O günü net hatırlıyorum, 2 Haziran 2014, Valilik insan seliydi…
Vali Erdoğan Bektaş 41 ay süren görevinin ardından Manisa Valisi olarak atanmıştı, yolcu etmeye ilin dört bir tarafından insanlar koşup gelmişti, tarihi bir gündü.
Fotoğrafı gönderdiğinde Furkan Keserci, o güne gitti zihnim, bir yandan ebedi dünyaya yolcu ettiğimiz üç hemşerimizi diğer yandan memleketimize unutulmaz hizmette bulunan Vali Bektaş’ı hatırladım…
“Gözden ırak olan gönülden ırak olur” sözü külliyen yanlış, Mevlana’nın aklımıza soktuğu üzere, gönülde olan gözden ırak olsa ne olur?
3 ağabey de oradaydı…
“Kemal Pattabanoğlu, Şerafettin Selvi, Ali Kesercioğlu”.
Vali Bektaş ile sohbetlerine şahit olmuştum o gün, hem Kastamonu’daki hizmetleri için canı gönülden teşekkür etmişler hem de Manisa hakkında bilgi vermişlerdi, selam yollamışlardı…
Vali Bektaş hürmetle dinlemişti.
Bugün 3 ağabey de ebedi dünyadalar…
Kemal Pattabanoğlu’nu 16 Mayıs 2020’de yitirdik, Ali Kesercioğlu’nu 4 Mart 2021’de, Şerafettin Selvi’yi 29 Ekim 2022’de.
Ayın Perşembe günleri birlikte yedikleri öğle yemeklerinin misafiri olmuştum kimi zaman…
Her biri Kastamonu’nun duayen iş ve meslek insanlarıydı.
Yavuz Ballık, Mehdi Keskin, Hüseyin Üster, Lütfi Keskinbıçak, Hilmi Omuzluoğlu, Muhsin Altındağ…
Tek mevzu “Kastamonu” olurdu.
Şehrin sözlü arşiviydi her biri…
Geçmişe dair yazdıklarımın kaynağı oldular.
Geleceğe dair yazılarımın iz taşlarıydı…
Tecrübeleri yeterdi.
Hayat işte…
Bir varmış bir yokmuş.
Kastamonu’nun ağabeylerinden hayatta olanlara uzun ve sağlıklı ömür diliyorum…
Gidenlere rahmet.
Not:
Sene 1966…
Spor Bakanı Kamil Ocak’ın Kastamonu’ya ziyareti ertesinde Kastamonuspor’un 2’nci Lig’e alınacağı günler, şehrin boydan boya KSK bayrakları ile sarıp sarmalandığı vakitler.
Bu şehrin sevdası Kastamonuspor’a dünden bugünden değil…
Ezelden.
Nasıl da salınıyor kırmızı siyah aşk…
Bakan bir kez daha bakıyor.
Hüseyin Üster arşivindeki bu fotoğraf bile tek başına yetiyor aslında…
Kastamonu’nun kadim şehir olduğunu ispat etmeye.
“Sarı Hafız’ın Lokantası” ile nam “Bahçeli Çağlayan Lokantası” misal…
Bu devrin moda icadı “gastronomi” alanına nasıl da göz kırpıyor bakar mısınız, mutfak kültürü araştırmacıları buyursunlar, “doktora tezi” başlı başına.
Eczanesi, terzisi, bankası…
Gürül gürül bir kültür ve iş hayatı.
Ah bir zamanların Kastamonu’su…
Gıpta ile bakmamak elde değil.
MUSTAFA AFACAN