TELE1’de İsmail Dükel’in hazırlayıp sunduğu “Habere Doğru” programının konuğu olan CHP Parti Meclisi üyesi ve Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, erken seçim çağrısı yaptı.
Türkiye’nin önündeki en büyük engel olarak AK Parti iktidarını gösteren Baltacı, “Seçimin ertelendiği her günün bir bedeli var bu ülkeye. O bedel, o fatura giderek ağırlaşıyor” dedi.
Baltacı, AK Parti’nin “Susurluk’un kurumsallaşmış hali” olduğunu, Erdoğan’ın ise, söylenenlerin aksine, bu kapsamda yaşananların hepsinden haberinin bulunduğunu iddia etti.
CHP Parti Meclis üyesi, Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, TELE1 ekranlarında İsmail Dükel’in hazırlayıp sunduğu “Habere Doğru” programının konuğu oldu.
Türkiye’nin vakit kaybetmeden erken seçime gitmesi gerektiğini savunan Baltacı,şunları söyledi:
“Türkiye Susurluk ile hesaplaşmış olsaydı belki bugün bunların hiç birini yaşamamış olurdu. Bugün geldiğimiz noktada AKP Susurluk’un kurumsallaşmış hali. Kadrolarıyla birlikte. O günkü kadroları da tasfiye etmemiş. O günkü kadrolara yeni aktörler eklemiş, sağda solda olanları da getirmiş birleştirmiş, zincire yeni halkalar eklemiş. Saadet zincirini genişletmiş. Tabiri caize Susurluk’u kurumsallaştırmış. Şimdi de Türkiye, Susurluk sancısını yaşıyor. Hesap soramadığı, gizlediği, sakladığı, hep dibe doğru ittiği kirli ilişkileri şimdi kusuyor Türkiye.
Eğer bugünü anlamak istiyorsak özelleştirme sürecine bakacağız. Petkim’in, Tekel’in ,Tüpraş’ın, Türkiye’nin madenlerinin özelleştirmelerini sorgulamamız lazım. Bugünü kavramak için bunları sorgulamamız lazım.
Belediye ihalelerine bakmak lazım. Kamu İhale Kanunu’nu sorgulamak lazım. Mega projelere bakmak lazım. 12 kat artan örtülü ödeneğe bakmak lazım.
Yargı neden bu kadar sessiz? Bu kadar iddia varken, bir savcı çıkıp da ‘şu iddialardan birisi doğru mudur,değil midir?’ diye niye bu iddiaların biri için bile iddianame hazırlayamıyor.
Türkiye’de 500 yıldır devam eden bir propaganda var. Padişah dönemlerinde bile vardır. Padişah bir yere bir kadı gönderir,vali gönderir. O kadı veya vali halka zulüm ettiğinde hemen ‘padişahın bundan haberi yok’ derler. 20 yıldır da Cumhurbaşkanı Erdoğan için bunu söylüyorlar. ‘Erdoğan’ın bundan haberi yok’ diyorlar. ‘Erdoğan’ın yolsuzluktan haberi yok, Erdoğan’ın mafyadan haberi yok, Erdoğan’ın açlıktan haberi yok, olsa bunlara müdahale eder’ diyorlar. Haberin yoksa neden Cumhurbaşkanlığı yapıyorsun? Haberin varsa niye böyle konuşuyorsun?
Hayır. Erdoğan’ın her şeyden haberi var. Bu ilişkilerin tamamından haberi var. Sedat Peker’in, Süleyman Soylu’nun, Mehmet Ağar’ın yaptıklarından haberi var. Ağar’ın oğlunun yaptıklarından, yargı mensuplarının hangi otelde kaldığından, hepsinden haberi var. Toplumun önemli bir kesiminin açlıkla mücadele ettiğinden de haberi var. Güç o kadar elindeki, dalga geçiyor, ‘Aç bulursanız siz doyurun’ diyor. Bize görev vermek Erdoğan’ın haddine değil. Biz görevimizi biliyoruz. Biz her gün sokaktayız.
Toplum bize diyor ki, esnaf bize diyor ki,‘Erken seçim isteyin’ diyor. Biz de istiyoruz. Kastamonu’da bölge toplantıları yapıyoruz. Köy köy dolaşıyoruz. Köylü diyor ki, ‘Sandığı kuralım biz gereğini yapacağız’ diyorlar. Demirören, 750 milyon dolar kredi çekmiş ödememiş, köylünün traktörü, tarlası hacizde. Oğlu, kızı işsiz. Köye döndüremiyor. Köye dönmenin bir maliyeti var. Köye dönmek öyle kolay bir iş değil ki. Traktörün olacak, tarlan olacak. Ekmeye biçmeye paran olacak. Haliyle vatandaş bunu görüyor.
Türkiye’nin önündeki en büyük engel AKP iktidarıdır. Seçimin ertelendiği her günün bir bedeli var bu ülkeye. O bedel, o fatura giderek ağırlaşıyor. Biz de diyoruz ki; o fatura, o bedel daha da ağırlaşmadan işi ehline bırakın diyoruz. Biz bu ülkede üretilen tüm zenginlikleri hakça adilce paylaşacağız.”