- CHP İl Parti Sözcüsü Eda Büyükdemirci, iktidarın ekonomi ve dış politikalarını eleştirdiği açıklamasında, “Halktan kopuk saray iktidarında 85 milyon yalnızca ayakta kalma savaşı veriyor. Bu kıymetli halk, refahı, huzuru hak ediyor; özgürlüğü bir an önce solumak istiyor, biliyoruz” dedi.
- Millet İttifakı’nı oluşturan altı partinin açıkladığı ”Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi”ne dikkat çeken ve “Tüm ülke için tarihi bir gündü” diyen Büyükdemirci, “Demokratik ve adil bir sistem inşa etme kararlılığının ortaya konulduğunu” söyledi.
CHP İl Parti Sözcüsü Eda Büyükdemirci, yaptığı yazılı açıklamayla iktidarı ekonomi ve dış politikaları üzerinden eleştirdi, hayat pahalılığının kışla birlikte daha can yakıcı hale geldiğini söyledi.
Millet İttifakı tarafından açıklanan ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi”ne dikkat çeken ve “İlk kez toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı parti birlikte, uzlaşarak hazırladığı Anayasa önerisi ile; yarının Türkiye’si için etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı ve hesap verebilir bir yürütme, kurumsal kültürün hâkim olduğu bir kamu yönetimi ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği özgürlükçü, demokratik ve adil bir sistem inşa etme kararlılığını ortaya koydu” diyen Büyükdemirci’nin açıklaması şöyle:
“Kıymetli Kastamonulular,
Kara kış geldi çattı. Artan doğalgaz ve elektrik faturaları ile birlikte zaten mutfakları yangın yerine dönmüş yurttaşlarımız için hayat pahalılığı daha da can yakıcı hale geldi. Bugün milyonlar açlık sınırının altındaki asgari ücretle bu kara kışı geçirmeye mahkûm ediliyor. Hal böyle iken, şahsım iktidarı merak etmememizi, enflasyonun düşeceğini anlatıyor. Soruyoruz; enflasyon düşünce evlere gelen elektrik- doğalgaz faturaları düşecek mi? Ekmeğin, sütün, çayın, etin fiyatı ucuzlayacak mı? Fiyatlarda bir gerileme olacak mı? Hayır olmayacak! Siz bu halka, yaşadığı darboğazı unutturabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Siz kimi kandırıyorsunuz! Baştan sona beceriksiz bir iktidarın elinde geçen 20 yılın sonunda, halkın neşesi kısaldı, kaygısı ve öfkesi uzadı. Halktan kopuk saray iktidarında 85 milyon yalnızca ayakta kalma savaşı veriyor.
Bu ülkenin 3 milyon 245 bin genci annesinin, babasının vereceği harçlığa bakıyor. Taşı sıksa suyunu çıkarabilecek gençler yoklukla, yoksullukla eziliyor. Daha hayatını kazanabileceği bir iş dâhi bulamayan gençlerin ne bir ev alma hayali var ne de bir araba alma hayali. En kötüsü ise özgür bir ülke hayalleri kalmadı. Bu halkın bir neslini kaybetme lüksü yok!
Ülkede genç yoksulluğu kadar vahim olan bir diğer durum ise; çocuk yoksulluğu. Bugün okula giden pek çok çocuğun beslenme çantasında bir kuru ekmek, bir de su var. Çocuklarımız gelişimleri için ihtiyaç duydukları yeterli gıdaya ulaşmakta güçlük çekiyor. Anneler her gün çocuklarının beslenme çantasına ne koyacaklarını düşünüyor. İşte bu durum karşısında, okullarda her çocuğumuza beslenme saatinde bir öğün yemek verilmesine dair önergeyi parlamentoya sunduk. İstedik ki; bu ülkenin evlatları bir öğün sağlıklı ve yeterli gıdaya kavuşsun. Ancak önergemiz AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Halkın yoksul çocuklarının bir öğün yemeğine karşı el kaldırdılar. Biz onları halkın vicdanına teslim ediyoruz. Ama çocuklarımızın kaybedecek bir günü dahi yok. O yüzden biz başlıyoruz!
Seçimler yaklaştı… Her gün saray iktidarının dış politikada bir başka ‘sil baştan’ını izliyoruz. Sisi ile ilişkiler sil baştan. Esad ile ilişkiler sil baştan. Erdoğan’ın Emevi Camisinde namaz kılma rüyasıyla çıktığı yol, ülkeyi dev bir sığınmacı sorunuyla karşı karşıya bıraktı. Halkın evlatları Suriye topraklarında can verdi. Erdoğan’ın şu günlerde ‘siyasette küslük olmaz’ diyerek değiştirmeye kalktığı kör dış politikasının bedelini, bu halkın çocukları canıyla ödüyor.
28 Kasım Günü, halkı demokrasiye, refaha ve huzura kavuşturmak için bir araya gelen altı parti ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisini’ açıkladı. Tüm ülke için tarihi bir gündü. Zira ilk kez toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı parti birlikte, uzlaşarak hazırladığı Anayasa önerisi ile; yarının Türkiye’si için etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı ve hesap verebilir bir yürütme, kurumsal kültürün hâkim olduğu bir kamu yönetimi ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği özgürlükçü, demokratik ve adil bir sistem inşa etme kararlılığını ortaya koydu.
Kıymetli Kastamonulular, hepimiz Saray’ın keyfi ve buyrukçu anlayışının, hayalci dış politikasının, akıl dışı ekonomi politikasının memlekette yarattığı tahribatı, görüyor, yaşıyor, soluk aldığımız her an hissediyoruz. Bu kıymetli halk, refahı, huzuru hak ediyor; özgürlüğü bir an önce solumak istiyor, biliyoruz. Ancak bildiğimiz bir başka gerçek var ki; o da halkın iktidarının artık yarın kadar yakın olduğudur. Tek adam rejiminden kurtulacağız ve elbet halkın iktidarını kuracağız. Aydınlık günler çok yakın!”