- Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen kutlama ve anma programında konuşan Göl Anadolu Lisesi Müdürü Abdullah Yağız, İstiklal Marşı’nın önemini vurgularken, “Akif, milli mücadelenin ruhuna tercüman olan o büyük, eşsiz şiirini gece gündüz gözünü bir an dahi kırpmadan kaleme almıştır. Öyle bir şiir ortaya çıkmıştır ki, bu şiir, bir ulusun trajik bir anda var olup olmama noktasındaki ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımaktadır. Büyük Türk Milleti’nin tarihinin yılmayan mücadele ruhunu yansıtmaktadır. Bir ulusun var olma direncinin sonucudur bu marş adeta.” dedi.
İstiklal Marşı’nın TBMM’de Kabulü’nün 100. yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma programı dün Cumhuriyet Meydanı’nda yapıldı.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki programa Vali Avni Çakır, Vali Yardımcıları Ünal Kılıçarslan, Vedat Yılmaz, AK Parti Milletvekili Metin Çelik, Garnizon Komutanı ve Asker Alma Bölge Başkanı Personel Albay Yücel Ercan, Belediye Başkan Vekili Mehmet Yurt, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Uzun, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Mücahit Avkıran, MHP İl Başkanı Emin Çınar, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Akif Güzel, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Neslihan Kaya, İl Emniyet Müdürü Necati Denizci, Baro Başkanı Özgür Demir, bazı STK Başkanları, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı.
Göl Anadolu Lisesi’nin hazırladığı, sunuculuğunu okulun Coğrafya Öğretmeni Neslihan Bozkurt’un yaptığı program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı ise Göl Anadolu Lisesi Müdürü Abdullah Yağız gerçekleştirdi.
Yağız, konuşmasında, “İstiklâl Marşı’nın Türkiye Büyük Meclisi’nde Milli Marş olarak kabul edilişinin 100’üncü yıldönümü etkinliğini gerçekleştiriyoruz. 600 yüz yıllık koskoca imparatorluk 20’nci asrın başında adeta doğum sancısında ölen bir ana gibi çöküvermişti. Fakat doğan çocuk yaşayacaktı. Çünkü İstanbul simsiyah bulutlarla kaplı dururken Anadolu’da fecir aydınlığı halinde Milli Mücadele’nin ilk kımıldanışı çoktan başlamıştı. Çok değil birkaç gün önce Çanakkale’de büyük bir cesaret örneği göstermiş olan Mehmetçik şimdilerde silahsız, aç ve bitkin bir haldeydi. Ancak hiçbir vatanseverin bu zillete katlanması düşünülemezdi. Nitekim çok geçmeden Anadolu’da milli mücadelenin meşalesi çoktan parlamıştı” dedi.
Konuşmasına devam eden Yağız; “Anadolu’da açılan milli mücadele bayrağı altına ilk koşanlardan biri de şair Mehmet Akif Ersoy’du. Bir bahar günü serin bir akşamüzeri Ankara’ya varan Mehmet Akif hiç vakit kaybetmeden doğruca bir uslun kaderinin tayin edildiği Büyük Millet Meclisi’nin yolunu tuttu. Acı ve ıstırap dolu bu çetin günlerde canından çok sevdiği Türk Milleti’nin yanındaydı. Akif Ankara’ya varır varmaz işe vatanın bağımsızlığı için kolları sıvamakla başladı. İlk iş olarak vatanın bağımsızlığı adına halkı cihada, Milli Mücadele sancağı altında birleşmeye çağırdı. Bu uğurda Anadolu’yu adım adım dolaşan ki, bu şehirlerden birisi de Kastamonu idi. Akif gittiği her vatan bucağında, ‘Bu vatanda kaybedilirse gidilecek yer kalmaz’ diyerek, halkı milli mücadeleye destek vermeye çağırmıştı. İşte tam da o günlerde Maarif Vekâletince cephedeki Mehmetçiği şevke getirip coşturacak Milli Marş yazılması için bir yarışma tertip edilir. Tek şart yazılacak marşın Milli Mücadele ruhunu ifade edebilecek güç ve kudrette olmasıdır. Bu kutsal vazifeyi ifa etmek dadına çok sayıda şair kaleme sarılarak yazdıkları şiirleri Maarif Vekaletine sunarlar ki, bu şiirlerin sayısı yedi yüzü aşklındır. Ama ne var ki gönderilen şiirlerden hiçbiri İstiklal ve Milli Mücadele ruhunu yansıtacak kudrete sahip değildir. Böyle büyük bir güç ve kudreti barındıracak bir şiiri ancak imanıyla, yaşantısıyla Anadolu’nun çektiği ıstırabı hissedilebilecek, onun için yanıp kavrulan bir kişi yazabilirdi. O kişi hiç şüphesiz ki milli mücadeleye gönül vermiş, ulusun derdiyle dertlenmiş Akif’ten başkası değildi. Göğsündeki sonsuz iman, bitip tükenmek bilmeyen vatan aşkı ve hürriyete olan sonsuz inancıyla bu marşı sadece ve sadece o yazabilirdi” ifadelerini kullandı.
