Sitemim kantin sahiplerine değil, yanlış anlaşılmasın.
Yaşamak zorunda olduğumuz bu düzene…
Biliyorsunuz hastane, tahliller için aç gitmemiz gereken bir yer. Hastaneye gelen bütün vatandaşlar da tahlil sonuçları için bir yerlere gidecek kadar şanslı olmuyor ne yazık ki.
Örneğin Doğanyurt’tan geliyor buraya. Sabahın çok erken saatlerinde beklemeye başlıyor. Bekleme mesaisi bununla sınırlı kalmıyor ama. Sırasını bekliyor, tahlil verirken bekliyor, tahlilin çıkmasını bekliyor…
Bu süre zarfında da en doğal ihtiyacı olan karnını doyurma isteği duyuyor. Doğanyurt’tan gelip, sonuçlarını doktora tekrar göstermek için öğleden sonraya kadar beklemek zorunda kalan hasta kantine indiğinde başlıktaki sonuçla karşılaşıyor.
Bir poğaça, bir çay 14 TL… Tost demiyorum bakın… Kahvaltı tabağı demiyorum. En basit şekilde karnını doyurmak istese gidiyor 14 lira… Bir tane ile doymayıp iki tane alsa vay haline!
Aynı kantinin bahçesinde otururken duyduğum cümle: “Kiranın 3 bin lira olduğu yerde bile bir çay bir poğaça bi para değil!” Vatandaşın isyanı bu yönde.
Bulunduğumuz yer üst düzey bir kafe değil. Bir hastanenin kantini… Bir “Devlet” hastanesinin…
Gerçi artık günümüzde ne ne kadar ucuz ki, midemizi bastırmak için aldığımız bir poğaça ucuz olsun…
GÖZDE MINIK