“Kastamonu Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi” “lego” misali eklenti binaları ile senelerce “öyle” kaldı, cihaz ve sağlık çalışanı yetersizdi, koridorlarına girildiğinde “rıhtım” gibi kalabalık yüzünden hasta olmayan bile hasta oluyordu, derman olmak için Kastamonu tek ses oldu…
“Sağlık olsun” dedi.
Ülkemizde eşi benzeri birkaç örnekle sınırlı “Daday Ballıdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi” gün gün eridi, uzman hekim tutulamaz oldu, pratisyen hekimlerin sırtında kaldı, adeta “sürgün yeri” paritesinden işlem gördü, bakıldı olmuyor SSK’ye bağlandı, sair illerin milletvekilleri hastaneyi “kurtarmak” için TBMM’de önerge üstüne önerge verdiler, Kastamonu geri durmadı…
“Sağlık olsun” dedi.
Ülkemizde eşi benzeri nadir bir diğer sağlık kurumu olan “Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi” seneler senesi “aynı” yerinde kaldı, mevcut imkanlarla il dışından dahi gelenlere yetişilemediği için il içindekiler bile aylara uzanan sıralarını beklemek zorunda kaldı, bina döküldü dökülecek yenisi için “bir zahmet” harekete geçildi, yeri bir türlü “tutturulamadı”, bu yılın yatırım programına girdi girmesine ama senenin yarısı bitti henüz ihaleden haber yok, Kastamonu susmadı ama…
“Sağlık olsun” dedi.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı” kapsamında SSK Hastanesi kapandı, yurt çapında alınan bir karardı sonuçta, yine de, ardından bir “Fatiha” bile okuyan çıkmadı, Kastamonu üzerine düşeni yaptı yine…
“Sağlık olsun” dedi.
Kuzeykent’te yapılması planlanan yeni hastane kimi teknik sebeplerden dolayı geciktikçe gecikti, “üzümün çöpü, armudun sapı”, eski hastanede boğul babam boğul, Kastamonu patladı…
“Sağlık olsun” dedi.
“Kastamonu Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi”, diğer iller eskitirken yeni binalarını, bizimki “teknik” sebeplerle yerinde saydı, Kastamonu müsaade etmedi ama…
“Sağlık olsun” dedi.
“Kastamonu Tıp Fakültesi ve Kuzeykent Kampüsü”, evvela Hacettepe Üniversitesi’nin geçmiş yönetiminin, ardından Kastamonu Üniversitesi geçmiş yönetiminin elinde oyuncak oldu, arşiv haberlerini okudukça insan kahroluyor, “nasıl kıydınız” demenin bugüne faydası yok, Kastamonu elinden geleni yaptı…
Sağlık olsun” dedi.
“Özel Uğurlu Hastanesi” ile “altın vuruş” yaptık, dünya standardında bir hastane olarak yapıldı altyapısı, ülkemizde nadir hastanelerde olan üniteler bile eklendi, hizmete girdiğinde boynuna steteskop takacak akademik kariyerli uzman hekimlerin isimleri say say bitmiyordu, helikopter pisti bile eksik edilmedi, sağlık ihracatı hesap ediliyordu, vizyonsa vizyonun daniskasıydı, ilimize lig atlatacaktı, derken, trajikomik bir davaya konu edildi, hekim kadrosu oluverdi “çete”, yaşını başını almış hekimler hapishane duvarı ile tanıştırıldı, köküne kibrit suyu döküldü, üstelik, bir taşla iki kuş vuruldu, Kuzeykent’teki yeni hastanesine geçme arifesinde şehirdeki mevcut hastanesini de kapatmıştı yönetim, “ballı kadayıf” oldu, Kastamonu cümleten haykırdı…
“Sağlık olsun” dedi.
“İlçelerdeki sağlık kurumları, aile hekimliği merkezleri, hekim, personel, cihaz, bütçe eksikleri…” konularında da Kastamonu sesini hep ama hep yükseltti…
“Sağlık olsun” dedi.
Ve ne hazindir ki, mevcutta ne kadar eksik gediğimiz varsa, konunun içinde kavrulanlar tarafından gedik kapatılmaya, eksik giderilmeye, yerine göre küllerinden yerinden doğdurulmaya çalışılıyor sağlık kuruluşlarımız, Kastamonu hep destek…
“Sağlık olsun” dedi.
Deftere kitaba bakmadan, bir solukta, çeyrek saatte, sadece hafızamdakiler ile sıraladım yukarıdaki satırları, elbet unuttuğum ne suyun altında buzdağları vardır…
Kastamonulunun ilk şehirler arası seyahati “sağlık olsun” sayesinde olmadı mı hep, hemen doğduğunda “sevk” olmayan kaç kişi var, Kastamonulunun son şehirler arası seyahati de “sağlık olsun” sayesinde değil mi ekseriyetle, “bir umut” sevk.
Gelen gitti, gelen gitti…
Ardında gönle tuz, yerinde kül bıraktı.
Bari “Nefes” de gitmesin…
Bu kez “sağlık olmasın”.
MUSTAFA AFACAN