Dün yapılan kongrede seçime tek listeyle giren ve CHP’nin yeni Merkez İlçe Başkanı olan Aydın Böbüroğlu, “Kastamonu İlçe Örgütü toplumun tamamını kucaklayacak, tüm gelişmelere açık olacaktır” dedi.
CHP’nin Merkez İlçe Kongresi dün yapıldı. Kuzeykent’teki Belediye Konferans Salonu’nda yapılan kongrede, ilçe başkanlığını seçime tek aday olarak giren Aydın Böbüroğlu kazandı.
CHP Merkez İlçe Başkanı Aydın Böbüroğlu’nun Yönetim Kurulunda Özgür Baş, Coşkun Çerez, Mehmet Çevik, Tevfik Değirmenci, Hatice Demirci, Ahmet Er, Erkan Ergülenoğlu, Sunay Eşgil, İlke Dilek Karabacak, Birgül Kebeci, Şahin Pelenkoğlu, Yusuf Sevinç, Mehmet Tutan, Mahmure Yavuz, Özgür Yılmaz ve Serkan Yılmaz yer aldı.
Divan Başkanlığını CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin’in yardımcılığını Mehmet Sezer’in, katip üyeliklerini de Cumhur Genç, Vuslat Atak ve Özlem Eylem Kurt’un yaptığı kongrenin açılış konuşmasını yapan Merkez İlçe Başkanı İlke Dilek Karabacak yaptı. Karabacak’ın ardından da sırasıyla İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve Milletvekili Hasan Baltacı kürsüye geldi. Son konuşmayı CHP Merkez İlçe Başkanlığına seçilen Aydın Böbüroğlu yaptı. Dilek ve temenniler bölümünde söz alan Mustafa Başesgioğlu da uzunca bir konuşma yaptı.
KONUŞMALAR
İlke Dilek Karabacak
Uğur Alemdar’ın ayrılmasının ardından Merkez İlçe Başkanlığı görevini üstlenen İlke Dilek karabacak açılış konuşmasında şunları söyledi:
“Cumhuriyet Halk Partisi, köklerini Anadolu topraklarının kadim kültüründen, tarihinden alan, gölgesinde milyonları toplayan ulu bir çınardır. Cumhuriyet Halk Partisi, Anadolu uygarlığın beşiği, Anadolu kültürünün birikimi ve bileşimidir. Bu topraklar hoşgörünün, barışın, kardeşliğin olduğu kadar zulme, zorbalığa ve haksızlığa karşı mücadelenin de coğrafyasıdır. Bu kongre; Şerife Bacı’nın, Halime Çavuş’un, Kara Fatma’nın, Salih Reis’in, Kuva-i Milliyecilerin kongresidir. Bu kongre Mustafa Kemal’den aldığımız devrimci mücadele ruhu taşıyan Rıfat Ilgazın, Nazım Hikmet’in, Hasan Tahsin’in, Uğur Mumcu’nun, Bahriye Üçok’un kongresidir. Bu kongre devrim şehitlerimiz Denizlerin, Mahirlerin, Ulaşların tam bağımsız Türkiye diyenlerin kongresidir. Bu kongre Cumhuriyet kazanımlarına sonsuza dek sahip çıkacak olan Cumhuriyet Halk Partililerin kongresidir. Bugün burada gerçekleştireceğimiz kongrenin aynı zamanda örnek bir demokrasi şöleni olacağına inancım tamdır. İktidar yürüyüşünde Cumhuriyet Halk Partisi’nin yolu açıktır. Biz istersek, biz inanırsak, biz kenetlenirsek, mutlaka iktidar olacağız. Ve bu ülkenin aydınlık yarınlarını hep birlikte inşa edeceğiz.”
