MÜSİAD Genel MYK Üyesi, Milli ve Yerli Üretim Üst Kurulu Başkanı Soner Meşe, Kastamonu’yu kenevir üretiminde pilot 3 il arasına soktuklarını açıkladı ve yol haritasını tane tane anlattı şehrimizde düzenlenen dernek şubesinin kongresinde…
Allah gani gani razı olsun.
Konuşmasından anlaşılan, devletimiz kenevir tarımının ve sanayisinin komutasını MÜSİAD’a vermiş, gerekli raporlar hazırlanmış, pilot iller seçilmiş, tohum üretiminden sanayisine kadar tüm yol haritası çizilmiş…
MÜSİAD tek başına yapmayacak tüm bu işleri illa ki, tarım il müdürlükleriyle beraber çalışacak, öyle diyor Meşe.
Sivil toplum örgütü budur işte…
Önden yürür, peşinden kamuyu sürükler.
MÜSİAD olmasa ilimizde kenevir- kendir namına yel esmeyecekti doğrusunu söylemek gerekirse…
Daha bir meslek odası ağzını açıp “kenevir-kendir” demedi ilimizde, belli ki onlar da cümbürcemaat MÜSİAD’ı takip edecekler.
Doğrusu da bu…
Sivil toplum örgütleri, meslek odalarını da peşinde sürükler çünkü.
“KATSO, Kastamonu Ticaret Borsası, Kastamonu Ziraat Odası”…
MÜSİAD’a yardımcı olmalılar bu süreçte, amiral gemisinin etrafında filikaları ile üzerilerine düşeni yapmalılar.
MÜSİAD Genel MYK Üyesi, Milli ve Yerli Üretim Üst Kurulu Başkanı Soner Meşe olmasa, Kastamonu pilot il olamayacaktı…
Meşe’nin Kastamonu tarımına verdiği yön her türlü takdirin ötesinde.
Taşköprü havalisi başta olmak üzere “ekilebilir müsait tarım arazilerimiz” kendirle buluşacak yıllar sonra Meşe’nin ifadesiyle…
Başta Taşköprü olmak üzere müteşekkir olmalıyız MÜSİAD ve Meşe’ye.
Not 1: 23 Ağustos Ortaokulu’nun kuzey-doğu yönündeki bahçesine vaktinde bir pansiyon yaptı Bakanlık, liseli kız öğrencilerin barınması için, hayırlı bir yatırımdı sonuçta…
Ne yapsın Bakanlık, şehrimizde eğitime ayrılan yer bulamadı demek ki o vakit, okulun sosyal alanı içine ucube dikti.
Resmen ucubeydi ama…
Çirkinlik abidesi.
Aktekke Mahallesi’nin yaşı kemale ermiş çocukları o bahçeyi hatırlar, basketbol sahasıydı, mini futbol sahasıydı, yekun Sarıkaya, Ayıcılar, Bakımevi sokak oradaydı yazları…
Okul bahçesiydi.
Bina dikildi…
Yıkmışlar geçenlerde.
Ahımız tuttu belki de…
Çocukluk hayallerim geri döndü.
Not 2: Önceki akşam, Nasrullah Köprüsü’nün karşısındaki börekçinin camekan dibine bir güvercin sığınmış, uçamıyor garip, etrafında bir kalabalık…
Derdiyle dertlenenler.
Bir ara sığındığı yere bırakılacak gibi oldu, “Kedi yer garibi” dedim, birisi alıp götürsün sağlam bir sığınağa diye, akıl vereceğine alıp götürsene…
Lokantacı esnafından şahsen tanıdığım bir vatandaş, kucakladığı gibi garibi, aldı götürdü, arkalarından öylece baktım bir müddet, yürüyen iyiliğe.
Toplumsal dayanışma…
Güvercin de toplumun bir parçası.