1919’un 16 Eylül gecesini 17 Eylül sabahına bağlayan vakitte, “Üsteğmen Şevket Bey” komutasındaki bir avuç kahraman Kastamonu’yu İstanbul hükümeti sultasından kurtararak Kuvayi Milliye safına kattı, ilimizin yerel bayramıdır bugün…
Baki vatanımızın şan günlerinden biridir.
Kastamonu Kışlası…
58’inci Alay 2’nci Bölük Üsteğmeni Şevket Bey, gecenin o vakti, kurduğu “olmak ya da olmamak” planının pimini çekti.
1’inci Tabur Silahçısı Yakup Bey’in kulağına fısıldadı…
“Biz Kuvayi Milliye safına katılmak zorundayız. Memleketin kurtuluşu için aradığımız ışık Mustafa Kemal’in başında bulunduğu harekettedir.”
Valiliğe vekalet eden Jandarma Alay Komutanı Osman Nuri Bey, Fırka Komutanı Mustafa Bey, Alay komutanı Şerif Bey, Posta Müdürü Şeyh Ramiz Efendi başta olmak üzere Kuvayi Milliye karşıtları…
Kuvayi Milliye’nin Kastamonu’ya gönderdiği Albay Osman Bey’i 16 Eylül günü tutuklamışlardı.
Albay Osman Bey’in esaretten kurtarılarak…
Kastamonu’nun Kuvayi Milliye safına geçirilmesi gerekiyordu.
Üsteğmen Şevket Bey ve emrindeki bir avuç kahraman subay böylesi bir tarihi olayın üstesinden gelmeyi başardı…
İstanbul hükümeti yanlısı subayları bertaraf ettiler ve Albay Osman Bey’e komutayı teslim ettiler.
Kastamonu’nun “İstiklal ve İstikbal” mücadelesine katılması “bölgesel” etki edecekti…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk telgraf başında tüm geceyi takip etti.
Kastamonu Kuvayi Milliye safına geçmemiş olsaydı…
“İstiklal Yolu” olmayacaktı.
Anadolu’nun İnebolu limanı sayesinde İstanbul’daki vatanseverler ve Kafkasya’dan gelecek cephane desteği ile arasındaki hat kopacaktı…
Belki de “başlamadan bitecekti” Kurtuluş Savaşı.
Ruhları şad olsun kahramanlarımızın…
Bayramımız kutlu olsun.
MUSTAFA AFACAN