Valilik durağından bindik dolmuşa, emanet ettik canımızı şoför Babaş’a, fonda türkü ekranda videoyla, vermeden bilete para, vardık dondurmacıya…
Misafir turizmcilerin verdiği Arap turist müjdesi, kaymak oldu kadayıflı dondurmanın üstüne.
Ortaladı yolu Babaş…
Yol boyu tek kişi sektirmeden nasıl da selamladı vatandaşları şaş.
Yol vereyim derken karşıdan karşıya geçen yayalara…
Ardındaki trafiği döndürdü tren katarına.
Duraklarda durdu yolcu aldı…
Binenler belediye başkanını direksiyonda görünce ossaat şaştı kaldı.
Babaş asfalta çıkınca bastı gaza, ne hız kuralı ne boynunda kravat ne de göğsünde emniyetli kemer…
Arka koltukta oturan Vali Günaydın saydı kusurlarını teker teker.
Kuzeykent yokuşunda vites değiştirirken sallayınca dolmuşu…
KATSO Başkanı Arslan sordu, “Debriyaj mı bozuk?”; Babaş cevapladı “Sağ makas fişekleri arızalı”.
“Mola verelim” dedi dondurmacıda…
İndik baktık ki ne görelim, devlet ricali binse de dolmuşa, arkasından gelir makam otosu emre amade.
Dondurmalar geldi buz gibi…
Kamu ve sivil toplum örgütlerinin birlikte verdikleri mesajlar maşallah içimizi ısıtan güneş gibi.
Bakar mısınız Vali Günaydın’ın sona sakladığı sürprizine…
Davet ettiği turizmci konuklarının önümüzdeki ilkbahardan itibaren ilimize getirecekleri Araplar kafile kafile.
“Araplar görünce Kastamonu’yu kovsanız da gitmez” dediler…
Aman nargileler hazır ola, pilavlar ocağa kona.
Dönersek başa…
Valilik, Belediye ve kooperatifin işbirliğinde bu saatten sonra her bir Kastamonulu oldu gönüllü turizm elçisi, anlata anlata bitiremeyiz artık dağı taşı.
Hiçbir emek zayi olmaz…
Atılsın hele bir kere tohum, emek verdikten sonra toprakta solmaz.