11 Ağustos sel felaketiyle harap olan Bozkurt’ta devlet-millet işbirliğiyle girişilen yaraları sarma savaşının gizli kahramanlarından bir grubun da eczacılar olduğunu söylemek, Oda Başkanı Orkun Yılmaz’ın katıldığı canlı yayında mütevazı ifadelerle anlattıklarını dinledikten sonra farz oldu.
Yılmaz, yol izni çıkar çıkmaz bölgeye gidip bir sahra eczanesi kurduklarını, hemen ardından Eczacılar Birliği’nin gezici TIR’ını Bozkurt’a getirttiklerini, hastaneye ilaç takviyesi yaptıklarını, sadece Bozkurtlulara değil yardıma gelen herkese hizmet verdiklerini, hiç kimsenin isteğini geri çevirmediklerini ve 50 bin kutu ilacı ücretsiz verdiklerini söyledi.
- Bölge Kastamonu-Çankırı-Karabük Eczacı Odası Başkanı İhsan Orkun Yılmaz, önceki akşam TV366’nın konuğu oldu ve sel afetinde eczacılar olarak yaptıkları kritik çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yılmaz programda ayrıca eczacıların yaşadığı sıkıntılardan da bahsetti.
11 Ağustos’un hiç hatırlamak istemeyecekleri bir gün olduğunu söyleyen İ. Orkun Yılmaz, “Felaketin hemen ardından Sağlık Müdürlüğü ile koordine olduk ve Bozkurt ile Abana hastanelerinin ihtiyaçlarını tespit ettik ve bölgeye ulaştırdık. Yine bir çok vatandaş o gün öğrenci yurtlarına taşındığı için acil ihtiyaç duyulan ilaçları hemen yurtlara gönderdik. Anne bebek ürünleri, akut ve kronik ihtiyaçları hazırladık, teslimini yaptık” dedi.
“SAHRA ECZANESİ KURDUK, TÜM İLAÇ TALEPLERİNİ ÜCRETSİZ KARŞILADIK”
Yol izni çıkar çıkmaz da bölgeye gittiklerini söyleyen Orkun Yılmaz, “İlk etapta Abana’ya sahra eczanesi açtık. Medula sisteminde vatandaş Abana’daki eczaneye gittiğinde elinde ilaç var gözüküyordu. Ama bu ilaçlar sele kapılıp gitmişti. Bu nedenle Abana’da bir kıraathanede sahra eczanesi açtık ve mağdur vatandaşlara ilaçlarını ücretsiz bir şekilde verdik. Türk Eczacılar Birliği’nin de gezici eczane TIR’ı vardı. Bunu da talep ettik. Yer tahsisinin ardından Bozkurt’ta hastanenin yanına bu TIR’ı getirdik. Tüm meslektaşlarımızın da desteğiyle çalışmaya başladık. Hastane bahçesine de sahra eczanesi kurduk. Hastanenin ilaçları yoktu. Onlara da ilaçlarını verdik. İstanbul Eczacılar Kooperatifi Başkanı Sait Yücel’e, Selçuk Ecza Deposu AŞ Sonay Gürgen’e, Alliance Healthcare Türkiye Genel Müdürü Selim Taşo’ya çok çok teşekkür ederiz. Ne istersek gönderdiler” diye konuştu.
“SADECE BOZKURT HALKINA DEĞİL YARDIMA GELEN HERKESE HİZMET ETTİK”
Bozkurt’ta nüfusun dışında afetle birlikte ülkenin dört bir yanından bölgeye gelen binlerce kişinin olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu kişiler acil bir kodla işlerinden yola çıkarak geldiler. Evlerine bile uğrayamadan Bozkurt’ta geldiler. Su yok, ilaç yok, yerlerde yatıyorlardı. Sağlıksız bir ortam vardı ve mantar, egzama, ayak yaraları, göz enfeksiyonları, pişik gibi sağlık sorunları gelişti. Eşyaları yok çamaşır değiştiremiyorlar. Kadın erkek iç çamaşırı, t-shirt, terlik, tırnak makası gibi acil malzemeleri ve ilaçları bölgeye gelen herkesin hizmetine sunduk. Sosyal market kurulana kadar 10 gün boyunca bu hizmeti verdik. Hayırsever vatandaş ve meslektaşlarımız sayesinde bu çalışmaları yaptık” dedi.
