Dünyada son yaşanan bu başbelası koronavirüs yüzünden psikolojimiz oldukça fazla yıprandı, hatta bozuldu.
Mecburi işe gidenler haricinde birçoğumuz evde vakit geçiriyor, bu arada dışarıya çıkmamamız halinde virüsün daha az yayılacağı konusunda hergün uyarılıyoruz.
Ne var ki, bize bir şey olmaz gibilerinden absürt düşüncelerle bu yasaklara uymama konusunda elimizden geleni yaptığımız da bir gerçek.
Bu yüzden daha sıkı önlemler alınmakta ve alınacaktır.
Esnaf zor durumda, ticaret durma noktasında ve buna benzer birçok olayyaşanırken hâlâ bu durumu lehine çevirip haksız kazanç peşinde koşan vicdansızlar, insanları bu sıkıntılı günlerinde ‘nasıl dolandırırım, nasıl alınteri olmadan para kazanabilirim?’ diyen insafsızlar da boş durmuyorlar.
Tabii ki iyi insanlar da var örneğin gazetemiz yazarlarından Feza Tiryaki, 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı getirildiğinde evinden çıkamayan ihtiyaç sahiplerine 24 saat yardımcı olabileceğini telefonunu da vererek sosyal medya hesaplarından paylaştı. Duygulanmamak elde değil, şahsım adına çok teşekkür ediyorum.
Ancak, boş durmayan öyle bir sektör var ki, biraz empati yapabilenler onların yerine kendilerini koymaya başarabilenler, neler çektiklerini az da olsa anlayabilirler kanısındayım.
Güvenliğinden sekretaryasına, hemşiresinden profesörüne, en alt kademeden en üst kademesine kadar bu zor günlerde insanlara çare olabilmek için kendi hayatlarını riske atarak görevlerini yapmaya çalışıyorlar.
Hani şöyle bir laf vardır, “Allah hastanelere kimseleri düşürmesin, ama yokluğunu da göstermesin.”
Bu zorlu süreçte evlerine gidemeyen, sevdikleri ile görüşemeyen o kadar çok hastane çalışanı var ki, gerçekten onları alkışlamak, önlerinde saygı ile eğilmek ve ‘Allah yokluklarını hissettirmesin’ demekten başka bir şey elimizden gelmiyor.Ama yapabileceğimiz ve özellikle onlarında bizden aslında kendilerini alkışlamaktan daha çok istedikleri tek bir şey var: “Herşeye rağmen biz işimizin başındayız, sizler yeter ki çok acil olmadıktan sonra hastaneye gelmeyiniz sokağa çıkmayınız.”
Dinler miyiz? Umarım dinleriz, önce kendi sağlığımız için ve başkalarının sağlığı için kurallara harfiyen uymaktan başka çaremiz yok.
Hastanelerde yatmakta olan ve gerçekten bakıma muhtaç virüs harici vakalarda var. Bunlarında zamanında tedavi edilmeleri gerekiyor; bu yüzden önemli bir hastalığınız yoksa lütfen hastaneleri ve çalışanlarını meşgul etmeyelim.
Ençok sağlık çalışanları risk altındalar ve ne kadar değerli olduklarını maalesef böyle durumlarda anlayabiliyoruz.
Bunlar da geçecek, ancak iyilerde, kötülerde belleklerimizdeki yerini alacak.
Dünyaca ünlü bir kalp doktorunun arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş.
Tamirci arabasının kaputunu açmış ve doktora dönerek:
– “Size bir şey soracağım.Neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım. Söylesenize nasıl oluyor da siz milyonlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?”
Bunun üzerine doktor tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
– “Bunların hepsini motor çalışıyorken yapmayı deneseniz…”
Yasaklara uymamak veya söylenenleri yapmamak gibi bir huyumuz mu var? Biz inatmıyız? Veya anlama kapasitemiz en dip noktasında mı?
Adam evinin merdivenlerinden çıkarken düşüp, bacağını dört yerinden kırmıştı Hemen hastaneye kaldırılmış ve doktor bacağı boydan boya alçıya almış:
“Beyefendi bundan sonra daha dikkatli olun ve en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek çıkmak yok” demiş.
Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmış,adam bu arada doktora:
“Doktor bey artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?” diye sormuş; doktor da:
“Tabii, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız.”
.Adam doktorun bu cevabı üzerine sevinçle bağırmış:
“Oh be şükürler olsun. Üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı”
Söyleneni tersinden anlamamak, dolandırıcılara fırsat tanımamak, sadece yetkililerin söylediklerini yapmak ve özellikle sokağa çıkmamak konusunda herkesin ilgili kurumlara yardımcı olmaları gerekmektedir. Ne var ki, sokağa çıkma yasağının getirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Bunlar da geçecektir ancak şimdiye kadar gelen felaketlerden daha çok psikolojik savaş içinde olduğumuz da bir gerçektir.
Bülend Çadırcıoğlu