Kastamonu 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti kapsamında düzenlenen Avrupa Kültürel Miras Günleri paneli Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi’nde dün başladı.
İki gün sürecek panele Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Basın ve İletişim Bölüm Başkanı Maria Kanellopoulou, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet İshak, Vakıflar Bölge Müdürü Yavuz Yücebıyık, Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Yaman da katıldı.
Bülent Ecevit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Tayyar Gürdal, Kültür ve Turizm Uzmanı Umut Özdemir, Araştırmacı-Yazar Ata Erdoğdu, Araştırmacı-Yazar Fazıl Çifçi ve Arkeolog Murat Karasalihoğlu’nun konuşmacı olarak katıldıkları panelin açılış konuşmasını yapan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Basın ve İletişim Bölüm Başkanı Maria Kanellopoulou şunları söyledi:
“Kastamonu birkaç ay önce Hollanda’da bir başka şehir ile kardeş şehir ilan edildiğinde duydum. Bu da kültürel alanda karşılıklı alışveriş için büyük bir fırsat oluşturuyor. Günümüzün dünyasında kimliklerimizin ve farklılıklarımızın manasını kavramak son derece önemli. Çünkü korku birbirimizi tanımadığımızda ortaya çıkıyor. Böyle durumlarda biz çeşitliliği tehdit olarak, algılıyoruz ya da birbirimizi anlamadığımızda bu durumu yaşıyoruz. Farklılıklarımız diyalogun zemini oluşturabilir. Çeşitliliğimiz ortak tehditlerle karşılaştığımız zaman bizim gücümüz olabilir ve olmalıdır da. Kültür radikalleşmeyle mücadele etmemizi ve radikalleşmenin önüne geçmemize yardımcı olacak araçlardan birisidir. Aynı zamanda ekonomik büyümeyi de besleyebilir. Diplomatik ilişkileri ve karşılıklı anlayışı güçlendirebilir. Hatta ortak tehditlere karşı birlikte durmamıza ve kurumlar, halklar, gençler arasında ortaklıklar, ittifaklar kurmamıza yardımcı olabilir. Kültür toplumların ana hatlarını oluşturan, normlar ve geleneklerle yoğrulmamızı sağlar. Kültür müzik, dans, sanat, zanaat, yemek, giyinme tarzı ve dil gibi kanallarla çevremizdeki insanlara bu norm ve gelenekleri aktarma biçimidir. Dolayısıyla kültür mirası çok çeşitli şekillerde tezahür edebilir”
Kültürlerin yaşam tarzlarını şekillendirdiğini de söyleyen Kanellopoulou, şöyle devam etti:
“Somut, somut olmayan, doğal ve dijital formda olabilir. Hem toplumumuzu hem de yaşam tarzımızı şekillendirebilir. Toplumları bir araya getirir ve yaşadığımız yerlerde ortak değerler ve anlayışların oluşturulmasını sağlar. Kültür mirası sadece bize ait bir husus olmakla kalmaz, aynı zamanda gelecek nesiller içinde belirleyici bir unsurdur. Kültür mirası her şeyden önce tarihe saygı göstermek ve kültürel, dini kimliği koruma anlamına gelmektedir. Ortak bir anlayışı paylaşmamızı ve birbirimize saygı göstererek, ortak bir gelecek inşa etmemizi sağlar. Bu miras geçmişimiz anlamamıza ve geleceğimizi şekillendirmemize yardımcı olur. Kültür mirasımızı kutsayarak, çeşitliliğimizi keşfedebilir ve ortak noktalarımız konusunda kültürler arası bir diyalog başlatabiliriz. Zaten bu sebeple 2018’de kültürel mirasımızı korumanın yollarını arıyoruz. Bu sebepten dolayı Avrupa Birliği 2018’i Avrupa Kültürel Mirası Koruma Yılı ilan etti. Avrupa Birliği kültür mirası projelerine özel önem vermektedir. Sadece üyelerinin verdiği değil, aynı zamanda Türkiye ve diğer aday ülkelerde kültür mirasının korunması ve zenginleştirilmesi yönündeki çalışmaları da desteklemektedir. Sosyal medya çağında ve mesafelerin sürdüğü bir dönemde kültürlerimiz bu dönemde mutlaka buluşacaktır. Bize de bu karşılaşmadan en iyi şekilde faydalanmak düşmektedir. İlinizde iş kuluçka merkezlerinden, bölgenizin meşhur sarımsağı ile ilgili birçok projemiz olduğunu gördüm. Bu bence kültürel gastronomi mirasında korunmasına bir örnek teşkil etmektedir.”