“HİÇ KİMSENİN İSTEĞİNİ GERİ ÇEVİRMEDİK”
Bölgede bulunan bakanların ve bürokratlrın sonsuz desteklerini gördüklerini de söyleyen Orkun Yılmaz, koordinasyon toplantılarında bu çalışmalarının defalarca dile getirildiğini, bir kişinin dahi isteğini geri çevirmediklerini söyledi.
“50 BİN KUTU İLACI ÜCRETSİZ VERDİK”
Süreçte Bozkurt’ta yaklaşık 20 – 30 bin kişiye hizmet verdiklerini söyleyen Orkun Yılmaz, “Yaklaşık 50 bin kutu ilaç verdik. Hastanelere ve hastaneye kurduğumuz sahra eczanesine verdiğimiz ilaçlar hariç. Ekonomik anlamda ise 1 milyon lira tutarında bir ilaç dağıtımı yaptığımızı söyleyebilirim. Yine köylerde yaşayan vatandaşlarımız için de helikopterler vasıtasıyla ilaçları gönderdik. Bize talepler geliyordu, biz hepsini ayrı ayrı peketledik ve köylere ulaşmasını sağladık.
Medikal malzemeler, anne bebek ürünleri, güneş kremleri dahil hiçbir ürünü hayır demeden verdik. Yardım dağıtıyormuş gibi değil, hizmet aşkıyla bu çalışmaları yaptık” dedi.
Bölgede fedakarca çalışan eczacı arkadaşlarına, eczacı teknisyenlerine, mümessil dayanışma derneği üyesi arkadaşlarına, dernek üyesi olmayan mümessil arkadaşlarına, oda personeline, ecza deposu çalışanlarına ayrı ayrı teşekkür eden Yılmaz, “Can siperhane çalıştılar. Asla yorulduk demediler. Bıkmadan usanmadan hizmet ettiler, hepsinden Allah razı olsun” dedi.
“İLAÇ FİYAT KARARNAMESİ YENİLENMELİ”
Programda meslek sorunları ve çözüm önerilerinden de bahseden İhsan Orkun Yılmaz, şunları ifade etti:
“Meslek olarak ve vatandaş olarak etkilendiğimiz olaylar yaşıyoruz. Bunların en önemlisi ilaç fiyat kararnamesinin yenilenmemesidir. 2004 yılında çıkmış, 2008 yılında revize edilmiş, ondan sonra 14 yıldır revize edilmemiş bir ilaç karlılığı ile çalışıyoruz. Masraflar arttı, ilaçta karlılık artmadı. Tam tersine ilaçta karlılık azaldı. Eczacılarımızın yüzde 70’i kredi kullanmakta. Kredile ile eczaneler dönüyor. Bu fiyat kararnamesinin değişmesini istiyoruz, yoksa bu ekonomik kriz eczanelerimizi aşağıya doğru çekecektir.”
İLAÇ DIŞI ÜRÜNLER
“İlaç dışı ürünlerin eczanelerden dışarı çıkması sorunu var. Aslında biz ilaç dışı ürün diye bir tabiri kabul etmiyoruz. Sağlık, fiziksel ve ruhsal tam bir iyilik halidir. İlaç nedir? İyilik veren herşey ilaçtır. Ancak gıda takviyesi, ilaç takviyesi, ilaç değildir gibi damgalarla bu ürünler piyasaya sürülmektedir. Bunlar izinlerini Tarım Bakanlığı’ndan almaktalar. Ve bunların kontrolü yapılmıyor. İlk başta ruhsat alırken Bakanlık beyana dayalı bir kontrol yapıyor. Sonra da denetimi yapılmıyor. Bu ürünler tamamen sağlığa zararsızdır denilenerek reklamla halka duyuruluyor. Vatandaş da bu ürünleri internet ve TV kanallarından sipariş vererek alıyor. Ama sonuç iyilik ararken sağlığı zarar görüyor. Biz bu ürünlerin tamamen Sağlık Bakanlığı’na geçmesini ve ruhsatlarının da bu bakanlıktan verilmesini istiyoruz. Çünkü bu ürünler nedeniyle ölümler de yaşanıyor. Ruhsatlarını Tarım Bakanlığı’ndan aldıkları için de reklamları erbest oluyor. Halk da bunu eczanelerin dışında zincir mmarketlerden dahi temin edebiliyor. Sonuçta bunlar bir sağlık ürünü ancak hangi şartlarda saklanıyor ve üretiliyor bilinmiyor. Biz eczacılar reklam yapamayız, sosyal medya da ürün tanıtamayız, e-ticaret yapamayız. Ama maalesef bu tür ruhsat alanlar bunları yapıyor. Ve artık bu durum iyice kontrolden çıkmış durumda. İlacın tek uzmanı eczacılardır. Eczacınıza danışarak alın. Çünkü kullandığınız kronik ilaçlar bu ürünlerle birleştiğinde ters bir etki yapabilir. Bunları görüyor ve şahit oluyoruz.”