Aydın Böbüroğlu
Genel Kurul’da yeni dönemin CHP Merkez İlçe Başkanı Aydın Böbüroğlu’da konuşma yaptı. 1986 Kastamonu doğumlu olan, Azdavay eski belediye başkanı Emrullah Tamer’in torunu, Halkçı Parti eski ilçe başkanı Eyüp Böbüroğlu’nun oğlu olan Aydın Böbüroğlu şöyle konuştu:
“Bugün ülkemizde; toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına şiddet her geçen gün artıyor, gençlerimizde ki gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı onları intihara sürüklüyor, can alıyor. Bugün ülkemizde; Cumhuriyetin değeri fabrikalar, işletmeler teker teker satıldı. Bilerek ve isteyerek kurulan bu düzenin bir sonucu olarak işyerleri kapandı, ülkemizdeki işsiz sayısı 8 milyona ulaştı. Yoksulluk almış başını gidiyor, çalışan işçi geçinemiyor. Bugün ülkemizde; köylünün tarlasını ektiği traktörü bankada icralık. Çiftçi perişan! Mazotuna, ilacına gübresine güç yetiremiyor, ürettiği ürün para etmiyor. Bugün ülkemizde; Emekli sadece kendisini değil, üniversite bitirmiş çocuğunu da geçindirmek zorunda. Yüzde yüzü bulan elektrik, doğalgaz ve gıda zamları nedeniyle ay sonunu getiremiyor. Bugün ülkemizde; Derelerimiz ve ormanlarımız tehdit altında, talan ediliyor. Halkın parası akıl ve bilim dışı projelerle iç ediliyor, yandaşın cebine aktarılıyor. İktidarın rant hırsı hepimizin geleceğinden çalıyor. Bugün ülkemizde; Hukuk iktidarın sopasına dönüştürüldü, tek adama hizmet ediyor. AKP’nin dış politikalarındaki büyük hatalar, ülkemizi içeride ekonomik krize, dışarıda yalnızlığa sürüklüyor.”
Böbüroğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
“Görevimiz hep birlikte partimize güç katmaktır. Partimiz Türkiye’yi yönetmeye hazırdır. Kastamonu İlçe Örgütü bu bilinçle, toplumun tamamını kucaklayacak, tüm gelişmelere açık olacaktır. Örgütümüzün başarısı aynı hedefe kilitlenen adanmış kadrolarının gücünden gelir. Gücümüz, beraberliğimizdendir. Bu yapıyı birlikte inşa edeceğiz. Şu anda, ülkemiz bir dönüşüm yaşıyor. Cumhuriyetimizin teminatı, ülkemizi kuran, 96 yıldır her türlü zorluklara rağmen dimdik ayakta kalan partimize, her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Ülkemizin her alanda yeniden inşası, partimiz açısından tarihi bir görevdir. Yıkılan, tahrip edilen Cumhuriyetimizin tüm değerlerini yeniden inşa edeceğiz. Çıkmış olduğumuz bu yolda bin bir türlü zorluğun olduğunun farkındayız. Size söz veriyoruz, Milletvekilimiz Hasan Baltacı’nın da dediği gibi; -Biz o kayığı bu limana ulaştıracağız.- Çünkü; Cumhuriyet Halk Partisi; Çocuklarımızın eğitimi, çiftçimizin alın teri, işçimizin emeği, emeklimizin hakkı, esnafımızın yarını, yaşlılarımızın sağlığıdır. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin umudu, Aydınlık yarınlarının güvencesidir. Değerli arkadaşlar; Ben ve ekip arkadaşlarımın adına, Muhalefeti susturmaya çalışanlara inat, Doğru bildiğimiz sözü söylemekten geri durmayacağımızın, Hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğimizin buradan sözünü veriyorum. Bu iktidar geldiği gibi gidecek. Son olarak; Ben buradan bu salona bakınca halkın iktidarını yeniden, hep birlikte kurabileceğimizi görüyorum. Sizlere ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne inanıyorum. Halkımızın vicdanına güveniyorum, Demokrasiye, laikliğe, insan haklarına, barışa ve özgürlüğe olan inancımızla mücadelemizi önce Kastamonu’da, ardından tüm Türkiye’de büyütmeye hazırım, hazırız! Bu yolda kararlı adımlarla yürüyeceğiz.”
