Temmuz ayına kadar sürecek olan yüz yüze eğitim “isteğe bağlı”, Temmuz ayında başlayacak olan telafi eğitimine katılmak “isteğe bağlı”, 2’nci dönem sınavlarına girmek “isteğe bağlı”, karneyi Haziran ayının ortasından sonra istediği gün almak “isteğe bağlı”, önümüzdeki pazar günü yapılacak LGS’ye girmek “isteğe bağlı”…
Öğrencilerin gelecekleri “isteğe bağlı”.
Pandemi nedeniyle sosyal hayatın her alanı “curcuna” oldu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın evvelki “isteğe bağlı” uygulamalarını haklı bulmasak da hadi bir nebze mazur görelim…
LGS’yi “isteğe bağlı” kılmanın hikmeti sebebi ne?
(Dedikodu namına söylentiler geliyor kulağıma, liseye giriş sınavlarında il başarısını düşürmemek için “ekseriyetli” katılımın önüne geçmek için öğrencilere tavsiyede bulunulduğuna dair, inanmıyorum tabii ki…
Güya, puan “tutturamayacak” öğrencilere girmemeleri sağlık veriliyormuş; olacak iş mi!)
Malumunuz son yıllarda Bakanlık “merkezi sistem” ve “adrese bağlı sistem” uygulaması ile iki şekilde öğrenci alıyor liselere…
Merkezi sistem “LGS” oluyor, her şehirde belirlenen okullara puanını tutturan öğrenciler girmeye hak kazanıyor; fen, sosyal bilimler, proje okulları. LGS’ye “isteğe bağlı” olarak girmeyen ya da düşük puan alan öğrenciler ise ikametgahlarına uygun okulun yolunu tutuyorlar.
“İlk elek” bir nevi…
İlk ve orta okullarda “hakkaniyetli” şartlarda yarışamayan öğrencilerin hayat denen değirmen ile ilk karşılaşmaları.
Nezaketsiz olan tarafı ise puan yarışında geri kalacağı tahmin edilen öğrencileri “isteğe bağlı” olarak yarış dışına ayırmak, sınav koşusuna dahi katmamak…
“Fazladan sınav kağıdı mı okuyalım” diyor Bakanlık.
Önemli olan “kazanmak” değil…
“Yarışmak” oysa.
Ne kadar “acımasız”…
8 sene sonunda eğitimde geride kalan öğrencileri sınava dahi almamayı akıl etmek.
(Aynı sınıftaki arkadaşının girdiği sınava kendi isteği ile dahi olsa girmemenin psikolojisini Bakanlık ölçüp biçiyor mu?…
“Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar”.)
Hadi öğrenci psikolojisi “hak getire”…
Toplamda 8 yılın sonundaki bir “ölçme değerlendirme” için biçilmiş kaftan değil mi LGS?
Bakan’ı izledim televizyonda, “isteğe bağlı” modeli “demokrasi” olarak nitelendiriyor…
Çok güldüm.
(2019-2020 LGS’ye ilimizde katılım yüzde 92 olmuştu, bakalım bu yılki katılım nasıl olacak?…
“İnadına katılın” çocuklar.)
————
Not: Bakanlık, yereldeki idari uygulamaları da “isteğe bağlı” kılmış, önerilerini ise “istirham” ediyor…
Zorlama yok.
Bakan Ziya Selçuk Çarşamba akşamı katıldığı televizyon programında yaptığı açıklamalarda “2 gün yüz yüze eğitim” konusuna da değindi…
“Bazı okullarımızda öğretmenlerimiz ihtiyaçların farkında ve gerekirse belli grupları davet edip bu 2 günün dışında da çalışma yapabilirler…” ve “3 gün yapmak için Cumartesi de okula gelinmesi gerekirdi. Okul yöneticilerimize istirham ediyoruz, sizin okulunuzda imkan var ise bu 3 gün de olabilir.”
(Bakan, program esnasında tebessüm etti ve genel uygulamanın 2 günle sınırlı kaldığını dile getirdi…
3 güne çıkaran okulu tarih henüz yazmamış besbelli.)
MUSTAFA AFACAN