Herkes için kendi memleketi ayrı bir güzel, ayrı bir sıcaklıktır. İl dışında bir yerlere gittiğimde, benim memleketimde hep bana güzel ve sıcak gelir. Gittiğim yerlerin öncelikle tarihi yerlerini, ekonomik yaşamını diğer farklılıkları keşfetmeye çalışırım. Erzurum Atatürk Üniversitesinde okuyan oğlumun geçirdiği apandisit ameliyatında yanında bulunup güç vermek için eşimle birlikte geçtiğimiz hafta Erzurum’a gittik. Bu tarihe tanıklık eden şehirde gördüklerimi özetle paylaşıyorum.
Ekonominin bel kemiği öğrenci
Dadaş diyarının, Mustafa Kemal Atatürk’ten adını alan üniversitesinde 150 binin üzerinde öğrenci adeta kentin ekonomisini tek başına ayakta tutuyor. Kentte yapılan ticaret neredeyse hep öğrenci üzerine kurulmuş pazarlar ve dükkanları ile dikkat çekiyor. Berber dükkanları öğrencilerle dolup taşıyor. Mevsim kış olunca, genelde öğrenciler boş zamanlarını AVM lerde geçiriyorlar. Erzurumlular üniversite öğrencilerini evlatları gibi bağırlarına basmışlar. Üniversitede her gün yapılan etkinlikler, konferansların olduğunu öğrencilerden öğreniyoruz. TV Kanallarında yaptığı yorumlarla dikkat çeken güvenlik uzmanı Mete Yarar ve TRT Öteki gündem proğramının sunucusu Pelin Çift, Erzurum Atatürk Üniversitesi daveti üzerine konferans vermek üzere Erzurum’a geldiklerini yerel basınından öğreniyoruz.
Cumhuriyet Caddesi’nde
Kastamonu kestanesi
Erzurum’un mecburiyet caddesi olarak bilinen ünlü Cumhuriyet Caddesinde yürürken, Erzurum Büyük Şehir Belediyesi seyyar satıcılara yönelik ücretsiz sabit minik tezgahlar yapıp satıcılara tahsis etmiş. Seyyar tezgahında kestane satan bir çocuk gözüme takılıyor. “Buyrun sıcak kestane verelim” diyor. “Nerenin kestanesi” diye soruyorum? “Kastamonu kestane ormanlarından amca, çok lezzetli” diyor. Erzurum’daki memleket lezzetini es geçecek değiliz elbet…
Cumhuriyet Caddesinde ilerlerken tarihi bir taş yapı gözüme çarpıyor. Kapısında Atatürk Evi yazıyor. Görmek için giriyorum. Müze Müdürü Mustafa Erkmen tarafından hazırlanan, Erzurum Atarürk Evi Müzesi ile ilgili tanıtım broşürünü okuyorum. Milli Mucadelenin temellerinin atıldığı konakta yaşanan önemli olayları yazılı pragraflardan okuyorum.
*-Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları bu konakta 52 gün boyunca çalışarak Milli Mücadelenin temellerini atmaları. ( 9 Temmuz- 29 Ağustos 1919)
* Mustafa Kemal Paşanın Erzurum Kongeresi çalışmaları esnasında tuturduğu not defterinde “ Zaferden sonra hükümet şeklimiz Cumhuriyet olacaktır” diyerek yapacağı diğer inkilaplardan bahsetmesi.
* Çok sevdiği askerlikten istifa edip ve sivil hayata Erzurum’da bu konakta başlaması. ( 8-9 Temmuz 1919),
* 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşanın kalabalık mahiyetiyle birlikte geldiği Erzurumda bu konakta “ Ben ve Kolordum emrinizdeyiz Paşam” diyerek endişelerin giderilmesi ( 10 Temmuz 1919)
*Erzurum Delegesi ve Kongere Başkanı olması ( 23 Temmuz 1919)
* Meclisi Mebusan seçimlerinde Erzurumdan aday gösterilmesi ve ilk defa milletvekili bu şehirden seçilmesi ( Aralık 1919) aldığım ve ilgimi çeken notlardı.
Aldığım bu tarihi notların ardından, günde 10 bin poliklınik hizmeti verdiğini öğrendiğim Erzurum Eğitim ve Araştırma Hastanesine gidiyorum. Bölge illerden gelen hastalarla dolup taşan hastane içinde bir de kütüphane açılmış. Kütüphanede görev yapan memurdan kısa bir bilgi alıyorum. Kütphane memuru, Sağlık Bakanlığı ile Kültür Bakanlığı arasında yapılan karşılıklı protokolle bir ilk olarak açıldığını ve yataklı tedavi gören hastaların ve refakatcileri tarafından kütüphanenin ilgi gördüğünü söylüyor. Bizim yeni hastanemiz de Tıp Fakültesiyle birlikte bölge hastanesi konumuna gelebilir mi, içinde bir de kütüphane açılabilir mi? Bizim üniversitemizin de bu öğrenci sayılarına ulaştığı günleri görebilecek miyiz sorularını kendime sora sora ayrılıyorum Dadaş diyarı Erzurum’dan…
Mutlu kalın…
TURGUT YILMAZ