“Yeni bir yıl…
Yeni bir gün…”
Sözleriyle giriş yaptığımız…
“Bir çağ yangını bu…” başlıklı son yazımızı:
“Biliyorum…
Gerçek hayat, bir dernek genel kurulunun “dilek ve temenniler” faslının görüşülmesine benzemiyor!
Ama…
Yine de “ummak istiyor” insan…
Mutlu yıllar…” diyerek bitirmiştik.
•••
Bir yılı aşkın bir süredir…
Bu toprakların bir evlâdı olmanın sorumluluğuyla…
Aklımız erdiğince…
Dilimiz döndüğünce…
İlimizin temel sorunlarını küresel bir pencereden değerlendirmeye…
Çözüm önerilerimizi dile getirmeye çabalıyoruz…
2019’da neler ummuşuz, neler bulmuşuz?
Bir durum değerlendirmesi yapmanın vaktidir.
•••
Birlikte hafıza tazeleyelim…
Yazılarımızdan bazılarının sadece başlıklarını sıralayalım:
■ Sorunumuz “Küre”sel!
■ Kastamonu’yu teşvik kıskacından hep birlikte kurtaralım!
■ Hastamonu!..
■ KastıM neydi MONİ?
■ El ele… Gelecekten korkmadan!
■ Geçmişe takılıp kalma Kastamonu!
■ Sarımsaklasak da mı saklasak!
■ Kastamonu’nun “kurtuluşu”nu ne zaman kutlayacağız!..
■ Müreffeh bir Kastamonu istiyorsak…
■ Şimdi, “Şarkılarla Kastamonu…”
■ Kastamonu…Kader mi, keder mi!..
■ Birbirimizi ne kadar anlıyoruz…Ya da anlıyor muyuz?
■ Kenevir Araştırma Enstitüsü hayırlı olsun!..
■ 105 yıl öncesinin ışığıyla geleceğimizi aydınlatmak…
■ Kara tren gelmez m’ola?
■ Başarabiliriz… Ama değişirsek!
■ Bizi çalışmak kurtarır!
■ Urfa’nın etrafındaki dağlar dumanlı da Kastamonu’dakiler değil mi?
■ “Toprağım olsun da çamurdan olsun…”
■ Kastamonu(‘nun) Üniversitesi!
■ Devenin yükünden onmadık ki…
■ Etli ekmek!
■ Kastamonu “köylüleşmiyor”,Türkiye sosyolojik metamorfoz geçiriyor!”
■ Kastamonu “dünya”nın neresinde?
■ Ben Kastamonulu değilim!
■ Kastamonu’yla zamanda yolculuk!
■ Dünya dönüyor sen ne dersen de…
■ Öptü mü… Öptü mü?
■ Lezzetin gizli başkenti: Kastamonu ya da GastroMONİ…
■ Salep orkidesi!
■ Meşhur Küre Giryânı!
■ Sahiden üniversitemiz olacaksa!
■ Kastamonu için teknokenti anlama kılavuzu…
■ Kastamonu’nun bir stratejisi olmalı!
■ Biz “geçen yüzyılın sorunları”yla uğraşırken…
■ Bir rüyam var…
■ Değişmeliyiz…
■ 10 Aralık ruhuyla…
■ Doğduğu, büyüdüğü yeri anlamayan evreni anlayamaz…
Temel sorunlarımızı…
Küre’den Tosya’ya…
Taşköprü’den Daday’a…
Sahil ilçelerimizden Merkez’e…
Çeşit çeşit…
Kalem kalem defalarca ortaya serdik…
Israrla bir gerçeğin altını çizmeye çalıştık:
Dünya hızla değişiyor…
Biz de değişmeliyiz!
Elimizde avucumuzda olana sahip çıkmalıyız.
•••
İl olarak bugüne dek izlediğimiz yol ve yöntemlerle bir sonuca ulaşamadığımız aşikâr.
Patinaj çekiyoruz…
Pusulasız gemiyi andırıyoruz…
Rutin işlerle zaman kaybediyoruz…
Burada Einstein’ı bir kez daha anmakta yarar var:
“Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyiz.”
Hiç aklımızda çıkmasın.
•••
Görüşlerimizi son derece rafine bir biçimde özetlediğimizi sanıyoruz:
“Bir gelecek vizyonumuz…
Bir stratejimiz…
Bir “Kastamonu Sosyo Ekonomik Master Planı”mız olmalı…”
•••
Makam ve mevkileri…
Görev ve sorumlulukları gereği…
Düşüncelerimize kulak vermesi gerekenlerin büyük bir çoğunluğu, 2019 yılı boyunca maalesef sessiz kalmayı tercih etti.
Elbette anlıyoruz…
Fakat sormadan da edemiyoruz:
Can alıcı konularda suskun kalarak nereye varabiliriz ki?
Eskilerden kalma muhteşem bir söz var:
“Barika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar.”
Hakikatin pırıltısı, fikirlerin çatışmasından doğar, anlamına geliyor.
Geleceği pırıl pırıl bir Kastamonu hayâl ediyorsak…
Egolarımızı yarıştırmadan…
Saygıyla, sevgiyle…
Etraflıca…
Ko-nuş-ma-lı-yız.
Sorunlarımızı el ele vererek, planlı, programlı bir biçimde çözmeye girişmeliyiz.
Yaşı kemâle ermiş olanlarımız bilir…
Ama gençlerimiz için önce sözlük tanımını verelim:
“Bir işi, gerektiği gibi değil de günün şartlarına göre savuşturma, sağlam bir temele dayandırmadan iyi kötü yoluna koyma, idare etme, geçiştirme.”
Yani…
İdare-i maslahat!
Aş derdini, iş derdini çözmüş…
Göçü sahiden tersine çevirmiş…
Müreffeh bir Kastamonu için…
Bize bu anlayışın çok ama çok ötesi gerekiyor!
Mehmet Yücel