Kastamonu’nun 30 yılına damga vuran, “sel gider, kum kalır” misali ismini tarihe yazdıran, “dirayetli siyasetçi” tavrı ile münhasır bir kimlik olan “Sabri Bey” 16 Mayıs’ta İstanbul’da vefat etti…
Hayat cümlesinde “özne” olan hemşerilerimizdendi.
(Kastamonu namına…
Cümlenin nesli tükenen öğelerinden.)
Sabri Keskin, 1926 Dadaydoğumlu ancak ailesinin yerleşikliğinden dolayı Merkez ilçe sınırlarındaki “Ahmetbey köyünden” desek daha doğru olur, İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra memleketine dönerek avukatlığa başladı, belediye meclis üyeliği ile yerel ölçekte ısındığı siyasete 1960 askeri darbesinin ardından boylu boyunca girdi…
Ali Ekrem Alican’ın kurduğu “Yeni Türkiye Partisi” milletvekili olarak 1961 seçimlerinde TBMM’ye ilk adımını attı ve Kastamonu’yu temsile başladı, parti içindeki görüş ayrılıkları sonucunda,1960 öncesindeki “Demokrat Parti” kökünün diğer ayağı olan Adalet Partisi’ne geçti. “1965”, “1969” ve “1973” seçimlerinde “Adalet Partisi” milletvekili olarak Kastamonu’yu TBMM’de temsil mesaisini sürdürdü.
Demokrasimizde henüz “genel başkan ataması” yahut “temayül” gibi adetler icat olmamıştı o vakit, genel seçimlerde milletin huzuruna çıkmadan evvel delegeden oy almak lazımdı, belki de siyaset mesleği namına en zoru bu idi…
Sabri Keskin, her 4 adaylığa da ismini “ön seçim” ile yazdırdı.
“1977” genel seçimleri öncesinde yapılan ön seçimi kaybetti…
Milletvekili adayı olamadı.
Siyaset sahnesine çıkamadı ama “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” denetim kurulu üyeliği görevine getirildi…
Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, “genel başkan yardımcısı” dostunu Ankara’dan yollamadı.
(1980’e girilirken aktif siyasette olmaması “şans” oldu belki de, “yasaklılar” listesine girmemiş oldu böylece…
“Demokrasiye” dönülmesiyle birlikte siyaset arenasındaki yerini aldı.)
12 Eylül 1980’de askeri darbe oldu…
Ortalık toz duman.
1983 yılında “Milliyetçi Demokrasi Partisi” (MDP) kurucu üyesi oldu…
Kastamonu teşkilatının binası Çayboyu’nda, Nasrullah Köprüsü’nden kuzeye yürürken yolun sağında, eski TÖBANK üstünde tutuldu,1983 seçimleri öncesi “ön seçim” olmadı, Ankara’da “Paşa” yazdı listeyi, Sabri Keskin “birinci” sıradan seçime girdi ve partisinin iki milletvekilinden biri olarak Ankara biletini cebine koydu.
MDP tüm beklentilerin aksine iktidar olamadı…
Sabri Keskin dönemin yarısına doğru Kastamonu’nun tüm ilçelerini dolaştı, muhalefet partisinde ilimize hizmet getiremediğini seçmenlerine tane tane anlattı, partililerinin onayı ile diğer milletvekili arkadaşıyla birlikte 1985 yılında iktidardaki Anavatan Partisi’ne (ANAP) geçti.
ANAP “karıştı” haliyle…
1987 yılındaki genel seçim öncesinde ANAP Genel Başkanı Turgut Özal’ın belirlediği 4 kişilik listede MDP’den geçen iki milletvekili ilk iki sıraya yerleşti, Sabri Keskin birinci sıradaydı, teşkilattan itiraz sesleri yükseldi, Kastamonu’nun da aralarında olduğu 3 ilde “ön seçim” kararı aldı genel merkez, 2 Kasım 1987’de Gazipaşa İlkokulu’nda adliye nezaretinde ön seçim yapıldı, Sabri Keskin “birinci” sıra milletvekili adayı oldu, tahminlerin aksine ANAP “tulum” çıkardı, 4 milletvekili ile TBMM yolunu tuttu.
Adalet Partisi’nde olduğu gibi ANAP’ta da “genel başkan yardımcılığı” görevinde bulundu…
Adalet Partisi’nde olduğu gibi ANAP’ta da “bakan” ol(a)madı.
Son dönemiydi, 1991 yılındaki genel seçimlerdeki “tercihli” oy sisteminin kurbanı oldu, hiç beklemediği bir seçim sonucu ile karşılaştı, seçilemedi, siyaset sahnesinden ayrıldı, İstanbul’a yerleşti…
Kastamonu ile olan bağı yıllar içinde zayıfladı.
16 Mayıs günü ebediyet dünyasına geçti…
“Kastamonulular” anısını saklar.
Not: Sabri Keskin’in siyaset sahnesinde olduğu “1961-1991” dönemi “politika, ekonomi, kültür” alanlarında ülkemizde kartların “iki” kez yeniden karıldığı yıllardı…
Sabri Keskin her “iki” dönemde de bulundu.
İlk dönem “1961-1983” arası…
“Tek Parti” döneminin “yerli sermaye” oluşturmaya niyet ettiği “devlet kapitalizmi” 1950’li yıllarda bırakıldı ve yerine konulan “ithal ikame” anlayışı ile ülke sanayisi yabancı şirketlerin “montajcısı” rolüne soyunduruldu, ABD başta olmak üzere “dışarıdan” alınan rüzgar ile Türkiye bir uçtan diğer uca “değişim” sarmalına girdi; yollar, barajlar, acenteler. “Yatırım” kapma yarışında Kastamonu, komşu illerden bir adım öne çıktıysa elbet “Sabri Keskin” etkisi yadsınamaz. “Karayolları, YSE, Topraksu, Orman” bölge müdürlüklerinin kurulmasında öncü rol oynadı, YONGAPAN ve SFC fabrikalarının özel sektör tarafından kurulmasını teşvik etti, “iş ve aş” namına kapısını çalan vatandaşlar için koşturdu, bugün hala konuşulur anıları.
İkinci dönem “1983-1991”…
Özal ile birlikte “ithal ikame” dönemi kapandı, ülkemiz “serbest piyasa ekonomisi” denizine “yelkensiz” açıldı, ekonomideki hızlı değişim toplumsal alandan ses verdi, huyuyla suyuyla Türkiye bir başka Türkiye oldu.
Dolayısıyla “Kastamonululuk” denen haslet de buhar oldu uçtu…
O nedenledir ki “Sabri Keskin” ancak hala kendini “Kastamonulu” hissedenlerin kalbinde yaşar.
MUSTAFA AFACAN