHP heyetiyle birlikte Van’a giden Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, bölgenin topografik yapısı nedeniyle hemen hemen her kış mevsiminde çığ tehlikesi yaşandığını belirtti, ilk çığ felaketinden sonra birbirini izleyen ihmallerin can kaybının artmasına yol açtığını söyledi.
Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 35’inin çığ afetine maruz kaldığına dikkat çeken Baltacı, riskli bölgelerde; arazi ıslahı, ağaçlandırma, çığ tünelleri, çığ barajları, durdurma duvarları, çığ kapanı gibi yöntemlerin mutlaka kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, yaşanan çığ felaketlerinin ardından Van’a giden ve kendisinin de yer aldığı parti heyetinin tespit ve değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı.
Bölgenin topografik yapısı nedeniyle hemen hemen her kış mevsiminde çığ tehlikesi yaşandığını belirten Baltacı, 4 Şubat’ta meydana gelen ilk çığ felaketinden sonra birbirini izleyen ihmallerin can kaybının artmasına yol açtığını söyledi.
Van’a Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl başkanlığında Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Parti Meclisi Üyesi İlhan Cihaner, Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Adana Milletvekili Burhanettin Bulut ile birlikte gittiklerini belirten Milletvekili Hasan Baltacı Van’da heyete Hakkari İl Başkanı Nazım Demir ile Van İl Başkanı Mehmet Kurukçu’nun da katıldığını belirtti.
Yaşanan bu elim facianın sebeplerinin araştırılması ve herhangi bir ihmal varsa ortaya çıkarılması amacıyla bölgede çeşitli temaslarda ve ziyaretlerde bulunduklarını ifade eden Milletvekili Baltacı, görgü tanıklarının anlattıkları ve görevlilerle yapılan görüşmeler ışığında da Genel Merkeze bir rapor sunduklarını söyledi.
Çığ afeti bölgesinde bulundukları sırada iki kişinin daha cansız bedenine ulaşıldığını belirten Baltacı, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Van-Bahçesaray karayolunun 33’üncü kilometresinde, Yukarı Narlıca mezrasına 4 kilometre kala çığ düşmesi sonucu mahsur kalan minibüsteki 14 kişiden ilk anda 7 kişi sağ olarak kurtarılmış ancak 5 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, 2 kişi ise minibüsten çıkarılamamış. Akşam saatlerinde çalışmanın elvermemesi nedeniyle çalışma sonlandırılmış. Ertesi gün saat 12.00 sularında iki kişiye ulaşmak amacıyla yapılan çalışmalar devam ederken bilindiği gibi çok daha büyük bir çığ düşmüştür. Alanda kurtarma çalışması yapan ve aralarında AFAD, UMKE, JAK, Van Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile güvenlik korucuları ve vatandaşlarında olduğu yüzden fazla kişi kar altında kalmıştır. 5 Şubat’ta gerçekleşen bu elim çığ felaketinde 42 vatandaş hayatını kaybetmiş, 84 vatandaş ise yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştır. Yaşanan bu facia, 1 Şubat 1992 yılında Şırnak Gömeç karakolundaki çığ faciasından sonra en fazla kaybın yaşandığı çığ felaketi olarak kayıtlara geçmiştir.
4 Şubat’ta gerçekleşen ilk çığ felaketinde kendilerine ulaşılamayan 2 kişinin aile yakınlarının ısrarları sonucunda uygun zaman beklenmeden 5 Şubat’ta arama işlemlerine yeniden başlanmış olması ilk ihmaldir.
İkinci gün yapılan arama işlemlerine 150’ye yakın sivil vatandaşın dahil edilmesi ise en büyük ihmal olarak göze çarpmıştır.
Aramalar devam ederken çığın olduğu alanın içinde ateş yakılması ve onlarca insanın o ateşin başında toplu halde olması bir başka ihmal olarak görülmüştür. Zira hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğu bu ateşin başında toplu halde duran vatandaşlardır.
5 Şubat’ta meydana gelen ikinci çığın oluşmasına yol açan faktörler arasında şiddetli ses ve gürültü de başı çekmiştir. Aynı anda birden fazla iş makinasının yüksek desibelde çalışması sonucu çıkan gürültü ikinci çığın oluşmasını tetiklemiştir. Çığ altında kalan AFAD Müdürü de çığın düştüğü sırada iş makinalarının çalıştığını söylemiştir. Çığ felaketlerinde aslolan sessizlik olmasına rağmen kalabalığın ve iş makinalarının gürültüsünün ikinci büyük çığı tetiklediği yetkililer tarafından da ifade edilmektedir.”