Hikmet Erbilgin: “Belediye sanki çok başkanlık sistemiyle yönetiliyor”
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Merkez İlçe Kongresindeki konuşmasında şunları söyledi:
“Sözlerime başlarken Karaoğlan’ına kavuşan, Türkiye’de siyasete damga vuran Rahşan Ecevit’e rahmet diliyorum. Ruhu şad olsun. Bu vesileyle demokrasi, ekmek, iş mücadelesinde kaybettiğimiz tüm değerlerimizi, ebediyete uğurladığımız partililerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Kıymetli katılımcılar bizler Kastamonu’da siyaset yapma biçimini, belediyelerin işleyiş biçimini, iktidar vekillerinin gözünü saraydan ayırmayan çaresizliğini, sivil toplum kuruluşlarının çekingen tutumunu, kadın ve gençlerin siyasete katılımını yeniden ayakları üzerine dikmek görevi ile karşı karşıyayız. Elbette kararlı bir muhalefet hattı inşa edeceğiz ancak tek başına sorun tespit eden, muhalefet eden bir yaklaşımla Kastamonu’nun ihtiyaçlarına cevap veremeyiz. Yereli yönetmenin hazırlıklarını, Türkiye’de iktidar olmanın hazırlıklarını yapmalıyız. Bakın, Sayın Vidinlioğlu usluba dile özen gösteren bir başkan, ancak Kastamonu Belediyesi yönetilemez durumda.Sokakta konuşulanlar sizlerin de kulağına geliyordur. Başkan yardımcılarından birisi istifa etti ya da ettirildi. Sanki belediye ‘çok başkanlık’ sistemiyle yönetiliyor. Aslında yönetilemiyor. Bunu ben söylemiyorum. Sokak söylüyor, halk söylüyor. Neredeyse bir yıl dolacak personel yeri değiştirme dışında ne yapıldı? Yeniden personel yeri değiştirme toplantıları yapılıyor. Bir de borçlanma yetkisi alındı. Her gün alışveriş yaptığım esnaf ‘Seçim kurulunun verdiği mazbata kimin elinde?’ diye bize dert yanıyor. Çünkü vatandaş öyle anlıyor, öyle algılıyor. Buradan Sayın Vidinlioğlu’na sesleniyorum:Halk, seçim öncesi kuşe kağıda basılı 70 sayfalık o albenili seçim kitapçığının, ben ansiklopedi diyeyim, gereğinin yapılmasını istiyor. Vardır yoktur bilemem; halk iç çekişmelerinize belediyenin kurban edilmesini zinhar istemiyor.
Şimdi AKP ve MHP’nin bir elmanın iki yarısı olduğunu çokça söyledim. Dün bizim kibir diye tarif ettiğimiz Tahsin Babaş’ın reklam panolarını eleştirenler, aynı kibri aynı israfı tekrarlayarak hem de il başkanı olarak billboardları kendi resimleri ile donattılar. Şimdi buradan ne çıkar?Belki mühürlenme tavizi hikayesi çıkar, ancak bu millete düşen hayırlı bir şey çıkmaz. Şimdi bunlar kibre düşmüşler.Dedim ya, kavga eden kayıkçının birisi ‘Kastamonu’nun yüzde 75’ini biz yönetiyoruz’ diyor. Diğer kayıkçı,‘Olmaz yüzde 100’ünü biz yönetiyoruz’ diyor.
Kastamonu’yu bunlar, bu rantçılar yönetirken her gün onlarca genç iş için kapımızı çalıyor. Esnaf darda, üretme cesareti kırılmış çiftçi toprağı terk ediyor. Sanayici her gün küçülüyor.