ALTERNATİF GERİ ÖDEME SİSTEMİ
“Alternatif geri ödeme diye bir sistem var. SGK bazı frmalardan bazı ilaçları Türk Eczacılar Birliği’nin olmadığı bir kurul kurarak özel iskontolarla aldı. Bu ilaçları vatandaş eczaneye gelerek parasıyla alıyor. Biz hastaya faturasını kesiyoruz. Hasta daha sonra faturayı SGK’ya götürüyor ve geri ödemesini bekliyor. Herkesin o ilacı almaya ekonomik gücü yetmeyebiliyor. Bazı ilaçlar var 4-5 bin lira. Hastanın o an için o ilacı alması için eczaeye ücretini ödemesi gerekiyor. Ama burda meslektaşlarım hasta mağduruyeti yaşanmasın diye bu ilacı hastaya güvenerek veriyor. Hasta SGK’dan parasını alınca da gelip vermesini beklerler.”
“İLAÇ ZAMLARI BİR DÖNEME DEĞİL YILA YAYILSIN”
“İlaç şirketleri her yıl bakanlıktan ilaçlarına zam isterler. Bu da genelde 5 Ocak’ta yayınlanır. 45 gün sonra yürürlüğe girer ve Şubat 20 gibi zam uygulanır. Ancak bu durum belli bir tarih aralığını kapsadığı için ilaç firmaları öncesinde üretilerini keser. Zamlarını bekler. 5 Ocak ile 20 şubat arasında ise minimum düzeyde üretir ve sonra yeni zamla birlikte piyaada olmayan ilaç ortaya çıkar. Biz bu süreçte yine hastayla karşı karşıya geliriz ve ilaç sıkıntısı çekeriz. Bizde diyoruz ki bu ilaç zammını bir seferde değil belli dönemlerde verin ki firmalar da bu dediğimiz olayı yapmasınlar.”
“52 KALEM İLAÇ ÖDEMEDEN ÇIKTI”
“Son yaşanan bir gelişmeyle 52 kalem ilaç ödemeden çıkarıldı. Biz bunu bekliyorduk. SGK tasarruf yapmak için bunu yapacaktı. İlaç fiyat farkı vardı ve bunu yüzde 5’e indirdiler. Dolayısıyla vatandaşın deyeceği ilaç fiyat farkı için ödeyeceği miktarda arttı. Katılım paylarında da tasarruf yapmak istiyordu. Emeklilerin yüzde 10’u, çalışanların yüzde 20’sini artırmak istiyordu. Ancak bu durum doğrudan vatandaşla muhatab kılınacağı için bu adımı atamadılar. Diğer ikisinde ise nasılsa vatandaş anlamaz, eczaneye bu fiyat farklarını öderler diyerek hayata geçirdiler. BU 52 kalemde ise özellikle pandemide çok fazla kullanılan ilaçlar var. Ağız spreyleri, gargaralar, ağrı kesiciler, tropikal jeller ödemeden çıkarıldı. Bunun üzerine de eş değer ilaç olmayan, hekim yazdığı zaman ayn etkiyi gösteren ama etken madde içermediği için sistem kutu adedini düşürdü. Yani hekim 3 kutu yazdıysa vatandaş bunun 1 kutusunu alabilecek, diğer 2 kutuyu ise ücretiyle alacak. Tekrardan vatandaşa bir külfet. Zaten ekonomik anlamda zor günler geçiren vatandaşa sağlık gibi bir alanda bu tarz yüklerin yüklenmemesini istiyoruz. Veznedar gibiyiz. Vatandaşla bizler muhatap olmak zorunda bırakılıyoruz.”