İki vatandaş Topçuoğlu yokuşundan pazar yerine inerken pek dertli bir sohbetin içindeydiler, “Herkes okuyacağım diyor, çalıştıracak adam yok” dedi biri, öteki tasdik etti “Ne çırak kaldı ne de kalfa” diyerek…
Birleştikleri görüş “Ne yapacağımızı bilmiyoruz” oldu.
Mesleki eğitimde devir değişti, çırak ve kalfalık sürecinde “alaylı” eğitim nerdeyse bitmeye yüz tuttu, “okullu” devri başladı…
Belli ki kulak misafiri olduğum iki vatandaş yeni devire henüz tam anlamıyla ayak uyduramayanlardan.
Mesleki eğitimde önemli merhale alındı, ölçüt müdür bilmem ama, akademik liselerin öğrenci nüfusu mesleki ve teknik lise nüfuslarının altında kaldı…
En azından Kastamonu’daki dağılım öyle gözüküyor.
Kastamonu’da “okul” dağılımındaki fark çok daha belirgin hale gelmiş durumda üstüne üstlük…
Öğrenci sayısında kıl payı (9 bin 258’e 8 bin 420) akademik liseleri geçen mesleki ve teknik okullar, okul sayısında fark bindirmiş halde, iki katın üzerinde aradaki makasın açıklık mesafesi.
55 “mesleki ve teknik ortaöğretim” okuluna karşı 24 “genel ortaöğretim” okulu…
Yığınağı “meslekten” yana yapmışız besbelli.
“Motor ustası”, “mobilyacı”, “terzi”, “muhasebeci”, “imam” misali meslek erbapları hem “okullu” hem de yaptıkları stajlar sayesinde aldıkları “alaylı” eğitim sayesinde kollarına altın bilezik takacaklar…
Elleri ekmek tutacak.
Yukarıdaki meslek isimleri “kodlamacı”, “tasarımcı”, “modacı”, “hesap uzmanı” gibi yeni etiketler altında da ifade edilebilir…
Meslek erbabının merakıyla ve emeğiyle varacağı yolun ucu bucağı yok çünkü.
Her velinin çocuğunun ilk adımını okula “tıpçı, hukukçu, mühendis” misali “beyaz yakalı” mesleklerin erbabı olması için attırdığı bir toplumsal haletiruhiyenin içinde ortaya çıkan sonuç toplumun en azından yarısını pek memnun etmese de…
Toplumsal işbölümü ve fırsat eşitliği açısından bakıldığında herkesin aynı renk iş önlüğü giymesi olanaklı değil.
Hoş, “mavi yakalı” olmak günümüz iş piyasasında “beyaz yakalı” olanlara nazaran çok daha ehveni şer…
O kadar dirsek çürütüp de sonucunda iş piyasasının dışında kalmak çok daha büyük sıkıntı.
Meslek sahibi olmaktır asıl mesele…
Yakası ha “beyaz” ha “mavi” olmuş fark etmez.
Not: Milli Eğitim Bakanlığı her ne zaman “okullaşma istatistikleri” açıklasa, gözüm hemen “açık öğretim” verilerine gider, elimde değil…
Örgün eğitimi “temel” kabul edenlerdenim çünkü.
Bakanlığın web sayfasında son bir haber “kız çocuklarının okullaşma oranları rekor seviyeye çıktı” manşetiyle verildi…
Etrafımdaki örneklere baktım, kekremsi bir gülümse eşliğinde “peki öyle olsun” dedim.
Kastamonu’da il geneli “okul öncesi, ilk ve orta” eğitimde toplam öğrenci sayımız “61 bin 713”…
Bunun 5 bin 706’sı “açık öğretim” öğrencisi.
Toplam öğrenci sayımızın yüzde 10’u “örgün eğitim” dışında…
Sınavdan sınava “sıra yüzü” görüyor.
Her 10 öğrenciden 1’i okulda olması gereken zaman diliminde çarşıda pazarda…
“İş hayatında” diyelim de durumu biraz yumuşatmış olalım.
Nerede bir “açık öğretim” varsa…
Orada eğitimde bir “açık” vardır.
MUSTAFA AFACAN