İnebolu ilçesinin “coğrafi işaretli ürünü” Evrenye bıçağı, usta Kazım Özdemir ile en büyük destekçileri Fatma Özdemir ve kızı Nazan Özdemir’in elinde şekilleniyor.
Dibek köyünde yaşayan bıçak ustası Kazım Özdemir, babasından kalma asırlık atölyede üretimini sürdürüyor.
Özdemir, eşi ve kızıyla çeliği döverek, asırlık Evrenye bıçağına hayat veriyor.
Körüklü ocağı yakarak ham maddeyi işlemeye hazır hale getiren anne kız, örste de kafa kafaya verip çeliği bıçak haline dönüştürüyor.
Dayanışma içinde işlerini sürdüren Özdemir ailesi, üretimini gerçekleştirdikleri ürünleri satışa sunarak hem asırlık atölyenin ayakta kalmasını hem de aile geçimini sağlıyor.
– “Asırlardır burada üretim yapılıyor”
Kazım Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her gün sabah saatlerinde açtığı atölyesinde akşam hava kararıncaya kadar üretim yaptığını belirtti.
On iki yaşından bu yana yaklaşık 50 yıldır baba mesleğini yaptığını anlatan Özdemir, “Bu tezgahların kurulduğu tarih tam olarak belli değil. Asırlardır burada üretim yapılıyor. Ben de babamdan öğrendiğim mesleğimi sürdürebilmek için 50 yıldır Dibek köyünün Bıçakçılar Mahallesi’nde oturuyorum. En büyük destekçim de eşimle kızım. Allah razı olsun onlardan. Birlikte yapıyoruz.” dedi.
Fatma Özdemir de 1985’te gelin geldiği köyde eşiyle birlikte bıçakçılık mesleğiyle tanıştığını söyledi.
Zor bir meslek yaptıklarını ifade eden Özdemir, şunları dile getirdi:
“Bahçeye gidiyorsun, damda inek var hem de eşine yardım ediyorsun. ‘Nasıl yapıyorsun?’ diyenler var. Zor meslek, en zor kısmını da eşim yapıyor. Biz ona göre işin kolay kısımlarını yapıyoruz. İlk olarak evin işlerini görüyorum, eşim çağırınca ben gidiyorum ya da kızım gidiyor. Zor oluyor ama eşime destek olmak için çalışıyorum. Olmazsam olmaz.”
– “İlk başta zorlandım ama zamanla alıştım”
Nazan Özdemir de 7-8 yaşlarından beri gelip gittiği atölyede su doldurmayla bıçakçılığa başladığını belirtti.
Bir kadın olarak bu işi yaparken zorlandığını, zaman zaman da pes ettiğini ancak yılmadığını aktaran Özdemir, şöyle devam etti:
“Yaşım ilerledikçe çekiç vurmaya başladım. Çekicin örsle buluşup o sesi çıkartması beni çok daha mutlu etti. Daha sonra çelik kesmeye başladım. Bir bayan olarak bu işin zorluğu var çünkü çekiç ağır babamın karşısında makasa vururken o daha çok zor oluyor. İlk başta zorlandım ama zamanla alıştım. İlk zamanlar 2, 3 gün kolum ağrıdı. Bırakırım, yapmam dedim ve pes ettim. Sonra hırslandım, bir kadın olarak niye yapamayayım dedim. Yaptığım ürünler de ortaya çıktıkça daha bir hoşuna gidiyor insanın.” AA