İşte,‘yönetiyoruz’ dediğiniz tablo budur. AKP İl başkanı ve vekillerinin ise halka söyleyecekleri bir şey kalmamış Ankara’da ise kendi bakanları ile görüşemez durumdalar. Yurduntepe’ye kadar gelen bakan Kastamonu’ya inmeden geri döndü. ‘Doğanyurt’ diyorum çıt yok. Daha önce söyledim, sağır sultan duyuncaya kadar da tekrar edeceğim. Sizler çocuklarınız için daha iyi bir gelecek için boğazınızdan arttırıp emek verirken, bu şehrin gençleri iş aş peşindeyken, baba harçlığı almaya mahcup olurken onlar kendi çocukları için son 3 yıl içinde 5 kişinin özel kalem müdürlüğü gibi ‘istisnai memurluklar’ marifetiyle ataması yapmışlar. Bunlar 3 hafta ile 10 hafta arasında bu pozisyonda çalıştırılıp başka kurumlara atanmış. Dilleri ‘Bize Ömer’ler, Hz. Ömer’ler lazım’ diyenlerin, Müslümanlığın bütün ulvi değerlerini kullananların yaptıkları işte bu:Kendilerini, çocuklarını zengin etmek. Mal ve hizmet alımlarında ise açık ve şeffaf bir ihale yerine işleri kısımlara bölerek eşe dosta rant sağlamışlar. Size gelince bir lokma bir hırka diyenler aksırıncaya tıksırıncaya kadar yemişler. Belediye Meclisine ilk seçildiklerinde çay parasını bile helal olmaz diye cebinden vermeye kalkanların uğradığı çürüme ve yozlaşmanın fotoğrafı işte bu.
Daha önce ‘siyasi şantaj’ dediğim MHP İl Başkanının ‘İl başkanlarınıza, milletvekillerinize dikkat edin, kimlerle fotoğrafı var’ şeklindeki ifadesi için AKP’nin de tavır alması gerektiğini söylemiştim. Eğer ilkeli tavır alamaz iseniz siyasi şantaj gelir sizi bulur Bugün gece yarısı Yeni Akit eliyle şöyle bir haber düştü:‘Devletin kurumu olan Kastamonu Öğretmenevi’ni adeta kumarhaneye çevirdiği öğrenilen AK Parti Kastamonu milletvekili Hakkı Köylü, AK Parti Kastamonu İl Başkanı Doğan Ünlü ve beraberindeki bir grup bürokrat tarafından kumar masasında yakalanınca, muhabirlerimize saldırdılar…’
Buradan tüm arkadaşlarımı uyarıyorum. Hakkı Köylü’nün öğretmenevi merakını dünya alem biliyor. Yeni bir şey değil. Ancak haberi yapan Yeni Akit ise çok manidar, aman dikkat! Bunlar operasyoncudur. Bunlar havuz medyasıdır. Yoksa Binali Yıldırım’ın oğlunu koruyanların Adalet Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü’yü korumaması beklenemez. İsteseler ‘özel durumlarda kumar caizdir’ fetvası verirler konuyu kapatırlar. Eğer haber dedikleri Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ‘Hakkı Köylü, 17/25 Aralık sürecine ilişkin bana ‘Yüce Divan’a gidilmeli’ dedi’ şeklindeki açılamasından sonra geldiyse çadır karışık demektir. Ülkenin çivisi çıkmış demektir. Eğer Adalet Komisyonu Başkanı yaptığı göreve inanıyorsa, il başkanı itibarına inanıyorsa çıkıp açıklama yapacaklardır. Esas gözümüzden kaçırmamamız gereken AKP vekillerinden Hakkı Köylü Adalet Komisyonu Başkanı, Metin Çelik Anayasa Komisyonu üyesiyken bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor. 22 Şubat 2017 tarihinde muhaliflere yer açmak için açık cezaevlerinden ayrılma kolaylaştırıldı. 5 kez hücre cezası alan suç makinelerine bile bu imkan tanındı. Her gün hak hukuk adalet arayanların ahı işte bu vekillerinde üzerindedir. Değerli arkadaşlar; bu istiklal şehri, bu cumhuriyet şehri, bu gazi şehir bu anlayışların ellerine terkedilemez. Kastamonu kaderine terkedilemez. Şimdi sizlerin öncülüğünde bu şehri kalkındırma zamanıdır. Kongremiz sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy yenileneceğimiz günlerin habercisidir. Bunu hep birlikte başaracağız, başarmak zorundayız. Sadece son bir haftada 117 yurttaş partimize katıldı. Kadın ve gençlik kollarımız güçlü bir atılımın eşiğinde, az laf çok iş zamanı başlıyor. Partimiz millet ittifakı ile birlikte iktidarın eşiğinde, dayanışma, yardımlaşma adımlarının daha büyük atıldığı bir süreç başlıyor. Bu duygularla kongremizi selamlıyor. Başarılar diliyorum.”
