Cide Malyas Kanyonundaki Evken Şelalelerini tanıtmak isteyen Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, dikkat çekmek için soğuğa aldırış etmeden şelalenin oluşturduğu dev kazanda yüzdü.
Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, bölge halkı tarafından ‘saklı cennet’ olarak adlandırılan Malyas Kanyonu içerisinde bulunan Evken Şelalelerinin tanıtımına katkı sunmak amacıyla, bir grup ile bölgede tanıtım yürüyüşü gerçekleştirdi. İlçe merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan kanyon içerisindeki şelalelerin tanıtımına dikkat çekmek isteyen Haberal, soğuk havaya aldırış etmeden şelalenin döküldüğü ‘dev kazan’da yüzdü. Su içerisinde Kastamonu Üniversitesi’nin flamasını da açan Haberal, soğuk havaya aldırış etmeden gölette bir süre yüzdü. Grup daha sonra Armutlu Çayırını gezdi.
“Bölgede akan 4 tane Evken Şelalesi bulunuyor”
Bölgede dört şelale olduğunu ifade eden Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Evken Şelalesi bir tane değil, toplamda kat kat olmak üzere 4 tane şelale vardır. Cide ilçemize bağlı Loç Vadisi’nde arabayla 25 kilometre gittikten sonra yaklaşık yanına 2 kilometre kalaya kadar araç yoluyla gidiyoruz. Ardından 2 kilometre patika yolla yürüyoruz. Dere kenarını takip ederek şelaleye varıyoruz. Şelale üç kat seviyesinde yağmurlar olduğu zaman aşırı derecede doluyor. Yani suyu fazla olduğu için ama bu akışları, göletleri ve yüzme yerleri var. Ayrıca bir de mağara gördük. Şelaleye baktığımız zaman güneyinde kalan tarafta inanılmaz bir de mağara var. Bu mağaranın da keşfedilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mağaraya biz girdik. Dedim ben mağara uzmanı değilim ama tabii ki bunu turizme kazandırmak istiyoruz. Alt taraf doğru yaklaşık 300 metre yürüme mesafesine doğru gittik, bir şelale daha önümüze çıktı. İki kol üzerinden akan muhteşem bir şelale daha var. Bu şelale, Evken Şelalesidir. Malyas Kanunu’na doğru suları akıyor ve Loç Vadisi’nde bulunuyor” dedi.
“Bölgenin tanıtımı için şelalelerde yüzdük”
Hava sıcaklığının 5-6 dereceyi göstermesine rağmen şelalelerin tanıtımı için yüzdüğünü söyleyen Haberal, “Benim bir alışkanlığımdır. Gittiğim bölgede bir dereye, ırmak, nehir varsa yüzerim. Bu Kaçkarlar’dan gelen bir alışkanlıktır. Buzul göllerinde yüzme etkinlikleri yapardık. Buzul göllerinde hem de dağ sularında yüzme alışkanlığımız olduğu için burada da bu suyu görünce dayanamıyoruz. Çok güzel bir doğal, duru bir su vardı ve orada yüzmeyi düşündük. Amacımız bölgeyi Batı Karadeniz özelinde genelde ülke turizmine kazandırmak. Yüzdüğümüz sırada bölgede hava sıcaklığı 5-6 derece civarındaydı. Ama tabii ki su ile hava sıcaklığı aynı olmuyor. Suya girdiğinizde sıcaklık bir hayli değişiyor. Ben, herkesi şelalelere Malyas Kanyonuna gitmesini talep ediyorum. Zaten orası Küre Dağları’nın içerisinde kalıyor. Aynı zamanda Loç Vadisi’nin büyüleyici bir coğrafyası var, harika bir yer. Soğuk sularda da yüzmeye alışkınız. Tabii yanımızda götürdüğümüz insanlara bu sağlık koşullarını da anlatıyoruz. Herkesin de yüzmesini tavsiye etmiyoruz ama alışkın olanlar girebilirler. Yoksa suda insanların hipotermi geçirme ihtimali çok yüksek. Bunu biz insanlara anlatıyoruz. Ben dediğim gibi benim bir karakterimi, yapısal özelliğimizden dolayı her gittiğimiz yerde böyle bir yüzme alışkanlığımız var, biz de yüzüyoruz” diye konuştu.
Bölgenin turizme kazandırılmasını istediklerini kaydeden Haberal, “Yazın bölgenin hem piknik yapmak için, mesire alanı olabilecek de bir yer. İnsanların oraya sadece yüzmek için değil yaban hayatını, bitki çeşitliliğini gözlemlemek, doğayı incelemek, orada o güzellikleri görmek için gitsinler. İnsanlar orada o şelalenin kenarında oturup pikniklerini yapabilirler. Oturup bir çay demleyip çayını bile içebilirler. Harika bir coğrafya orası” şeklinde konuştu.
“Armutlu Çayırının turizme kazandırılması gerekiyor”
Çatalzeytin’in Koru Yaylasından sonra Kastamonu’nun en büyük ikinci yaylası olan Armutlu Çayırı’nın turizme kazandırılması gerektiğini belirten Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, “Cide ilçemizde beni büyüleyen alanlardan biri de Bartın sınırına doğru bulunan Armutlu Çayırı. Tam bir yayla havası, ekolojik yaşamın yaşanılabildiği, ekolojiyle bütünleşen bir coğrafya. Burası ilçe merkezine 37 kilometre uzaklıkta. Ben burayı görmek için Gömeren Kanyonu’ndan yola çıktım. Yayla köylerini aşarak Armutlu Çayırı’na geldik. Armutlu Çayırı dört tarafı tamamen ormanla çevrili, bir çanak içerisinde korunaklı bir bölgede. Burası hem hayvancılığa da elverişli bir bölge. Tamamen ekolojik bir yaşamın, doğa turizmiyle bütünleşmek isteyen insanların tercih edeceği bir yayla ulaşımı da kolay. Ancak oraya milli parkların bir donatılar yapması gerektiğini düşünüyorum. Yerli halk insanlarından da şunu talep ediyorum. İnanın inanılmaz bir bölge. Biz gittiğimizde çayırda belimize kadar otlar vardı. Yani düşünün otlar ayakta kurumuşlar. Bu otlar oraya bir hayvancılık yapmak için imkan sunuyor. Hayvanlarımızı götürüp otlatabiliriz, 12 turizm yapılabilecek yer. Hem hayvancılık hem de 12 ay boyunca turizm yapılabilecek bir yayla. Alanı Kastamonu’da gördüğüm Koru Yaylası’ndan sonra ikinci Armutlu Çayırı geliyor. Sonra da Sorgun yaylası geliyor ama Armutlu Çayırı, Koru Yaylası kadar geniş bir alana sahip ama buranın doğal ve bütünleşik görselliği açısından beni cezbeden bir nokta oldu. Bunu da bir turizm rotası, eko turizm ve yayla rotası olarak macera turizmi rotalarımıza da ekledik” ifadelerini kullandı.
Vedat Yunus İkizoğlu-Erdem Demirci (İHA)