İzninizle bir rahmet yollayayım önce anneanneme;
Dizinin dibinde, ağzına baktırarak ballandıra, ballandıra anlattığı hikayelerin önünde ve ardında anlattığı güzel tekerlemeleri vardı.
Sular seller gibi ezberimizde idi ama onun dilinden ve hikayesine göre vurgulamasından dinlemekte bambaşka bir şeydi.
Bazen;
Masal, masal maturu…
diye başlardı hikaye.
Sanırım artık yazıp çizdiğimiz bazı konular da Kastamonulular için aynen anneannemin biz torunlarına anlattığı hikayelere döndü.
Üretim ağı üzerine oturmuş bir Kastamonu…
Kreatif ürünlerini direkt padişaha sunup hüsn-ü kabul görmüş bir vilayet…
Saray nezdinde “üretilen kıymetleri” karşılık bulmuş belde.
Müteşebbis ve rol modeli insanları ile bir zamanlar eyalet merkezi olmanın apoletlerini birkaç alanda layığı ile taşımış ve bunu da göstermiş memleket bu gün artık “o zamanlar”ın hikayesi ile avunuyor ne yazık ki.
Aslında hepimizin “sat köyden iki tarla, al şeerden bi daire” mantığı ile geldiğimiz bu duruma kafa yorması gerekiyor. En azından hiçbir şey yapamasak bile sanat okullarında ayakkabı bölümü açıp sektörüne çırak üretme aklını anlayabilmemiz gerekiyor.
Ürettiği halı-seccadeyi padişaha hediye yollayan Hafız Hüseyin Hüsnü Efendi gibi girişimcileri çoğaltmak gerekiyor. Kim mi Hafız Hüseyin Hüsnü Efendi? Bana kalırsa okullarda girişimcilik örneği olarak okutulması-anlatılması gereken biri.
Hafız Hüseyin Hüsnü Efendi Kastamonu’da doğmuş, 1929 yılında vefat etmiş. Babası Molla Mehmet Efendi’dir. Erkek kardeşi Hafız Ahmet Efendi, kız kardeşi ise Saide Boyacıoğlu’dur. Dokumacılık ve basmacılığın Kastamonu’daki öncülerinden olduğu bilinir.
Kastamonu Vilayet Matbaasında “Müdür” olarak görev yapan Hafız Hüseyin Hüsnü Efendi 1910 yılı Mart ayında bu görevinden emeklilik talebi ile istifa eder.
Kastamonu gazetesinde bu istifa şu şekilde haberleştirilir.
“… Vilayet matbaası müdürü Hafız Hüseyin Efendi ihtiyarladığından ve artık matbaa işleri ile uğraşmaya takatsizliğinden bahsederek emekliliğinin yapılması için istifasını vermiştir
Adı geçen kırk seneden fazla bir zamandan beri matbaamızın Litografya memurluğu ile müdürlüğünde bulunmuş ve matbaaya büyük hizmetler yapmaya muvaffak olmuştur.
Bugün bütün Osmanlı memleketlerini görüp bilenlerinde tasdik ettikleri gibi diğer illerde eşi olmayan Kastamonu matbaasının sağlam binası onun iftihar edeceği hizmetinin bir eseridir.
Alet ve edevatı yüksek intizamı ve bu sanatta matbaamızın hükümet merkezi olan İstanbul’da bulunan matbaalar derecesinde yükselmesi hep kendisinin bitip tükenmek bilmeyen çalışması sayesinde olmuştur.
Adı gecen matbaacılıkta bir piri muhterem olduğu gibi, dokumacılık, halıcılık, nakış işlerinde Kastamonu’nun yegane ustasıdır. Memlekette ilk defa (Jakar) getirerek yünden, tiftikten, ipekten kumaş dokutan müteşebbis Hafız Hüsnü efendidir. 1870 ve 71 tarihlerinde öğretici olarak ıslahhânedeki yetim çocuklarına dokuma ve kumaşçılık sanatını öğretmeye teşebbüs ederek bir kısım çırak yetişmesine ve bu sanattan faydalanmasına da vesile oldu. Hacı Evliyâ, Ballıkzâde Nuri, Bahriye havale memurlarından kolağası Hacı Behçet ve Tavukcuzâde Ahmet Efendiler ile beş hisseli mensucat şirketi kurup üretim yaptılar. Vakıa o şirket daha sonra kapanmışsa da buna kıymetli teşebbüsü takdir etmeyen ortakları sebep olmuştur. Ürünleri Raşit Akif paşanın Sivas’ta açtığı sergiye katılmasında sanatkarlığı takdir edilmiştir. Bu yıl padişahımızın himayesinde açılan Bursa sergisinde serginin ikincilik madalyasını kazanmıştır.
Adı geçenin hizmetinden istifadeyi şüphesiz gören Vilayet Meclisi İdaresi Matbaa Müdürlüğünde kalmasını istemişse de, arzu ettiği derecede hizmette başarılı olmayacağını bildirerek ayrılmakta ısrar etmiştir. Vilayet litografya memurluğundan emekli yapılmakla birlikte matbaa gelirinden hayatı boyunca ayrıca ayda 250 kuruş ödenmesine özel komisyonun verdiği karar uygun görülerek ayrılma isteği yerine getirilmiştir. Komisyon ve Vilayet idare meclisinin onayına teşekkürler ederek idareden ayrılmasından dolayı üzüntüsünü belirtmiştir. Memlekete birisi mühendis diğeri yüksek öğretmen okulundan mezun gayret ve zekaları ile iki evlat yetiştiren bu muhterem pirin pek çok yıllar yaşayarak inziva köşesinde yine memleket sanatına hizmetler ve başarılarını dileriz…”
Hafız Hüseyin Hüsnü Efendi aynı zamanda;
Köroğlu gazetesinde 1909-1911 yıllarında müdürlük yapmış ve yazılar yazmıştır. İdadi Matematik Öğretmeni olarak tahsilini yapmıştır. Milli Eğitim Müdürlüğü Başkatipliği görevinde de bulunmuştur.
Ürettiği Kastamonu Haritalı Seccade
Hafız Hüseyin Hüsnü Efendi “Kastamonu Haritası” motifli büyük bir seccade-halı dokumuş ve bunu dönem padişahına hediye etmeyi arzu etmiştir. Muhtemelen kafasında yeni bir fabrika açmak için
hediye karşılığında alınacak “ihsan”ı sermaye yapmak fikri vardır. Ancak ne yazık ki seccade-halı Padişaha ulaştırılamaz.
Almanya kaynaklı bir şecere sitesinden aldığım nota göre halı ile ilgili bilgi şu olmuştu:
“… Aradan seneler geçti, Dürrüsafin kayın babası, mebus Hamdi Bey, Bulgurluoğulları diye bir davete gidiyor. Bakıyor ki her yerler halı dolu. Ben diyor, halılara çok meraklıyım. Bulgurluoğlu da istediğin bir tanesini alabilirsin diyor. Etrafa bakarken, bir halı görüyor. Üzerinde Hafız Hüsnü Bey ve Kastamonu imzalı… Şunu beğendim diyor,
-Kusura bakma, hepsini veririm ama onu veremem. Bu padişaha gelmiş, fakat kendisine göstermemişler. Filan kişinin terekesinden buldum aldım. El dokuması olduğu için çok değerlidir.”
Bu çok yönlü girişimci hemşerimizi kıssadan hisse olması hasebi ile bir kere daha rahmetle anıyoruz.
Derleme: FAHRİ ÖZBEK