Kastamonu’nun köklü ailelerinden Ballıkzadelere mensup din bilgini, hukukçu, milletvekili Ahmed Mahir Efendi (1860-1925) hakkında ağabeyim Özdemir Tan’la birlikte kaleme aldığımız Gurur Kaynağımız Kastamonulular adlı on ciltlik biyografi ansiklopedimizin III. Cildinde (Ankara 2004, s.7, 56) oldukça geniş bilgi vermiştik. Tanıtacağımız eseri dolayısıyla bu kez kısa bir hatırlatmada bulunacağız.
1860 yılında Kastamonu şehir merkezinde doğdu. Babası BallıkzadeSeyyid Hafız Mehmed Said Efendi’dir. Din bilgini Şeyh AhmedHicabî’den ders ve icazet (diploma) aldı (1882-1883). Kendisi de dinî dersler verip birçok öğrencisinin icazet almasını sağladı. 1901 yılında İstanbul’a gitti. Abdurrahman Paşa’nın desteğiyle çeşitli yerlerde İstinaf Mahkemesi Üyeliği, hâkimlik yaptı. Bir süre Şûrâ-yı Evkaf Başkanlığı görevinde bulundu. II. Meşrutiyet sonrası Osmanlı Meclisine milletvekili seçildi. Mecliste Geçici Başkanlık ve Birinci Başkan Vekili olarak hizmet verdi. Yedi yıllık milletvekilliğinin ardından İstanbul Darülfünununda (Üniversitesinde) ve Medresede 13 yıl tefsir ve kelam dersleri okuttu.
Cumhuriyet döneminde 1923’te Kastamonu Milletvekili seçildi. 4 Eylül 1925 tarihinde Kastamonu’da öldü. Dinî konularda dört eseri İstanbul’da basıldı. Hatırât’ı torunu Emin Ali Binkaya’da olup yayımlanmamıştır.
BallıkzadeAhmed Mahir Efendi’nin eserleri içinde Atâullahİskenderî’ninHikem-i Atâiyye şerhinin bugünlerde sekizinci baskısı yapıldı. İlk baskı 2010 yılında yine İstanbul’da okuyucuyla buluşmuştu. Kitabın 8. baskıya ulaşması büyük başarıdır.
Atâullahİskenderî, Hikem-i Atâiyye Şerhi/El-Muhkem fiŞerhi’l-Hikem, şerheden Kastamonulu Seyyid Hâfız Ahmed Mahir, bs. haz. Tahir Galip Seratlı, 8.bs. İstanbul 2019, 539 s. Sufi Kitap:43.
İskenderiyeli Arap fıkıh bilgini İbnAtâullahİskenderî’nin kesin doğum tarihi bilinmiyor. 1308 yılında Kahire’de ölmüştür.İlahî Hikmetlerden meydana gelen bu eseri İslam dünyasında pek çok bilgin tarafından şerhedilmiştir; yani açıklanmış, yorumları yapılmıştır. Ahmed Mahir Efendi’nin şerhi, Tahir Galip Seratlı’yagöre Türkçe şerhlerin en muteberi ve en kapsamlısıdır (s.9). Sultan II. Abdülhamid’in emriyle İstanbul’da iki cildi bir arada basılmıştır (1907). Tahir Galip Seratlı, bu baskıyı esas alarak hem Latin harflerine aktarmış hem de üslubuna sadık kalarak sadeleştirmeye çalışmıştır.
Eser, A. Mahir Efendi’nin mukaddime / Ön Söz’üyle başlıyor (s.12-13). Bu ön sözden iki küçük bölüm alıyoruz (s.12).
“Maksat, feyizlerinden arta kalan kırıntılarla geçindiğimiz hakikat erlerinin yüksek sözlerini satırlara indirip ortaya çıkarmakla, ince manaların incelenmesinden az çok aydınlanarak faydalanacak olan insaf ve irfan sahiplerinin iyilikle anmaları sayesinde ikinci bir hayat kazanmaktır.
Olgun ve aydın kimselerce bilindiği üzere büyüklük, bu gibi naçiz eserleri beğenip övmeyi engellemez. Gerçek büyüklük ise, eksik ve aciz kimselerin yanlışını çıkarıp suçlamak değil, onların yanlışlarını düzeltmek ve eksiğini tamamlamak gibi bir meziyettir.”
İki cildi bir arada yayımlanan eserde 262 Hikmet’in şerhi yapılmaktadır. Ayrıca, sonuna müellifin, yani yazarın dostlarına yazdığı mektuplardan seçilen 19 hikmetin daha şerhi eklenmiştir.
İlahî hikmet kavramını merak edenler için kitaptan iki örnek hikmet vermek istiyoruz:
“47. Ey sâlik, bazen kötülüklerde bulunabilirsin. Fakat hâli senden daha kötü biriyle arkadaşlık yapman, sana o kötülüğü iyilik olarak gösterir (s.98).
- Ey mürid, işlemediğin amellere üzülmemen ve işlediğin günahlara pişman olmaman, kalbinin ölmüş olduğunu gösterir (s.105).”
Eser münâcaatlar/Allah’a yalvarmalar ve son sözle sona ermektedir. En sonunda, anlamı bilinmeyen kelimeler için bir lügatçe/kısa sözlük konulması da unutulmamıştır.
Ahmed Mahir Efendi, ilahi hikmetleri açıklarken âyet ve hadislerin yanı sıra zaman zaman ünlü şairlerin şiirlerinden de yararlanarak edebiyata da hâkimiyetini göstermiştir. Kendisini saygıyla, rahmetle anarken Sufi Yayınlarına, Tahir Galip Seratlı ile editör Kadriye Kaymaz’a Kastamonuluların şükranlarını sunuyoruz…
NAİL TAN