Taşköprü SEKA’nın 1976 yılında temeli atıldı, 1984 yılında işletmeye açıldı, 1998 yılında özelleştirme kapsamına alındı, 2003’de satıldı, özelleştikten sonraki süreçte işçi sayısı düştü, hammadde olarak kullanılan kendir alımı durduruldu…
Fabrika binaları, lojmanlar, parklar, eğitim mekanlarıyla birlikte 50 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 850 bin metrekare yerleşke bir anda “hayalet” alana dönüştü.
Taşköprü SEKA’da bunlar oldu…
Balıkesir SEKA’da da benzer özelleştirme süreci yaşandı.
1980’de üretime giren Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası’nın faaliyeti 2000’de sonlandırıldı, fabrika özelleştirme kapsamında 2003’te Albayrak Holdinge geçti, 10 yıl süren itiraz süreci nedeniyle kapı kilitli kaldı, 2013 yılında süreç sonuçlandı, şirket yatırıma başladı…
Geçtiğimiz Mayıs ayında marşa yeniden basıldı, “Varaka” ismiyle yeniden üretime başlayan fabrikayı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varankziyaret etti, fabrikayı 19 yıl aradan sonra yeniden üretime açan özel şirket140 milyon avroluk yatırım yaptı, günlük bin 200 ton hurda kağıttan günlük bin ton yeni kağıt üretilecek.
Hedef bu yatırım sayesinde yıllık 150 milyon dolarlık ithalatın önüne geçilmesi…
Kağıt ve türevi ithalatçısı ülkeyiz söylemesi ayıp.
Bakan Varank, ülkenin cari açık verdiği söz konusu alanda özel sektör aracılığıyla kağıt üretimini artırmak istediklerini kaydetti ve “Bu konuda başarılı olacağız” dedi…
Oluklu mukavva ve ambalaj kağıdı başta olmak üzere pazarın ihtiyaçlarına göre oluşacak yeni ürün çeşitlerinin üretileceği fabrikanın 2 bin istihdam sağlayacak.
Balıkesir’de tüm bunlar olurken…
Kastamonu’da ne oldu?
Yeni yatırım yapmayı bırakın…
Eski yatırımın korunup korunmadığı meçhul.
Yeni istihdam sağlamayı bırakın…
Var olan istihdam sıfırlandı adeta.
Ülkemizin ithalat yollu cari açığını kapatmayı bırakın…
Yurtdışından ithal edilen hammaddenin işlendiği iddia ediliyor.
Bölgeyi kalkındırmayı bırakın…
Kendir tarımı bitti.
Kastamonu’nun Balıkesir’den ne eksiği var?..
Balıkesir’in Kastamonu’dan ne fazlası var?
Evvel zaman kendir hammaddesiyle “sıfırdan” sigara kağıdı yapan bir fabrika vardı Kastamonu Taşköprü’de…
Bugün ne var?
(Fabrika sahipleri açıklasa da öğrensek…
Memlekete kattıkları katma değeri.)
Bakan Varank Balıkesir’i görüyor da, Balıkesir SEKA’yı ziyaret ediyor da, yatırımcı ve işçilerle fotoğraf çektiriyor da, kağıt sanayisini stratejik sektör ilan ettiklerini kaydediyor da…
Kastamonu’dan ne diye bihaber?
•••
Kastamonu kort istiyor
Şehrimizde genç-yaşlı, kadın-erkek bir dünya tenis gönüllüsü var…
Evvel zaman Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü bünyesindeki salonda tenis antrenmanları ve maçları yapılırdı, depreme dayanıklılık sıkıntısı dolayısıyla bina yıkıldı, tenis severler sokakta kaldı.
İki otelde ve bir kamu kuruluşunda açık kort var ama ilk ikisi ücretli, diğeri de “hatıra binaen”…
Gariban vatandaşa tenis de haram.
Vedat Tek Kültür Merkezi yerleşkesinde de bir açık kort var gerçi, zemin bozuk ne var ki, tenis oynamayı bırakın yürümek bile zor…
Keşke zemin düzeltilip üstü kapatılabilse.
Kastamonu kort istiyor…
“Spor şehri Kastamonu” nutuklarının altını doldurmak lazım..
•••
Not: Kuzeykent’ye hizmet veren yüzme havuzunun yetersiz kaldığını iddia ediyor vatandaşlar…
Kastamonu ikinci havuz istiyor.
Kamunun öğrenciler için açtığı yüzme kurslarına kayıtların adeta başlamadan dolduğu da iddia ediliyor…
Nasıl bir talep olduğuna varın kanaat getirin.
Özel halk otobüsü rotasının yüzme havuzunun kapısının önünden geçmesi ise bir diğer talep, akşam karanlığında tekinsiz bir yürüme alanı olduğu ve soğuk havanın getireceği hastalıklar işaret ediliyor veliler tarafından…
Arabası olmayan vatandaşa yüzme de haram.
MUSTAFA AFACAN