Hasan Baltacı
“Bu ülkeyi karanlıktan biz çıkaracağız”
Milletvekili Hasan Baltacı da kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Hepimizin bildiği ama hatırlamakta fayda olduğunu düşündüğüm bir konuyu, partimizin ve aynı anlama gelmek üzere ülkemizin tarihi ile ilgili bir konuyu paylaşmakta yarar var diye düşünüyorum. Çünkü bugün mevcut rejimin, yani tek adam rejiminin ve iktidarın ilelebet var olacağını savunan ve bunun için tarihi yeniden yazmaya çalışanlara birkaç sözüm olacak. Cumhuriyete düşman ve CHP’ye her fırsatta parmak sallayanlara, partimizin ilk kongresinin bundan tam 100 yıl önce Sivas kongresi olduğunu hatırlatmak isterim. Hem partimizin hem de ülkemizin temelleri o kongrede atılmıştır. Saray rejiminin savaştan savaşa sürüklediği bir ülkenin, işgal altındaki topraklarında, cumhuriyetin ve bağımsızlığın tohumları o gün atıldı. Ardından egemenliğimizin teminatı büyük millet meclisini kuruldu. 3 yıl sonra son işgalci de denize döküldükten sonra Cumhuriyeti ilan ettik. Ardından 30’lu yıllarda hızla bir kalkınma hamlesi başlattık. Tarım da ve sanayi de dev adımlar attık. Anadolu’nun yoksul çocuklarını kız erkek ayırt etmeden, kitapla ve bilimle buluşturduk. Bir aydınlanma seferberliği başlattık. Her şeyden önemlisi bir hukuk rejimi inşa ettik. 40’larda 2.Dünya savaşından Anadolu topraklarını koruduk. 50’ler de çok partili sisteme geçtik. 70’ler de Türkiye’yi sosyal demokrasi ile buluşturduk. 80’lerde darbelere karşı direndik ne pahasına olursa olsun demokrasiyi savunduk. 90’larda krizlerim karşısında yoksulun ve emekçinin yanında olduk. 2000’lerde inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimine karşı hala eşit, adil ve özgür yaşamak isteyen milyonların sesi ve partisi olmaya devam ediyoruz. Yola çıkarken egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyerek kararlılığımızı ortaya koyduk. Bugün de “egemenlik kayıtsız şartsız şahsımındır” diyen tek adam rejimine karşı da aynı kararlılıkla mücadeleye devam ediyoruz. Şundan zerre kadar şüphem yok; içinde bulunduğumuz karanlıktan bu ülkeyi biz çıkaracağız. Çünkü; Kastamonu’nun da ülkenin de derdi ile dertlenen biziz! Çünkü sorunun kaynağı olanlar, sorunu çözemezler.”
