Özel Uğurlu Royal Hospital binası için ikinci kez gidilen icra yoluyla satış işleminin birinci ayağı dün yapıldı ve talip çıkmadı, tıpkı önceki aylarda yapılan iki ayaklı birinci satış işleminde olduğu gibi…
Gözler bir ay sonra yapılacak ikinci satışın ikinci ayağına döndü.
Tekerleme gibi olacak ama…
İkinci satış işleminin ikinci ayağında da talip çıkmaması ve alacaklıların içinden yeni bir satış işleminin yapılması için gerekli masrafı karşılayacak birinin çıkması halinde gözler bu kez üçüncü satış işleminin ilk ayağına dönecek. Talip çıkmaması halinde bu kez üçüncü satışın ikinci ayağına kilitlenilecek.
Bu arada Temmuz ayı gelip çatacak, hastanenin ruhsatında çanlar çalmaya başlayacak…
Siyasiler girecek devreye, hastanenin ruhsatını uzatmak için Ankara yollarını tepecekler, başarılı olmaları halinde bu kez dördüncü satış serüveni başlayacak.
Velhasıl…
Bir özel hastanenin kapısını açmakla açamamak arasında günler gelip geçmeyi sürdürecek Kastamonu’da.
Zincir hastanelerin şehrimize yatırım yapmak gibi bir düşünceleri yok şu an itibarıyla öyle görülüyor ki…
“Kurtarmıyor” anlaşılan.
İllerin gelişmişlik kriterlerinden biri midir zincir hastanelere ev sahipliği yapıp yapmamak bilmiyorum ama…
Ülkemizde zincir hastanelerin gitmediği kaç il kaldıysa, Kastamonu o ligde oynuyor işte.
Ulusal yahut uluslararası çözüm ortağı henüz bulunamayan Özel Uğurlu Hastanesi mevzusunda ibre tamamen yerel dinamiklere dönmüş durumda…
Belediye’nin tüm uğraşısına karşın yerel dinamikler hastanenin kepengini açabilir mi?
Açabilir…
Nasıl olabileceğini Özel Uğurlu Hastanesi’nin açılmasıyla yatıp kalktığını ifade eden Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın önceki akşam gerçekleşen Belediye Meclisi toplantısında konuyla ilgili cümlelerinden yola çıkarak anlatayım. Bir kahraman yatırımcı çıkar, satış ihalesine girer, parayı basar hastane binasını alır, daha sonra hastane binasını arsa takası yoluyla belediyeye devreder, belediye hastaneyi işletmek için kiraya verir, yatırımcı belediyeden hastane binası karşılığında devraldığı arsaları değerlendirir.
“Kahramanlık bunun neresinde?” diyeceksiniz…
Belediyenin arsa takası yapması için gerekli olan hastane binasının tapu kaydının çıkması için geçecek hukuki süreç sonuçlanıncaya kadar yatırımcının beklemesi lazım.
Bu şartlara haiz bir yatırımcı çıkar mı yahut AK Parti Genel Merkezi “Hastanenin belediye tarafından takas yoluyla alınması” şartını kaldırır mı?…
Bekleyip göreceğiz.
Not: Meselenin özünü bir kez daha hatırlatayım, mevzu bir hastane binasının alıcı bulup bulamaması değil, ilimizin bu konuda tam anlamıyla çaresiz kalması, çözüm üretememesi…
Bu konu çözülmedikten sonra, ne ilimizin cazip bir yatırım bölgesi olduğu ne de yerel dinamiklerimizin güçlü olduğunu cakasını satabiliriz.
Başarısızlıkla sonuçlanan bir zamanların “kiremit fabrikası” neyse geçmiş girişimcilerin zihninde…
Mevcut çözümsüzlüğünün sürmesi halinde Özel Uğurlu Hastanesi de bugün ve gelecekte aynı rolü oynamaya aday.
Milli servet ayrıca…
Taşı, toprağı, uğruna harcanan hayalle.
Göz göre göre ömrünü tamamlıyor…
Akan çatısından damlayan yağmur suyunun eşliğinde.
Not 2: Kastamonu Otogarı’nın Batı Çevre Yolu’na bağlantısını sağlayan karayolu, iki tarafında atıl halde yatan sağlık yatırımları ile adeta bir “çözümsüzlük müzesi”ne ev sahipliği yapıyor…
Bir tarafta Kastamonu Tıp Fakültesi, diğer tarafta Özel Uğurlu binaları.
Kat kat binalar…
Kat kat keder.
Geçtim sağlık turizminden…
Hasta hemşerilerimiz için hala Ankara hala Ankara.