CHP Merkez İlçe Başkanı Aydın Böbüroğlu, Karamukmolla merkezli depremin, 7 büyüklüğünde olası bir deprem beklenen Kastamonu için ders çıkarılması gereken nitelikte olduğunu söyledi.
Depremin dere hattı boyunca daha güçlü etki yarattığına işaret eden Böbüroğlu, “Kastamonu’da elim sonuçlar yaşanmaması için acilen geçmişe dönük bir mimari hesaplaşma yapılması, tüm binaların denetimlerinin hakkaniyetiyle gerçekleştirilmesi, özellikle dere kenarı, alüvyon ve birinci sınıf tarım alanlarındaki yerleşimlerin durumlarının netleştirilmesi zorunludur” dedi.
Yazılı bir açıklamada bulunan Böbüroğlu şunları söyledi:
“ Cuma sabahı saat 06:37’de merkez üssü Kastamonu- Merkez’e bağlı Karamukmolla Köyü olan ve 1,5 km derinlikte 4.7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
Deprem tüm il ve komşu illerde hissedilen bir sarsıntı oluşturmuştur. Şu ana kadar bilinen bir zarar bildirilmemesi bizleri sevindirirken, Kastamonu’nun depremselliği açısından uyarı niteliğindedir. Şehir merkezinin 35 km güneyindeki Kuzey Anadolu Fay (KAF) zonundan bağımsız görünen bu fay hattında gerçekleşen depremin süresinin kısalığı bir avantaj oluşturmuştur.
Kastamonu ili 1. Derece deprem bölgesinde yer almasına rağmen ilin depremselliği ve deprem tehlikesine yönelik maalesef çok az çalışma yapılmıştır. İl sınırlarının %46’sı 1. Derece, %22’si 2. Derece, %24’ü 3. Derece ve %8’i 4. derece deprem bölgesinde bulunmaktadır. Tarihsel dönemde çokça yıkıcı depremi yaşamış şehrimizde en bilineni 26 Kasım 1943 de gerçekleşen Tosya-Ladik depremidir. 7.2 büyüklüğündeki bu deprem şehir merkezinde 8 şiddetinde hissedilmiştir. Doğuda Taşova’dan batıda Ilgaz’a kadar olan hattın kuzey ve güneyindeki kasaba ve köyler dahil alanda bulunan evlerin %75’i yıkılmış ya da ağır hasar almıştır. Yaklaşık 40.000 evin yıkıldığı depremde yine yaklaşık olarak 4.000 kişi vefat etmiş ve 5 bin kişi yaralanmıştır.
Kastamonu için yapılan olasılık hesaplarında, Kuzey Anadolu Fay Hattının il sınırları içerisinde kalan bölümünde büyüklüğü 7’nin üzerinde deprem oluşturma olasılığı oldukça yüksektir. Tüm bu veriler ışığında Merkez’e bağlı Karamukmolla Köyünde gerçekleşen ve hasarsız atlatılan depremden dersler çıkarılması önemlidir. Ülkemizde deprem konusu ortak sorun olmasına rağmen, Anadolu’nun birçok şehri gibi Kastamonu da geride kalmak zorunda bırakılmış, beceriksiz ve bilinçsizce hareket eden söz sahibi siyasilerin özellikle son 15 yıldaki ranta dayalı şehirleşmeyi teşvik etmelerinde ne bir planlama ne de doğal afetler hesaba katılmamıştır.
Şimdi soruyorum?
Karamukmolla depremi kısa süreli bir deprem olmasına rağmen dere kenarları, alüvyon ve tarım alanlarına yapılan binalarda oturanlar tarafından daha uzun süre hissedilmiştir. Kastamonu da yapılan binalar için doğru zemin etütleri yapılmış mıdır?
Mimari planlara uygunluk ve kullanılan malzemeler, yapı denetimi gerektiği gibi kontrol edilmiş midir?
Kaçak yapılar, kaçak katlar takip edilmiş midir? Edildiyse; ne gibi yaptırımlar uygulanmıştır?
Yoksa; tüm bunlara göz yumulup,belirli bir zümrenin zenginleşmesine müsaade mi edilmiştir?
Sonuç olarak,
Kastamonu’da elim sonuçlar yaşanmaması için acilen geçmişe dönük bir mimari hesaplaşma yapılması, tüm binaların denetimlerinin hakkaniyetiyle gerçekleştirilmesi, özellikle dere kenarı, alüvyon ve birinci sınıf tarım alanlarındaki yerleşimlerin durumlarının netleştirilmesi zorunludur. Sonrasında bedeli ne olursa olsun hızlıca önlemlerin alınması gerekir. Tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletirken, tekrarını bir daha yaşamamızı temenni ediyorum. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”