CHP İl Sözcüsü Av. Eda Büyükdemirci, eski SPK Başkanı, Cumhurbaşkanı Danışmanı ve bir milletvekilinin adının karıştığı yolsuzluk ağı iddialarının araştırılması için parti olarak suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı, “Memlekette tuz koktu, bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.
Büyükdemirci’nin, İl Yönetimi adına yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“Gün geçmiyor ki, saray yönetiminin ülkeyi hızla demokrasiden ve hukuktan uzaklaştırdığı iklimde bir başka kirli ilişkiler yumağı ile karşılaşmayalım. Türkiye bir haftadır Sarayın bürokratlarının, Sarayın listelere yazdığı milletvekillerinin ve Cumhurbaşkanı danışmanlarının başrollerde olduğu yeni bir skandalı konuşuyor. İddialar gerçekten mide bulandırıcı. Küçük yatırımcıları silkelemeye dönük borsa manipülasyonları, bu manipülasyonları köpürten medya tetikçileri, danışmanlık kisvesi altında yapılan iş takipçiliği, istenen ve itiraf edilen rüşvetler. Ve binlerce mağdur insan. Sermaye Piyasası Kurulu’ndan Cumhurbaşkanı danışmanlarına uzanan yolsuzluk ağı iddialarının araştırılması için partimiz suç duyurusunda bulundu. Memlekette tuz koktu. Bu işin peşini bırakmayacağız.
Daha kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı, ‘Türkiye gemisinin içindeyiz. Gemi batarsa hepimiz boğulacağız’ demişti. Şu bir hafta içinde ortaya saçılanlar bir kez daha gösteriyor ki, Saray iktidarı ve çevresi ile halkın gemisi hiçbir vakit bir olmamıştır. Kendi saltanat kayıklarından halkın gemisini yönetmeye çalışanlar her devirde olduğu gibi bu devirde de halkını felakete sürüklemiştir.
Genel Başkanımızın banka borcu nedeniyle Varlık Yönetim Şirketleri tarafından sıkıştırılan yurttaşlarımıza yapmış olduğu ‘Borçlarınızı ödemeyin. İktidara geldiğimizde, bu tefecilerle ben masaya oturacağım’ çağrısının ardından saray ‘6 milyona yakın vatandaşın, yaklaşık 30 milyar lira tutarındaki icralık borcunun, tasfiye edileceğini’ açıkladı. Çok görmüyoruz, zira akılları sürekli kendi namlarına akçeli işlere çalışan bir iktidarın, halkın sorunlarını görmesi de bunlara çözüm üretmesi de zor olsa gerek. Hal böyle olunca da saray için, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı çözüm yollarını apar topar yapmaktan başka çare kalmıyor.
Çaresi kalmayan iktidarın yaptığı bir şey daha var. O da toplumu kutuplaştırarak, hayat pahalılığının, yoksulluğun konuşulmasına engel olmak. Sanatçı tutuklanır, konserler yasaklanır müziğin ve sanatın sesi kısılırsa toplumun da sesi kısılır hesabı içindeler. Oysa tarih boyunca tüm otoriter rejimler aynı yanılgıya düşmüşlerdir. Halkın vicdanından yükselen sesi susturabilecek bir güç çağlar boyunca olmamıştır. ‘Becerebilirseniz zapt edin hadi’.
Biz biliyoruz ki; tam yüz yıl önce emperyalizme karşı verilen mücadelenin ve hemen ardından gelen ilerici devrimlerin aydınlığını taşıyan bir halk, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına otoriter bir rejimin gölgesinde girmeyecektir.
Büyük Taarruz’un 100. Yıldönümünü bir kez daha kutluyor, başta Büyük Zafer’in Başkumandanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşımızın bütün kahramanlarını minnet ve saygıyla anıyorum.”