“YAPILMASI GEREKENLER”
Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 35’inin çığ afetine maruz kaldığına da dikkat çeken Milletvekili Baltacı, riskli bölgelerde; arazi ıslahı, ağaçlandırma, çığ tünelleri, çığ barajları, durdurma duvarları, çığ kapanı gibi yöntemlerin mutlaka kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
Baltacı benzer acıların yaşanmaması için yapılması gereken çalışmalarla ilgili şunları sıraladı:
“Türkiye’nin bazı bölgeleri coğrafi olarak dağlık ve engebeli bir araziye sahiptir. Dağ koşullarının sunduğu rölyef farkı çığ ve heyelan gibi tehlikeli, can ve mal kaybına neden olan bir çok doğal afetin oluşmasına neden olmaktadır.
Çığ genellikle Türkiye’nin Doğu, Güneydoğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgelerini etkilemektedir. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 35’i çığ afetine maruz kalmaktadır. Özellikle bu bölgelerde yamaçların ve engebeli arazilerin yoğun oluşu, bitki örtüsünün ve ormanlık alanın olmaması gibi nedenler çığ afetinin dramatik bir şekilde sonlanmasını kaçınılmaz hale getirmektedir.
Bu nedenle bu bölgelerde arazi ıslahı, ağaçlandırma ve bitki örtüsüne yönelik çalışmalar süratle yapılmalıdır. Özellikle bu tür çığ afetine maruz kalınan bölgelerde yol güzergâhlarının mutlaka gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Zira başta Bahçesaray olmak üzere her yıl birçok kez çığ felaketlerinin yaşandığı bir gerçektir. Yeni yol açılması mümkün olmayan yerlerde mutlaka çığ tünelleri kullanılmalıdır. Eğer bu yol kullanılacak ise süratle çığ tünelleri yapılması zorunluluk arz etmektedir. Çığ tünelinin yanı sıra çığ barajları, durdurma duvarları, çığ kapanı gibi yöntemler de mutlaka kullanılmalıdır. Sıklıkla çığ yaşanan yerlerdeki vatandaşların çığa karşı bilgilendirilmeleri, kurtarma çalışmalarında daha yararlı olmaları ve eğitim almaları gerekmektedir. Çığ çubuğu gibi kurtarma araç gereçleri de eğitime paralel olarak dağıtılmalıdır. Felaket anında öncelikle güvenlik önlemleri alınmalı, yetkililer alana hâkim olmalı ve görevli olmayanların hiçbir şekilde alana sokulmamaları sağlanmalıdır.
Dünya’da çığ ile ilgili olarak yapılması gereken geçici önlem türlerinin uygulamaya sokulabilmesi zarar azaltma, çığ risk yönetimi, kurumlar arası koordinasyon gibi çalışmalar daima tahmin ve erken uyarı sistemlerinden elde edilen bilgiler ışığında gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde böyle bir sistem bulunmamaktadır.
Dünyada çığ tehlikesi bulunan pek çok ülkede otomatik kar gözlem istasyonları kullanılmaktadır. Otomatik istasyonların kullanımı, insanların kış mevsiminde ulaşamayacağı alanlardan oldukça sağlıklı veriler elde edilmesini sağlamaktadır. Alanının yarısı yüksek dağlarla kaplı olduğu için çığ tehlikesine maruz 38 ile sahip olan Türkiye için bu çok önemli bir eksikliktir.
Çığ afeti ile ilgili zarar azaltma çalışmalarının daha ileri götürülerek, dünya ülkelerinde uygulandığı gibi uygulanmasını sağlamak, bu amaçla gerekli yasal düzenlemeleri yapmak gerekmektedir. Ülke kaynaklarının mega projelere rant eksenli dağıtımı değil, ilgili kurumlar ve meslek odalarının görüşleri dikkate alınarak doğal afeti engelleyecek yatırımlar yapılmalıdır.”
Milletvekili Hasan Baltacı sözlerinin sonunda çığ faciasında hayatını kaybeden Tosya nüfusuna kayıtlı Jandarma Uzman Onbaşı Ufuk Deniz ile diğer tüm şehitlere ve vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına bir kez daha sabır ve başsağlığı dilediğini söyledi.