“Yerel seçimler referandumun rövanşı”
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, İnebolu İlçe Başkanlığı’nca düzenlenen halk toplantısında yaklaşan yerel seçimlerin rejim değişikliğini onaylayan 16 Nisan referandumunun rövanşı olduğunu söyledi.
“İnebolu yolu ödeneksizlikten durdu”
Konuşmasında il sorunlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Baltacı, KDH’deki uzman, Milli Eğitim’deki öğretmen açıklarına işaret etti, İnebolu yol projesinin ödeneksizlikten durduğunu, aynı sorunun Halkbank’ta da yaşandığını ve esnafın büyük sıkıntı içinde olduğunu, çiftçilerin yeni ekim yapmama noktasına geldiğini, balıkçıların sorunlarının hâlâ çözüm beklediği belirtti ve “Yeni bir hikaye, yeni bir şarkı yazmak zorundayız” dedi.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, İnebolu İlçe Başkanlığı’nca düzenlenen halk toplantısında yaklaşan yerel seçimlerin rejim değişikliğini onaylayan 16 Nisan referandumunun rövanşı olduğunu söyledi.
16 Nisan referandumundaki hayır bloğunu, saray rejimini reddeden iradeyi bütünleştirmek zorunda olduklarını belirten Hasan Baltacı İnebolu’nun sorunlarının halen çözüm beklediğini, bu sorunları en yüksek sesle Meclis’te dile getireceğinden İneboluların endişe etmemesini istedi.
İnebolu’da 20 yıl önce ameliyat yapılırken bugün hastanesinde Gögüs Hastalıkları Uzmanı, Genel Cerrahi Uzmanı ve Radyoloji Uzmanı olmadığını belirten Milletvekili Hasan Baltacı, eğitim öğretim döneminin ise 800’ün üzerinde öğretmen açığıyla başladığını kaydetti.
İnebolu Yolu Projesi’nin ve diğer yol projelerinin bugün ödenek yetersizliği nedeniyle durduğunu belirten Milletvekili Hasan Baltacı, İnebolu’nun balıkçı barınağı sorununun çözülmesi için gereken mücadeleyi göstereceğini söyledi.
Milletvekili Baltacı toplantıda yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“CERRAH YOK, GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI YOK”
“İnebolu’nun sorunlarına baktığımızda sağlıktan eğitime, balıkçılarından esnafına, çiftçisine kadar herkesin dertli olduğunu görüyorum. Bu aslında Küre’de de böyle, Çatalzeytin’de, Abana’da, Seydiler’de, Araç’ta diğer tüm ilçelerde böyle. Sağlık Bakanlığı’nın İnebolu Devlet Hastanesi için belirlediği standart kadro 80’miş. En son belirlenen personel dağıtım cetveline göre ise İnebolu’ya 16 uzman hekim kadrosu reva görülmüş ancak bugün İnebolu’da uzman hekim sayısı 10’u geçmiyor. Hastaneye gidiyorsunuz göğüs hastalıkları uzmanı yok, genel cerrah yok, radyoloji uzmanı yok. Oysaki 20 yıl önce İnebolu’da ameliyat yapılıyor, insanlar cerrah bulmak için Kastamonu’ya ve il dışına gitmek zorunda kalmıyordu.”
“800’ÜN ÜZERİNDE ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR”
“Eğitimde sorunlar aldı başını gidiyor. Okullarımızda 800’ün üzerinde öğretmen açığı var. Bizim okullarımızda öğretmen açığı varken Eğitim Fakültesi’ni bitirip mezun olmuş kardeşimizin ataması halen yapılmıyor. Öğrencilerimizin istedikleri okullara gidemiyor, imam hatip liselerine okumaya mecbur bırakılıyor.”
“İNEBOLU YOLU ÖDENEKSİZLİKTEN DURDU”
“Limanı özelleştireceğiz, yeni yapacağımız yollarla Ankara’ya bağlayacağız” dediler. Krizde ilk vazgeçtikleri yollar oldu. İnebolu Yolu projesi ödeneksizlikten durdu. Kaynak, ödenek sıkıntısı yok diyenler söz konusu ihaleler için dört gözle tasfiye kararnamesi çıkarılmasını bekliyorlar.”
BALIKÇILARIN SORUNLARI HALEN ÇÖZÜM BEKLİYOR
“Bugün İnebolu balıkçısının sorunu halen çözüm bekliyor. İnebolulu balıkçıların barınağı halen yok. Trolle avlanmanın yasaklanması, avlanma bölgelerinin iyi tespit edilmesi gerekiyor. İnebolulu balıkçıların sorununun çözülmesi için elimden geleni yapacağımın bilinmesini istiyorum.”
