CHP İl Örgütü’nün 29 Ekim etkinlikleri kapsamında düzenlediği ve salonun tamamen dolduğu söyleşiye konuşmacı olarak katılan ünlü tarihçi ve yazar Sinan Meydan, “Bizi bir arada tutan ulus olmaktır, millet olmaktır. Biz Çanakkale’de, Sakarya’da büyük taaruzda millet olduk. Yani bunların iddia ettiği gibi Atatürk böyle yapay bir millet ve ulus yaratmadı. Biz kan kardeşi olarak ulus olduk. Bunu şimdi bozmaya çalışanlar var. Bu ülke kuruluş ayarlarına dönmek zorundadır. Çünkü kuruluş ayarlarının hiç biri bugün itibariyle eskimiş ve modası geçmiş değildi” dedi.
CENGİZ MUHZİROĞLU
CHP İl Başkanlığı Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlediği ve Tarihçi Yazar Sinan Meydan’ın konuşmacı olarak katıldığı “1923 Kuruluş Ayarlarına Dönmek” konulu söyleşiye ilgi büyük oldu. Öğretmenevi salonu tamamen dolarken, boş alanlara da sandalyeler yerleştirildi.
Kastamonu’nun tarihçiler için çok önemli olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Sinan Meydan, “Kastamonu çok ayrı bir yere sahip. Milli Mücadele yıllarında kullanılan yola boşuna İstiklal Yolu ismi verilmedi. O yol olmasaydı, Mustafa Kemal Atatürk’ün ve arkadaşlarının askeri giydirmesi, teçhizatlarının tamamlanması mümkün olmazdı. Aynı zamanda Kastamonu Milli Mücadele yıllarında birçok kahraman çıkartan bir il. Ayrıca Nasrullah Camii’nin Milli Mücadelede önemli bir yeri var. 5 Kasım 1920 tarihinde Nasrullah Camii’nde Mehmet Akif Ersoy çok önemli bir vaaz verdi. Bu vaaz yazıya dökülüp, bildiri olarak Anadolu’ya ve orduya dağıldı. Gazetelerde yayınlandı” diyerek vaazın içeriği hakkında bilgi verdi.
ERSOY’UN VAAZI
Mehmet Akif Ersoy’un verdiği vaazın içeriğine değinerek sözlerini sürdüren Meydan, “Mehmet Akif Ersoy vaazında Batı dünyasının Müslümanları nasıl sömürdüğünü anlattı. Mehmet Akif Ersoy’un o günkü vaazının bugünde çoğaltılıp, şu anda din adamı olarak geçinenlere dağıtılması lazım. Çünkü Ersoy, din üzerinden bizi bölmeye çalışanlara cevap vermiştir. Mehmet Akif Ersoy Milli Mücadele’nin gür sesidir” diye konuştu.
“O SÖZLERİ BUGÜN
HİÇBİR SİYASETÇİ
SÖYLEYEMEZ”
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1925 yılındaki Kastamonu ziyareti ve Şapka Devrimi’ninilanına değinerekkonuşmasını sürdüren Meydan; “Mustafa Kemal Atatürk, Kastamonu’daki gerçekleştirdiği konuşmasında; ‘Bugün bilimin, teknolojinin, bütün kapsamıyla uygarlığın ışığı karşısında filan veya falan şeyhin yol göstericiliği ile maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni toplumunda varlığını asla kabul etmiyorum’ demiştir.
O dönemde Atatürk’ün kullandığı bu sözleri bugün hiçbir siyasetçi söyleyemez. Çünkü şimdiki siyasetçilerin oy kaygısı var. Atatürk’ün tek kaygısı ise, bu milleti ayağa kaldırmaktı. 15 Temmuz’un arka planını deşifre etmekten korkuyorlar. Maalesef son 50 yıldır falan filan şeyhin yol göstermesi ile maddi ve manevi mutluluk arayan insanlar haline geldi insanlarımız” ifadelerini kullandı.
