Geçtiğimiz hafta sonu rotamızı çevirdiğimiz Araç’tan iki güzel hikaye ile ayrıldık. Araç’a girdiğimizde bizi her ilçemizde olduğu gibi yeni yapılan inşaatlar karşıladı. Otomuzu park ettikten sonra kent merkezine yöneldik. Yol arkadaşım Melih Özel’in gözü, inşaat malzemeleri un ve zahire satışı yapan bir işyerinin tabelasına takıldı. “Bak, bu eski tabelanın mutlaka bir hikayesi vardır. Rahmetli Meydani’nin stiline benziyor. Bir sor istersen” dedi.
İşaret ettiği tabela bir tarihti gerçekten. Ona odaklandığınızda zaman makinesine binmiş de 60’lara 70’lere uzanmışsınız hissi uyandırıyordu.
Dükkanın önünde oturan ve sahibi olduğu anlaşılan hemşerimize selam verip kendimizi tanıtıyoruz. Ünal Çepni, selamımızı alıp bizi buyur ediyor.
Tabelayı işaret edip, kaç yıllık olduğunu, kimin elinden çıktığını öğrenmek istediğimizi söylüyoruz.
Anlatıyor…
“Rahmetli babam Hikmet Çepni, 40 yıl önce bu tabelayı, Kastamonu’da bu işin belli başlı erbaplarından olan Necati Meydani’ye yazdırmış. O günden bugüne bu tabela hiç değişmedi. Babamızın bıraktığı bu tabelaya, işyerimizin alameti farikası ve babamızın hatırası olarak görüp aile olarak sahip çıktık. Ona baktıkça hem babamızı, hem geçmişi hatırlıyor, hem de ekmek teknemizin değerini anlıyoruz.
Babamıza olan derin saygı ve sevgimizden ve tüm bunlardan dolayı değiştirmedik tabelayı. Bundan sonra da değiştirmeyi hiç düşünmüyoruz. Bu tabelayı yazan da, yazdıran da çoktan tarih oldu. Biz de bu düşünceyle bu tabelaya sahip çıkıyoruz.
– Rahmetli babanız Araç’ın köklü esnaflarından olmalı; nasıl bir insandı kendisi?
Ü.Ç: Demokrat bir insandı. Hayırseverdi. Araç’ta da çok sevilirdi. Yakın zamanda kaybettiğimiz Gençlerbirliği Başkanı, Ankaralı sanayici İlhan Cavcav’la da arası çok iyiydi. Birlikte un ticareti yaparlardı.
– Hayırsever bir kişi olduğunu söylediniz. Araç’a ne gibi bir hayrı oldu? Hatırlatmak ve minnetle anmak için soruyorum…
Ü.Ç: Şimdi kapanan Gürmen’in yeri bizimdi. 10 dönümden fazlaydı. Araç’taki gençlere iş imkanı olsun diye, yerini sembolik bir ücretle Gürmen’e verdi. Gürmen açılıp Araçlılar işe girince çok sevinmişti. İlçedeki gençlere iş kapısı açılmıştı. İnsanlar burada çalışıp evine ekmek parası götürdü. Şimdi kapandı. Gürmen’in fabrikası kapanınca Araç’ın ekmeği sanki elinde alınmış oldu. Yeni duyduk, bir kot fabrikası açılacakmış. Babam hayrolsun diye bu yeri vermişti. İnşallah bu fabrika yeniden açılır da Araçlı işsizler iş bulur…
– Babanızın size bıraktığı bu ticari emanet üzerinde şimdi sizler neler yapıyorsunuz?
Ü.Ç: Çepni Ticaret olarak Kastamonu’da ve Araç’ta yeni inşaatlar yapıyoruz. Ben ailenin büyüğü olarak rahatsızlığımdan dolayı fazla işlere karışmıyorum. Oğlum Oğuzhan Çepni bu işlerle yakından ilgileniyor. Ben dükkanı bekliyorum.
– Geçmiş olsun, rahatsızlığınız nedir?
Ü.Ç: Hac dönüşümde böbreklerimden rahatsızlandım. Diyaliz hastası oldum. Üç ay öncesi de Kastamonu’da diyaliz makinesine girmeye başladım.
– Araç’ta diyaliz hastası çok mu?
Ü.Ç: 60 kişiye yakın diyaliz hastası var. Burada da diyaliz merkezi olmadığı için mecburen Kastamonu’ya diyalize giriyoruz. Devlet parasını karşılıyor, ama gönlümüzden bir diyaliz ünitesinin Araç’a açılmasını çok istiyoruz. Açılırsa çok sevineceğiz.
•••
Araç’ta eski bir işyeri tabelasından yola çıkarak Çepni ailesinin kısa hikayesini sizlerle paylaştık. Araç bu aralar sesiz sedasız bir kent konumunda. İşsizliğin önüne geçmek için Gürmen’in boşalttığı fabrikanın yeniden açılmasını bekliyorlar. Rahmetli Necati Meydani’nin 40 yıl önce yazdığı tabela ise onca süredir olduğu gibi şimdi de bu beklentiye tanıklık ediyor.
Araç’tan ikinci hikayemiz ise Yunan bandıralı kuru yük gemileriyle dünyayı gezen bir hemşerimizle ilgili olacak.
Toygoören Köyünden 67 yaşındaki emekli denizci Aziz Yiğit’in heyecan dolu hayat hikayesini paylaşacağız. Mutlu kalın…
TURGUT YILMAZ