Topu ters köşeye bırakılan penaltı vuruşu haricinde sahaya hayra alamet bir futbol koyamayan Kastamonuspor 1966, son haftalarda beliren müzmin hastalığının pençesinde kıvranmayı Bergama maçında da sürdürdü…
Umarım kangrene dönüşmeden tedavisi bulunur.
Görünen o ki erken teşhis konulamamasının sonucunda ayakta tedavi vakti çoktan geçip gitmiş…
Hasta resmen yatağa düşmüş.
Kupa maçlarıyla zirveye çıkan oyun kalitesi ve mücadele gücünün bir inişinin olması doğal olmasına doğal da…
Futbolcuların yürümekten bile kendilerini sakındıkları yorgunluk ve isteksizlik halleri de nedir bu kadar bu kadar?
Taş gibi savunmanın yerinde yeller esiyor, orta saha evlere şenlik, kanatlar kırık, forvet çerçeveyi bulamıyor…
90 dakika boyunca ortada ne hat ne kademe.
Sahadaki tatsız tuzsuz hava…
Kulübe kesimlerinde de yer yer etkili.
Yaşanan bellek kaybını gördükten sonra…
Sanırsınız bedende peydahlanan virüs beyne de sıçramış.
Sahada ne yapacağını ve nasıl yapacağını unutmuş oyuncular…
Oyunun golsüz sürmesinin kabahatini, vakit geçirmeye endekslenmiş rakip futbolcularda ve hakemde bulan camia.
Her hallerinden beraberliğe “fit” geldikleri anlaşılan rakibe çeyrek gol pozisyon dahi vermeden 12 gol pozisyona girdi kırmızı-siyahlılar.
İyi de seyredenleri ayakta uyuttuktan sonra ne fayda?
Bugün için kaybedilmiş hiçbir şey yok Kastamonuspor 1966 için…
Yarın ne olacağı bilinmez ama.