“CUMHURİYET DİN
SÖMMÜRÜCÜLERİYLE
MÜCADELE ETTİ”
Meydan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Neden Kur’an-ı Kerim yetmiyor bize? Kur’an-ı Kerim’i halka açan, halkla buluşturan tek lider Mustafa Kemal Atatürk’tür. Çünkü halk kendi kutsal kitabını okusun, anlasın; falan filan şeyhin söyleyeceklerine muhtaç kalmasın diye yaptı. Fakat yine bizlerle Allah arasına falanca, filanca şeyhler girdi. 1936 yılında tefsir edilerek binlerce Kur’an-ı Kerim dağıtıldı. Şimdi bunlar ise Mustafa Kemal Atatürk’e din üzerinden saldırıyorlar. Cumhuriyet Kur’an-ı Kerim’i yasaklayacak olsa, Kur’an-ı Kerim’i tefsir ettirip dağıtmaz. Cumhuriyet yobazlarla, din sömürücüleriyle mücadele etmiştir. Bu mücadele bırakıldığından bugün FETÖCÜ’lerle karşılaştık. Gerçek Müslümanların bu yobazlarla mücadele etmesi gerekir.”
“TÜRKİYE HÂLÂ
AYAKTAYSA…”
Cumhuriyet’in bugün daha fazla değer kazandığını söyleyen Meydan, şunları söyledi:
“Bizim bugünkü sorunlarımızın üstesinden gelebilmemiz için Kurtuluş Savaşı’nı bir daha analiz etmemiz lazım. Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğunu bir kez daha analiz etmemiz lazım. Türkiye üzerinde çok ciddi baskılar var. Bu kadar yanlışlığa rağmen Türkiye’nin bu durumda olması yine iyidir. Türkiye’yi bugün hâlâ ayakta tutan Atatürk’ün kurduğu düzendir. Millet olarak 65-70 yıldır uyuyoruz. Bizi yöneten siyasi akıl 65-70 yıldır ABD’nin emperyalist oyunlarına seyirci kalıyor. Bunlara rağmen Türkiye ayaktadır. Bunu da sağlayan kurucu akıl olan, Atatürk’ün aklıdır. Bugünkü sorunlarımızı çözmek için bu ülkenin nasıl kurtulduğunu ve kurulduğunu iyi analiz etmemiz lazım. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in dinamiklerini ve bu dinamiklerinin nasıl bozulduğunu bilmezsek, nasıl düzeltileceğini de bilemeyiz.
EKONOMİK
BAĞIMSIZLIK
Cumhuriyetin altındaki en kalın direkbağımsızlıktır. Tam bağımsızlık için ekonomik bağımsızlık şarttır. Atatürk dış borç almadan Türkiye’yi 15 yılda üreten bir ülke haline getiriyor. Bir anda hızla kalkınan bir ülke olduk ve Atatürk bunu borç almadan emperyalistlere karşı nasıl yapılacağını bize gösterdi. Bağımsızlık biz güçlüyüz demekle olmuyor. İlk önce ekonomik bağımsızlığı sağlaman lazım.”
Konuşmasının bu bölümünde Türkiye’nin 1922-1924 yılları arasındaki ekonomik durumdan bahseden Sinan Meydan, Türkiye’nin ayağa kalkması için ekonomik olarak bağımsızlığını sağlamasının şart olduğunu belirtti ve şöyle dedi:
“Ekonomik olarak bağlı olduğumuz sürece, siyasi olarak da bağlı oluruz. 1881 yılında Mustafa Kemal Atatürk doğduğunda Osmanlı Devleti ölüyor. Çünkü aynı Osmanlı’da Düyun-u Umumiye kuruluyor. Osmanlı Devleti’nin kaynakları Avrupa Devletleri’nin eline geçiyor. Bunun dışında kültürel bağımsızlıkta önemlidir. Ulusal kültürümüzü, evrensel kültürün üzerine çıkartmamız gerekiyor. Kendi kültürümüzü evrensel kültüre katmalıyız. Biz bunu başaramadık. Bundan dolayı kültürel bağımsızlıkta yaşayamıyoruz. Türkiye tüketen bir topluluktur. Çünkü Dünya’ya bir katkısı yok. Kendi kültürünü büyütmezsen batının kültürü seni esir alır.”
