13 Nisan 2022 tarihli Kastamonu gazetesinin ön sayfasında yer alan ve fındık üretiminde Ordu ilinin peşinde olan Samsun ilinin birinci sıraya yerleşme hazırlıkları haberinde, “Topraksu’nun fidanları ile dokuzuncu sıradayız” başlığı, o günleri yaşayan ve bu çalışmaların içinde olan bizlere aynı heyecanı bir kez daha yaşattı.
Sene 1972, Topraksu o tarihlerde Olukbaşı’ndaki Çam Apartmanı’nın iki dairesinde hizmet veren 20 personelli bir Başmühendislik. Başmühendisimiz de Sayın Mete Tufan.
O tarihlerde önce 1/25 binlik paftalar (Topoğrafik haritalar) üzerinde, sonrade ilgili köy ve ilçelere giderek mahallinde yapılan etüd ve çalışmalar neticesi projeler oluşturulurdu. Abana için fındık ve zeytin üzerine hazırlanan proje de bunlardan biri idi. Bilhassa sahil kesimimizin topoğrafik arazi yapısının dar ve dik olması fındık ziraati ile köylümüzün birim alandan daha çok gelir elde etmesi için hazırlanmış bir projedir. Vatandaşlarımızın göç verdiği bu kesimlerde böyle bir proje ve bu gibi projelerin devamı ilerisi için ümit olabilirdi, zira Karadeniz’de en uzun sahil şeridine sahip il ve dolayısıyla fındık ekim alanı olarak da en fazla alana sahip olan il Kastamonu bölgesi idi. Şu an 1973-1974 tarihlerinde Topraksu’nun gerçekleştirdiği çalışmalar ile bugün 9 bin ton fındık üretimi ile dokuzuncu sırada olmamız bize umut veriyorsa da aslında bizim 60 bin ton üretimle beşinci sırada olmamız lazım. Zira bunun için bütün imkanlar var ilimizde, yeter ki proje üretilsin, yeni nesillerin göç etmeleri önlensin.
Bu haberin bizi heyecanlandıran safhalarından bahsetmek istiyorum… Topraksu Kastamonu Başmühendisliğinin hazırladığı bu proje ilk başta DPT’den (Devlet Planlama Teşkilatı) geçmedi. Sebep Kastamonu bölgesi fındık ve zeytin üretimine yasak bölge imiş. Bunun üzerine Başmühendisimiz Sayın Mete Tufan, dönemin Tarım Bakanı olan Milletvekilimiz merhum Ahmet Nusret Tuna ve Müsteşarı ile gerçekleştirdiği görüşmelerinde, “Kastamonu’da zeytin yetişmez” diyen Müsteşara Çatalzeytin ilçemizin tesadüfen o ismi almadığını kibarca anlatarak fındık ve zeytin fidanı dikimi onay almayı başardı ve projenin DPT’den Çiftçi Eğitim Kampı projesi olarak geçmesini sağladı.
Giresun Fidanlığı ile 70 bin “Giresun tombulu” fındık fidanı ve İzmir Bornova fidanlığı ile bin adet zeytin fidanı alım işlemleri yapıldı.
Abana Hacıveli girişindeki boş alana şantiyemizi kurduk, işçi alımına başladık. Burada düşünmediğimiz bir işçi sorunu ile karşılaştık. Yaklaşık 80 işçiye ihtiyacımız vardı, bulduğumuz işçi sayısı ise 13 idi. Çevreden edindiğimiz bilgi, bu işi o bölgenin kadınlarının da yapabilecekleri yönündeydi. Gerçi bölge kadınlarının çalışkan olduklarını biz de biliyorduk. Neticede 64 kadın işçi alımı yaptık. Fidan çukurlarını açacakları çatal bel dedikleri aletlerini, kazma ve küreklerini de kendileri temin edeceklerdi. Başlarına da o bölgenin otoriter bilinen, sevilen ve sayılan bir hanımefendisini çavuş görevlendirdik.
İşçiler her sabah ve mesai bitimi traktör römorku ile iş mahalline getirilip götürülecekti, böylelikle bu konuyu halledip arazi çalışmalarımızı yaparak işçilere çalışacakları noktaları teslim ettik. İki işçiyi bir ekip yaptık, bu iki kişi 2.50 metre çapında 60 santim derinliğinde fındık çukuru (Ocağı) açıp kontrol için bize teslim edecekti. Bir çukurdan (ocaktan) çıkan hafriyat ise 2.943 metreküp toprak idi. Çalışmalarımız esnasında kadın işçilerin erkeklerden daha randımanlı çalıştıklarını gördük, bu da bizi sevindirdi ve çalışmalarımız bu şekilde devam etti.
Bu proje Abana ilçesinin Denizbükü, Yeşilyuva ve Yakabaşı köyleri şahıs arazilerine devletin verdiği bedelsiz bir hizmetti. Proje uygulama süresi 3 yıl planlanmasına rağmen 2 yılda tamamlandı. Bir fındık çukuruna (Ocağına) 6 adet fındık fidanı dikimi ile 70 bin fidan için 11 bin 650 adet fındık ocağı açılmış oldu. Ayrıca bin zeytin fidanı da bu köylerin ayrı bölgelerine dikildi.
İşçilere günlük yevmiyeleri haricinde çalıştıkları her gün için Amerikan yardımı olarak süt tozu, konserve balık, konserve Hollanda peyniri ve 2.5 kilo buğday veriliyordu. İşçiler en çok buğdaya rağbet ediyorlardı.
Şantiye personeli; 1 kamp yöneticisi, 3 personel, 1 cip sürücüsü,1 traktör sürücüsü, 1 aşçı ve 1 aşçı yardımcısından ibaretti.
Kamp yöneticiliği görevi 1973’te rahmetli Topoğrafımız Orhan Şen’deydi. Bu görevi ertesi yıl ben devraldım. Sürveyan Cavit Demirbaş, puantör Yaşar Dalgın’dı. Başşoförümüz Hüseyin Karaoğlu, kamp şoförümüz ise Niyazi Karaçam’dı.
Bu proje uygulaması bölgede büyük bir memnuniyetle karşılandı, hiçbir sıkıntı görmeden çalışmalarımızı tamamladık.
O projeyle işe başlatılıp sigortalı yapılanlar, daha sonra prim ödemeye devam edip emekli olmanın mutluluğunu yıllar sonra Sayın Mete Tufan’la ve bizlerle paylaştılar.
Şu ada Abana’da fındık ve zeytin yetiştiriliyorsa bu projenin uygulanması sayesindedir. Bu üretimlerin her geçen gün ülke genelinde artması gerekirken maalesef azalmaktadır. 3 yıllık uygulama süresinin 2 yılda bitmesi neticesinde Ankara Topraksu Bölge Müdürlüğü’nün takdirini kazandık, burada bu projenin önderi olan o günkü Başmühendisimiz Sayın Mete Tufan Bey’in bu ve bunun gibi bir sürü hizmeti unutulmaz. Emek ve gayretleri için bir kez daha şükranlarımızı sunarız. O günlerdeki heyecanı bizlere tekrar yaşatan Kastamonu gazetesine de teşekkür ederiz.
MUHSİN ALTINDAĞ