Kastamonu’yu geçmişin işlek “üretim ve ticaret” günlerine geri döndürmesi hedeflenen, devletin kurmakta olduğu Şeker Fabrikası’nı örnek alarak özel sektör eliyle kapsamlı bir sanayi tesisi kurmak için yola çıkılan, sonu keder ve hüsranla biten “Kiremit fabrikası”…
“Kimi ateş kimi yaktın beni der”.
(Yazının fikri Hüseyin Üster’den çıktı…
Kastamonu’yu “girişimcilik ve ortaklık” cesaretinde yarım asır boyunca yerinde saydıran “Kiremit Fabrikası” mevzusunu bir kez daha hatırlayalım istedik, geçmiş zamanın bahçelerinde dolaşıp da ilimiz özel sektör tarihinin “solan” en kederli gülünü anmamak olmazdı.)
Hüseyin Üster arşivindeki fotoğrafta fabrikanın şantiye alanında poz veren ortaklar görülüyor…
“Fikret Gürus (Camcı Fikret) ve kızı Füsun Gürus, Hüseyin Yeşiltaş, Aziz Demircioğlu, Alaattin Himmetoğlu, Turan Karadeniz, Şekip Boyacıoğlu, Ali Keserci, Mehmet Haseki, Muzaffer Tümer (Kabadayı), Mustafa Kebapçı, Baha Ataoğuz, Mehmet Gönen, İhsan Kaynak, Kemal Öziş, Neşet Güğümcü’nün Kayınpederi, vilayet memuru…”.
(Aynı gün çekilmiş farklı fotoğraflarda farklı kişiler yer almış durumda, bu yazıda eksik yahut fazla yazılan isimler için “kusurumuz affola”…
Her birinin ruhu şad ola.)
“Kastamonu Yerli Mahsuller Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi” (YEMTİS) 1961 yılında Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası’na (KATSO) tescil ettirilerek kuruldu, yönetim kurulu başkanı “Şekip Boyacıoğlu” oldu, Haziran ayında Nasrullah Meydanı’nda “Gayret Kitabevi” önüne konulan kara tahtaya şirketin sermayesinin “1 milyon Lira” olduğu yazılarak yapılacak işin büyüklüğü ilan edildi…
Şirket aldığı karar ile kiremit fabrikası kurmak için harekete geçti, fabrikanın genel müdürlüğüne “Sabahattin Çelenligil” getirildi.
Kiremit yapımı için toprak tedariki Daday’dan yapılacaktı, toprak tahlilleri yapıldı, fabrika için Kastamonu-Taşköprü yolunun 5’inci kilometresindeki Beypınarı mevki seçildi, 1962 yılında kuruluş çalışmaları hızlandı, Mahkemealtı’nda büro tutuldu, makinelerin bir kısmı için İtalya’ya sipariş verildi…
Aksilikler “döviz” bazında başladı, ithal makineler gümrükteyken Dolar “6” kat arttı, farklı bankalardan yüklü kredi çekildi, şalter 1963 yılında kaldırıldı, deneme üretimi başladı, fabrika alanında Şekip Boyacıoğlu’nun geçirdiği kalp krizi sonrasında moraller tümden sıfırlandı, seri üretime geçemeden “şalter indi”, genel kurulda talipli çıkmadı, borçlar şirket ortaklarının hesabına düştü, fabrika Valiliğe geçti, kiralama çabaları sonuç vermedi, makineler ve arazisi peyderpey satıldı.
(Kiremit fabrikasının tarihine ilişkin yazdığı kapsamlı bir yazısını ve fabrikanın fotoğrafını paylaşan Metin Boyacıoğlu’na teşekkür ederim…
Kastamonu Kent Tarihi Müzesi’ne bağışladığı ikinci “100” fotoğraflık albüm için de ayrıca şükran duygularımızı iletiyorum.)
Kurucuların hissesine borç ve keder düştü, Kastamonu’nun payına ne düştü derseniz, adeta bir “travma” misali seneler senesi şehrimizde “ne girişimcilik ne de ortaklık kültürü” korku tünelinden çıkabildi…
Kiremit fabrikasının hayaleti ortalıkta döndü dolaştı.
Not 1: İkinci bir fotoğraf da Hüseyin Üster albümünden…
Dönemin “Maden İşleri Şefi” hemşerimiz “Mustafa Kebapçı” ve eşi “Zehra Kebapçı”.
Aziz hemşerimiz “kiremit fabrikası” fotoğrafında da görülüyor…
Yıllar önce, yıllar sonra.
Not 2: “Fikret Gürus”…
“Camcı Fikret” namıyla.
1960’ların sonunda ilimizi “şişe su” ile tanıştırdı…
Parmaklıtürbe civarındaki kaynaktan şişelediği “sıfır kireç” suyu mobil aracıyla adres adres dağıttı.
Kimler geldi, kimler geçti Kastamonu’dan…
Hatıraları gök kubbede bir hoş seda.
(Bir sonraki yazımız “Sabahattin Çelenligil” ile sürecek…
“Güneş Herkes İçin Doğar”.)
MUSTAFA AFACAN