“ZİHİN İŞGALİ YAŞANIYOR”
Meydan konuşmasınI şöyle sürdürdü:
“Şu anda ülkemizde zihin işgali yaşanıyor, zihinleri değiştirmek için çalışılıyor. Mustafa Kemal o yıllarda bugünleri görmüş ve o günlerde bile ileriki yıllarda ülkemiz için yapılacakları da görmüştür ve bu konuda da sürekli Sivas Kongresinde ve diğer toplantılarda konuşmalar yapmış, anlatmak içinde çok çabalar sarf etmiştir.
Dış ülkeler ülkemizin zihinlerini, kafa değiştirmek için gösterdikleri, zihinlerin değiştirilmesi için büyük çaba da sarf etmişleridir. Bugün aradan 90-95 yıl geçti aydınlarımızın zihinleri yine işgal edildi.
Liberal aydınları, hatırlayın Ergenekon, Balyoz kumpaslarını savunanlar, Türk Ordusu’nun tasviye sürecinde FETÖ ile omuz omuza neler yaptıklarını da hatırlayın, yakın zaman kadar. Sabahtan akşama kadar topluma şekil vermeye çalıştılar. Zihinleri işgal edilmiş aydınlar. Toplumu da yönledirmeye çalıştılar.
Ne dediler Artık Ulus Devleti’nin modası geçmiştir dediler. Millet olmanın anlamı kalmamıştır dediler, Millet vasfı önemini yitirmiştir dediler.
Ama biz bunun doğru olmadığını biliyoruz. Lider olmak her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır bugün dünyada, emperyalizim etnik milliyetçilikleri kaşıyor ve ulusları dünyanın her yerinde parçalamaya çalışıyor. Musul’da referandum falan yapıyorlar, İspanya’dan Kuzey Irak’a kadar. Bu son 20-30 yıldaki bilinçli politikanın sonucudur.
Dünyada maalesef böyle bir akım gelişti. Emperyalizim ulus devletleri küçük parçalara bölmek için bazı aydınlara etnik kışkırtıcılık yaptırdı. Türkiye’de de bunu yaptılar hâlâ da yapıyorlar. Bizi bir arada tutan millet olma vasfımızdır, millet olma vasfımızı yitirirsek Allah korusun Irak ve Suriye gibi oluruz, paramparça oluruz. Yıllarca milletin, ulus olmanın modası geçti dediler bu şekilde yıllarca zihinlerimizi de işgal ettiler.
“BIZI BIR ARADA TUTAN ULUS OLMAKTIR”
O zihinleri işgal edilmiş aydınlar, devşirilmiş aydınlar,televizyon ekranlarında, bizlerin sansürlü olduğu ekranlardan onlar topluma ‘ulus olmak kötüdür. Atatürk ulus devlet kurarak çok kötü birşey yapmıştır’ diye anlattılar yıllarca.
Ama tam tersi, bizi bir arada tutan ulus olmaktır, millet olmaktır. Biz Çanakkale’de, Sakarya’da büyük taaruzda millet olduk. Yani bunların iddia ettiği gibi Atatürk böyleyapay bir millet ve ulus yaratmadı, koca bir palavra bu. Çanakkale’de Diyarbakırlı Kastamonulu ve her bölgeden olanlar yan yana öldü şehit oldu, yan yana, biz orada ulus olduk. Biz kan kardeşi olarak ulus olduk. Bunu şimdi bozmaya çalışanlar var. Bu ülke kuruluş ayarlarına dönmek zorundadır. Çünkü kuruluş ayarlarının hiç biri bugün itibariyle eskimiş ve modası geçmiş değildir.
