10 Ocak Gazeteciler Günü, yurt genelinde olduğu gibi Kastamonu’da da kutlandı.
Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti (KGC) tarafından çelenk sunma programı gerçekleştirildi. Programa kent merkezinde görev yapan gazetecilerin yanı sıra Türkiye Harp Malulu Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Şube Başkanı Berat Satıoğlu ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kastamonu Şubesi Başkan Yardımcısı Hüseyin Mahmutoğlu da katıldı.
KGC Başkanı Erkan Yılmaz ve Başkan Vekili Mustafa Balcı tarafından Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’na çelenk sunumunun ardından günün anlam ve önemini içeren konuşmayı KGC Başkanı Erkan Yılmaz yaptı. Konuşmasının başında; birlik-beraberliğimizi, kardeşliğimizi ve demokratik yaşamı hedef alan terör saldırılarını lanetleyen Yılmaz, hain saldırılarda yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralıları ise acil şifa diledi.
Konuşmasının devamında 10 Ocak Gazeteciler Günü tarihçesi ile ilgili bilgi veren Yılmaz, gazetecilerin günümüzde çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip olmadığına dikkat çekti. Yılmaz: “Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız üzere 10 Ocak’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir” dedi.
Yazılı basının, resmi ilan gelirleri ve özel ilan gelirlerinin düşmesine mukabil girdi fiyatlarındaki artış, personel giderlerinin yükselmesi nedeni ile sektörde zor bir sürece girdiğine dikkat çeken Erkan Yılmaz: “Hükümet Sözcüsü ve Basından Sorumlu Başbakan Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş tarafından geçtiğimiz aylarda kamuoyuna açıklanan görsel ve işitsel medya kuruluşlarının RTÜK’e ödediği reklam payının yarı yarıya indirilmesi kararı sektörde olumlu karşılanmıştır. Benzer bir yaklaşımın yazılı basınımız için de planlanması son derece isabetli olacaktır. Zira ekonomik özgürlüğe sahip olmayan gazeteciler ile basın işletmelerinin özgürce mesleklerini icra etmesi zor gözükmektedir. 15 Temmuz menfur darbe girişimi sırası ve sonrasında, yerel basınımız başarılı bir sınav vermiştir. Anadolu basını, milletimizin ve vatanımızın birliğine kasteden ihanet karşısında geçer not almıştır. Milli Mücadele Dönemi’ndeki destansı mücadelesine yeni sayfalar ekleyen yerel basının var ve kurumsallaşmış olması, öncelikle milletimizin menfaatinedir. Kamu görevi yerine getiren sektörün sağlıklı bir yapıda milletimize hizmet verebilmesi için bir dizi adımın atılmasının gerektiğini düşünüyoruz. İnanıyor ve bekliyoruz ki bu adımlar en kısa zamanda atılacaktır, atılmalıdır” dedi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GERÇEK
ANLAMDA SAĞLANABİLMELDİR
Yılmaz, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “Medya, hem ülkemiz de, hem de tüm dünya genelinde özgür olma, bağımsız haber yapabilme mücadelesi vermektedir. Ülkemizde özellikle 12 Eylül döneminde medya kurumları üzerinde büyük baskılar yaşanmıştır. Günümüzde de ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasal kısıtlamalar vardır. Gazeteciler yazdıkları yazılar, yorumlar ve haberler nedeniyle yargılanabilmektedir. Bu durumun sona erdirilmesi ve ülkemizde basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması gerekmektedir. Bugün, mesleki düzenleme ihtiyacı açıkça görülmektedir. Medya sektörü, avukatlık, doktorluk, mühendislik veya mali müşavirlik gibi mesleki standartlara sahip değildir. Eğitimine, birikimine bakılmaksızın herkes gazeteci/haberci olabilmektedir. Bu nedenle sektörde acil olarak mesleki düzenlemeye gidilmelidir. Aynı kapsamda, sıradan dernek statüsünde olan basın meslek örgütlerinin sektörde söz sahibi olmalarını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalıdır” diye konuştu.
Yılmaz’ın konuşmasının ardından program son buldu. (Haber servisi)