CHP’nin İnsan Haklarından Sorumlu Kastamonu İl Başkan Yardımcısı Vuslat Atak, Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, çocukların yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekti, ülkemizde ekonomik krizin en çok çocukları etkilediğini söyledi.
CHP’nin bütüncül çocuk politikasını hayata geçirmek için hak temelli politikalar üretmeye devam ettiğini belirten Vuslat Atak, “Eşitsizliğin, hiyerarşinin ve krizlerin sona erdiği çocukların haklarına kavuştuğu bir dünya, yoksulluk döngüsünün kırıldığı bir toplum hayal değil” değerlendirmesini yaptı.
Parti olarak çocuklara yönelik her türlü ayrımcılığın, ihmal ve istismarın, derin yoksulluğun yarattığı tahribatların giderilmesi için çok sayıda toplantı ve görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Vuslat Atak çocuk yoksulluğunun özel olarak çalışılması ve siyasetin çok hızlı değişen gündeminde kaybolmaması gerektiğini ifade etti.
Çocuk yoksulluğunun geldiği boyuta dikkat çeken veriler paylaşan Vuslat Atak’ın açıklaması şöyle:
“OECD’nin son verilerine göre, çocuk yoksulluğu konusunda üye ülkelerin ortalaması yüzde 12,8 olarak açıklanırken, Türkiye’de bu oran yüzde 20’nin üzerinde bulunuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 20 Nisan 2022’de ‘İstatistiklerle Çocuk 2021’ raporuna göre 2020 yılı itibarıyla yoksul çocuk sayısı 7 milyon 378 bin. UNICEF’in ekimde yayımlanan çalışmasına göre, Ukrayna’daki savaş ve yükselen enflasyon, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da dört milyon çocuğu daha yoksulluğa sürükledi. Bu, 2021’den bu yana yüzde 19’luk bir artışa denk geliyor.
UNİCEF araştırmasına göre; yoksulluk içinde doğup büyüyen her üç çocuktan birinin yetişkinliklerini de yoksulluk içinde yaşayacağını ve bunun nesiller arası yoksulluk ve zorluklar döngüsüne yol açacağını gösteriyor.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 2021 verilerine göre gelir kayıplarından dolayı her 4 çocuklu aileden 1’i bir gün veya daha uzun süre gıdasız kaldı.
Çocuklu ailelerin neredeyse yarısında, yetişkinler parasızlıktan dolayı bir öğünü atladılar. Son 1 yılda tüm kalemlerin ortalama yüzde 100’ün üzerinde zamlandığı okul kantinleri, artık öğrenciler için lüks haline geldi.
Okulların bulunduğu illere ve semtlere göre fiyatlarda farklılık gözlense de devlet okullarındaki kantinlerde geçen yıl Eylül ayında ortalama 5 TL olan tostun 11 TL’ye 2,5 TL olan ayranın 5 TL’ye 1 TL olan suyun en az 2,5 TL’ye yükseldiği raporlarda yer aldı.
TÜİK raporlarına göre; Türkiye’de ilkokul ve ortaokulda okuyan 9 milyon 831 bin 804 öğrenci var; 2 milyon 128 bin 750’si şartlı eğitim yardımıyla yani sosyal güvencesi olmayan, muhtaç durumda bulunan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, hayatını sürdürmekte güçlük çeken ailelere verilen 50 ila 90 lira arasındaki nakit yardımla okula gidiyor.
Çalışma şartları/saatleri nedeniyle beslenme çantası hazırlamaya zaman bulamayan bir velinin, çocuğuna her gün sadece tost, ayran ve su alabilmesi için vermesi gereken harçlık, ayda 350 liraya yükseldi. Bu hesapla artık asgari ücret alan bir velinin maaşının yüzde 6,5’i okul kantinine gitmektedir.
Ülkemizde ekonomik kriz en çok çocukları etkiliyor. Onlar bunun o kadar farkındalar ki. Çocuklarımız beslenme haklarının verilmesini istiyor. Arkadaşının babasının işsizliğini dert ediniyor. Taşımalı eğitimin sona ermesini istiyor. Ailesinin durumu kötü diye çocuklar çalıştırılmasın istiyorlar. Erken yaşta evliliklerin önlenmesini istiyorlar. Bize iletilen görüşler çok kıymetli. Bu yüzden diyoruz ki: ‘Çocuklar beslenmek hakkımız diyor. Çocuklar oyun hakkımız diyor. Çocuklar sağlıklı çevrede büyümek hakkımız diyor. Çocuklar ekonomik krizin bitmesi hakkımız diyor. Çocuklar çalıştırılmak yerine çocuklar eğitim almalı diyor. Çocuklar barınma hakkımız diyor. Çocuklar eşit bireyler olmak istiyor. Çocuklar konuşmak ve dinlenmek istiyor. Bırakınız konuşsunlar, bırakınız eşit bireyler olarak, yoksulluğun olmadığı, hiçbir çocuğun yatağa aç gitmeyeceği, savaşsız ve sömürüsüz bir dünyada haklarına kavuşsunlar.”