“EĞİTİM BİLİMSEL OLURSA
ÜLKE YÜKSELİR”
Emperyalizme karşı bağımsızlık, bugün su gibi ekmek gibi ihtiyacımız olan şeydir. Türkiye Amerikan emperyalizminin pençesinden kurtulmak zorundadır, bağımsız olmak zorundadır. Milli egemenliğimizi yeniden millet olarak elimize almak zorundayız. Gerçek bir demokrasiyi Türkiye’de kurmak zorundayız. Bir türlü bunu başaramadık.
Bağnazlığa karşı, hurafeye karşı çağdaş ve uygar olmalıyız. Çağdaş uygarlığın olabilmesi için de aklımızı kullanacağız. Bilimle uğraşacağız, buna yapmak içinde laik bir düzen de şarttır. Ülkeyi idare ederken çağdaş hukuk kurallarıyla idare edeceğiz. Eğitim sistemimiz akılcı ve bilimsel olmak zorundadır. Dinsel eğitimle kalkınan dünya tarihinde yükselen bir ülke yoktur. Eğitim ne zaman akılcı olur, ne zaman bilimsel olur ülke o zaman yükselir.Umutsuz olmayacağız. Ulus olarak, millet olarak Türk Milleti demekten, ne mutlu Türküm demekten korkmamalıyız. Okul kitalarından Atatürk yok, kitapların için boşaltılıyor. Atatürk biz korkmamayı öğretti, ulus olmayı, millet olmayı öğretti. Bizim reçetemiz bir arada olmak, omuz omuza vermektir. Daha çok bilim, teknoloji öğrenerek diğer ülkeleri geçmektir.”
“EGEMENLİK ARTIK
MİLLETİN DEĞİL”
Meydan koruşmasına güncel gelişmelere değinerek şöyle devam etti:
“Şu anda geldiğimiz noktada halk tarafından seçilmiş belediye başkanları görevden alınmaktadır. Sabah akşam milli irade diyenler halkın iradesine bu kadar saygı göstermektedirler. Efendim suçluymuş, fetöcüymü şucuymuş, bucuymuş o zaman yargıyı devreye sokarsınız gereği de yapılır. Siz bireysel tasarufunuzla seçilmişlleri görevden alamazsınız. Ha alıyorsanız egemenlik artık milettin değildir. Biz bunu 16 Nisan öncesinde söyledik. O zaman dedim ki egemenliğimiz gasp ediliyor egemenliğimize sahip çıkalım dedik ama o zaman bunu anlatamadık. Bundan sonra buna benzerlerin daha fazlası da yaşanacaktır. Bana soracak olursanız çünkü artık egemenlik milletin değildir. Bu olanlar bunu göstermektedir.
Yine Diyanet İşleri Başkanımız da çıkıyor diyor ki, ‘sekülerizmin bataklığında debelenen batıyı da kurtaracağız’… Sen önce kendini kurtar, önce emperyalizimin pençesinde kan ağlayan, yozluğu yobazlığı pençesine düşmüş olan, bataklığın içinde olan biziz, Suriye’de Irak’ta insanlar birbirini boğazlıyor, IŞİD gibi bir insanlık düşmanı garip bir oluşum var, güya dinden besleniyor. Bataklığın içinde olan onlar değil biziz. Dolayısıyla önce biz bir kafayı değiştireceğiz.”
Sinan Meydan 2,5 saat süren söyleşi sonunda kitaplarını imzaladı.
Konferansa Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, Atatürkçü Düşünce Derneği Kastamonu Şube Başkanı İbrahim Tozan, CHP Merkez İlçe Başkanı Uğur Alemdar, CHP Kadın Kolları Başkanı Ülkü Yavuzoğlu, eski Baro Başkanı Av. Seyfettin Civelekoğlu, eski Küre Belediye Başkanı Ahmet Demirtaş ve çok sayıda davetli katıldı.