“HANGİ ÇİFTÇİYE SORSAM EKMEYECEĞİNİ SÖYLÜYOR”
“Kastamonu tarımına bakıyoruz çiftçinin durumu içler acısı. 2017 yılında tonu bin 650 TL olan gübrenin fiyatı 3 bin 250 TL’ye kadar çıkınca yüzde 15 indirim yapma kararı aldılar. Çiftçimiz gübre fiyatında yüzde 15 indirim yapılacağına sevinmeli mi yoksa üzülmeli mi? Geçen yılki fiyatlarla, bugünkü fiyat arasında halen büyük bir uçurum var. Geçtiğimiz Ocak ayında 4.60 kuruş olan mazot bugün 6.35 kuruş. Geçen yıla göre mazota 1.75 kuruş zam geldi. Bu tablonun sorumluları bugün çıkıyorlar ve 5 kuruş destek ile yüzde 15’lik indirime müjde diyorlar. Vatandaşın ve çiftçinin aklıyla, dalga geçiyorlar. Ölümü gösterdikleri çitçimize sıtmaya razı ol diyorlar. Üreticiye gerçekten yardım etmek istiyorlarsa önce taban fiyatı belirlenmelidir. Üreten çiftçiye alım garantisi verilmelidir. Mazot ve gübrede sahici bir indirim yapılmalıdır. Biran önce üretim seferberliği başlatılmalıdır. Çiftçiye verilen destekler mutlaka artırılmalıdır. Hangi üreticiyle bir araya gelsek ya ekim yapmayacağını, yapsa bile gübre ve ilaç kullanmayacağını söylüyor. Yani her durumda üretim düşecek, kriz derinleşecek ve Türkiye 2019’da büyük bir gıda sorunuyla karşı karşıya kalacak.”
“HALK BANKASI’NDA PARA YOK ESNAF ÇARESİZ”
“Hangi esnafa dokunsam bin ah işitiyorum. Esnafımız kan ağlıyor. Vergiler artmış, KDV’sini ödeyemeyen, bağ kur primini ödeyemeyen, sigorta primlerini ödeyemeyen işverenler ne yapacağını düşünüyor. Esnafın boğazını o kadar sıktık ki biraz nefes alsınlar dediler ve nefes kredisi çıkartmışlardı ama Halk Bankası’nda maalesef para yok. Ülkemizin bankasında esnafa verilecek para kalmamış. Türkiye Yeni Ekonomi Programı 2018 Enflasyon Hedefi 14 gün önce yüzde 20.80 diye açıklandı. Ama bugün enflasyon yüzde 24.52’dir. 14 gün sonrasını göremiyorlar. Eylül’de tek aylık enflasyon yüzde 6,3 oldu. Dünyadaki 188 ülke içinde bir yıllık enflasyonu bizim bir aylık enflasyonumuzun altında olan 153 ülke var. Elektriğe yüzde 44, benzine yüzde 20, doğalgaza yüzde 90 zam gelmiş. Ekonomik ve siyasi tablo ortada. Biz yeni bir hikayemi yazacağız, yoksa bu mevcut durum devam mı etsin buna karar vereceğiz. Gelecekle ilgili hepimizin kaygıları ortak. Bu krizin faturasını biz mi ödeyeceğiz, yoksa bu krize neden olanlar mı ödeyecek bunu kararını vermeliyiz. İktidardakiler bu krizin faturasını kime yükleyeceğinin kararını kafasında vermiştir. Zam üstüne zam yapanlar, bu ekonomiyi yönetemeyenler, geçmediğimiz köprülere, havaalanlarına yolcu garantisi verenler, inşaat firmalarının cebini dolduranlar bu krizin bedelini bizim sırtımıza sarmak istiyorlar. Bu krizin faturasını kimin ödeyeceğini bizim hep birlikte yürüteceğimiz mücadele belirleyecek. Varlık Fonu’nun başına kendini atamış, hazinenin başına damadını geçirmiş olan Erdoğan bu krizin bedelini bize ödetemez. Bu krizin bedelini Kütahya Havaalanı yüzde 96 yanılma payıyla kime peşkeş çekilmişse o ödemelidir krizin bedelini. Şeker Fabrikaları kimlere peşkeş çekildiyse krizin faturasını onlara ödetmek zorundayız. Türk Telekom kime peşkeş çekildiyse bu krizin faturasını o ödemek zorundadır. “
“YENİ BİR HİKAYE, ŞARKI YAZMAK ZORUNDAYIZ”
“Migros işçileri, Flormar işçileri farklı yerlerde, çiftçilerimiz emeklilerimiz farklı alanlarda mücadele veriyor. Bize düşen görev yaşadığımız her yeri fabrikaysa fabrika, işyeri ise işyeri, okulsa okul, evse ev her yeri meydan haline getirmek, kutuplaşmaya son vererek yeniden bir toplum olmak için, yan yana gelmemiz gerektiğini herkese anlatmamız gerekiyor. Bunun için önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimlere sadece bir belediye başkanı seçmek üzerinden bakamayız. Yerel seçimleri hayır iradesinin, rejim değişikliğinin ikinci turu olarak değerlendirmek zorundayız. Bu yerel seçimde saray rejimini reddeden iradeyi bütünleştirmek zorundayız. Yan yana gel ek, her yeri yeniden hayır iradesinin meydanı yapmak zorundayız. Birlikte mücadele etmek zorundayız. Salona girerken İzmir Marşı çalıyordu. İzmir Marşı yıkılmak üzere olan bir ülkenin yeniden nasıl dirildiğini anlatıyor. Şimdi bugün bizim bir birimize sorunlarımızı anlatıp dertleşmenin ötesinde artık yeni bir hikaye, şarkı yazmak zorundayız.”