İstiklal Marşı’nın önemini de vurgulayan Abdullah Yağız; “Sonuçta milletin ıstırabını derinden hisseden Akif, milli mücadelenin ruhuna tercüman olan o büyük, eşsiz şiirini gece gündüz gözünü bir an dahi kırpmadan kaleme almıştır. Öyle bir şiir ortaya çıkmıştır ki bu şiir, bir ulusun trajik bir anda var olup olmama noktasındaki ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımaktadır. Büyük Türk Milleti’nin tarihinin yılmayan mücadele ruhunu yansıtmaktadır. Bir ulusun var olma direncinin sonucudur bu marş adeta. Mehmet Akif bir ufuk insanıydı ve gerçek bir vatanperverdi. İstiklal Marşı için verilen 500 liralık ödülü ihtiyacı olmasına rağmen kabul etmemiş, bir hayır vakfına bağışlamıştır. Ona göre İstiklal Marşı’nı tekrar yazabilir misiniz denildiğinde, ‘O şiir bir daha yazılamaz. Onu kimse yazamaz. Onu bende yazamam. Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O milletin malıdır’ demiş ve İstiklal Marşı’nı Safahat’ına almamıştır. Yine İstiklal Şairimizin ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın’ diye dua etmesi o günlerin, hissiyatımızda ne kadar derin yaralar açtığının ve istiklalimize kazanmak için ne büyük fedakarlıklar yaptığımızın bir göstergesidir. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u bu vesile ile tekrar rahmet ve minnetle anıyorum. Milli Şairimizin, “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekle onu top sindiremez” dediği gibi birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz şu günlerde, şer güçlere karşı bütün milletimizi sımsıkı kenetlenmeye çağırıyor, Kahraman Türk Ordumuza karada, denizde ve havada Allah’tan muzafferiyetler diliyorum. Çanakkale İstiklal Savaşı’nda, 15 Temmuz’da, Güneydoğu’da, Afrin’de, Ceraplus’da, Azerbaycan’da, Gara’da ve dünyanın her tarafında bu vatan için şehit olan bütün şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun” diye konuştu.
Konuşmanın ardından Göl Anadolu Lisesi öğrencilerinden Salih Köse tarafından Mehmet Akif’in “Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak” isimli şiir, Elif Bahar Çakır tarafından “Mehmet Akif’ten Anılar” isimli metin okundu. Programın devamında İstiklal Marşı’nın Kabulü’nün 100’üncü yıldönümü dolayısıyla düzenlenen yarışmalarda derece alan şiir ve kompozisyonlar, bunları yazan öğrenciler tarafından okundu.
Programda son olarak öğrenciler tarafından Türk Bayrağı açılarak İstiklal Marşı okundu dereceye giren öğrencilere protokol tarafından ödülleri verildi.
Cengiz MUHZİROĞLU