“4 Milyon kişi elektrik borcunu 800 bin kişi doğalgaz borcunu ödeyememiş durumda”
“Öyle ki, işsizlik rekor seviyeye ulaşmış, işsiz sayısı 4 milyonu geçmiş, geniş tanımlı işsizlik rakamı 8 milyona ulaşmış, Türkiye’deki işsiz rakamı 95 ülkenin nüfusunu geçmiş, Kastamonu’da kayıtlı iş arayan sayısı 2 yılda 10 binden 20 bine çıkmış, İktidarın derdi bile değil. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Emine Erdoğan ile kızlarının katıldığı, 50 kişilik programa 1 milyon 163 bin TL. harcarken benim memleketimde Kastamonu’da 2018 yılında sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından sadece 5 haneye 542 TL. elektrik desteği yardımı yapılırken, Ne olmuş biliyor musunuz? 2019 yılında 983 hane elektrik faturasını ödeyemediği için vakıftan yardım almış yani 5’ten 983’e çıkmış. İktidarın umurunda mı? Değil; Öyle ki; Özelleştirip sattıkları elektrik dağıtım firmalarının milyar dolarlık borçları dururken, Sadece sarayın elektrik faturasına ayda 1 milyon ödenirken, Şurda Esentepe Toki’de bine yakın insanımız, sokak lambaları yanmadığı için karanlığa gömülmüş durumunda. Türkiye genelinde ise, 4 milyon kişi elektrik borcunu 800 bin kişi doğalgaz borcunu ödeyememiş durumda. İktidar bu karanlığı görür mü? Görmez! Yandaş müteahhide hasta garantisi ile yaptırılan şehir hastanelerine 142 milyar dolar para ödenecekken, Cebrail, İsfendiyar ve Kırkçeşme Mahallelerinde, sağlık ocağı bile olmadığını, Hastaneye ulaşmak için şehrin bir ucundan bir ucuna 1 saatte gidildiğini, Hekim eksikliğinden kaynaklı olarak randevuların günler ve bazen aylar sonrasına verildiğini, Bizden başka söyleyen çıkar mı? Çıkmaz! Memleketin bütün fabrikalarını satıp, gözünü şeker fabrikasına diken, “Kastamonu Şeker Fabrikası satılacak dönüşü yok” deyip de, Şimdi ,fabrikaya eleman alınacakken kendi partililerini doldurmaya çalışanları unutur muyuz? Unutmayız! Bu ülkede 1,5 milyon çocuk işçi, varken, 1 milyona yakın çocuk ,cemaat ve tarikat yurtlarına mahkum olmuşken, Bu yurtlardan, her gün, taciz ve tecavüz haberleri gelirken, Lüks beşik mevlüt törenlerin de çocuklarına tek taş yüzük takanlar, Utanırlar mı? Utanmazlar!”
Baltacı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben soru sorduğumda; Bakanı başka, Milletvekili başka türlü cevap verenler, Kastamonu’yu yönetebilirler mi? Yönetemezler! Hem iktidardan pay almaya, hem muhalefetten rol kapmaya çalışan, Hem de Kastamonu’nun rantına çökmek isteyen, Fırsatçı ve uyanıkların siyasetine, Bu memleket inanır mı? İnanmaz! Eğer; Mehmet Eşref Mutlu, Cide belediye başkanı seçilmese idi, Cide belediye tesislerinde 30 bin liralık balık yenildiğini, Mansur Yavaş seçilmese idi, 1 milyar liralık ihalenin 188 milyon liraya yapılabileceğini, Ekrem İmamoğlu Seçilmese idi, Ensar ve Türgev gibi vakıflara, Belediye bütçesinden, 357 milyon lira bağış yapıldığını, Öğrenebilir miydik? Öğrenemezdik! Bozuk düzende ,sağlam çark olur mu? Olmaz! Bu düzeni değiştirecek iradeyi, çok uzakta aramaya gerek yok! Adalet yürüyüşündeki çoşku, Referandumda ortaya çıkan itiraz, 24 Haziran 2018’deki heyecan, 31 Marttaki umut, 23 Hazirandaki karalılık, Kanal İstanbul’a karşı gösterilen direnç işte tam burada, bu salonda! Milyonların, geleceğe olan umudu BİZİ çağırıyor! Umutlarımızı ve hayallerimizi birleştirebileceğimiz milyonların var olduğunu biliyorum! Kararlı adımlarla, geleceği birlikte inşa edeceğiz! Yarın bizimdir!”
Baltacı basınla ilgili yaptığı konuşmasında da şunları söyledi, “Özgür basını susturup, sessiz bırakırsan. Yandaş basının operasyonuna maruz kalıp, okeye dönerken yakalananlar şunu bilmelidir ki, yandaşlığın sonu olmaz.”
Cengşiz MUHZİROĞLU