- Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan Adayı Tahsin Babaş, MHP İl Başkanı Yüksel Aydın’ın, şahsına yönelik iddia ve isnatları içerdiğini belirterek Cumhuriyet Savcılığı’na ihbar niteliğinde verdiği, sonrasında da basına açıklamada bulunduğu dosya ile ilgili cevabi bir açıklamada bulundu.
- Babaş, dosyada yer alan fotokopilerin henüz belge ve kanıt niteliği taşımadığını, kendi el yazısıyla kaleme alındığı iddia edilen fotokopinin de şahsıyla bir ilgisi olmadığını belirtti ve “Tekrar altını çizerek ifade ediyorum; tamamen iftiradır ve şahsımla hiçbir ilgisi yoktur” dedi.
- Dosyanın içeriğindeki dilekçede yer aldığı şekilde bir kat artışının söz konusu olmadığını kaydeden Babaş, adı geçen şirket tarafından KSK 1966’ya verilenbağış çeklerinin ise karşılıksız çıktığı için elden tahsil edilip kulüp hesabına girişlerinin yapıldığının yöneticiler tarafından açıklandığını ifade etti.
————————-
Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan Adayı Tahsin Babaş, MHP İl Başkanı Yüksel Aydın’ın, şahsına yönelik iddia ve isnatları içerdiğini belirterek Cumhuriyet Savcılığı’na ihbar niteliğinde verdiği, sonrasında da basına açıklamada bulunduğu dosya ile ilgili cevabi bir açıklamada bulundu.
Babaş’ın açıklaması şöyle:
“31 Mart Mahalli İdareler seçimleri nedeniyle yaklaşık 3 aydır yürüttüğümüz seçim kampanyamızın sonlarına yaklaşmış bulunuyoruz.
Seçim kampanyamız boyunca seviyeli, ılımlı ve soğukkanlı bir çalışma yürüttük. Özellikle MHP adayının ve MHP İl Başkanının saldırgan açıklamalarına karşı sağduyulu ve hoşgörülü yaklaşımda bulunduk.
Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin önderliğinde kurulan ve milli istikbalimizin teminatı olan Cumhur İttifakının hatırına üslubumuzu bozmadık.
Ancak bizim bu duruşumuz rakiplerimizce yanlış anlaşıldı veya yanlış gösterilmeye çalışıldı.
Biz seçim kampanyamız boyunca sadece Kastamonu’yu zirveye taşıyacak, şehrimizi bir cazibe merkezi yapacak projelerimizi anlatmak istiyorduk.
Biz, alnımız ak ve açık diyerek yola çıktık. ‘Bize yöneltilen her sorunun cevabını, her icraatımızın hesabını veririz’ dedik. ‘Ama seviyeli olun, dedikodu siyaseti yapmayın, siyaseti kirletmeyin, ortaya bir iddia atıyorsanız belgelerle kanıtlarla konuşun’ dedik.
Basının huzuruna çıkıp ellerindeki fotokopi kağıtlarını sallayarak bizi güya tehdit ettiler, akılları sıra şantaj yaptılar. Biz de bunlara boyun eğmedik; ‘Elinizde aleyhimize bilgi, belge, kanıt ne varsa, gidin savcılığa verin’ dedik.
MHP İl Başkanı Yüksel Aydın’a defalarca çağrıda bulunduk. ‘Ortaya attığınız iddialar, iftiradır, mesnetsizdir; bunlara cevap verme yarışına girmeyiz, kirli siyasete alet olmayız’ dedik. ‘Ancak elinizde belge, kanıt varsa ortaya koyun, size en güzel cevabı vereceğiz’ dedik.
Aylardır bu mücadele içindeyken, dün itibariyle, yani seçime sadece 4 gün kala MHP İl Başkanının adliyeye giderek, hakkımızda topladığı fotokopileri Kastamonu savcılığına verdiğini öğrendik.
Buradan Yüksel Aydın’a, sözümü ve tavsiyemi geç de olsa dinlediği için teşekkür ediyorum. Tabii ki bu teşekkür, yaptığı ‘kirli siyaset’ ve ‘karalama’ nedeniyle ileride maddi ve manevi tazminat talebiyle açacağım davaya engel teşkil etmez.
Yüksel Aydın, madem ki sözümü dinledi, ben de sözümü yerine getirip kendisine gerekli cevapları vereceğim.
MHP İl Başkanı Yüksel Aydın’ın ortaya attığı iddialar ve bunlara ilişkin cevabım aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır:
- Yüksel Aydın, elindeki belgelerin MHP İl Başkanlığına ait posta kutusuna atıldığını ve oradan aldığını iddia etmiştir. Yine Aydın’a göre bunlar ‘Mevcut Belediye Başkanı Tahsin Babaş hakkında bir takım iddia ve isnatların anlatıldığı ve ekinde bir takım belgeler ile çek fotokopilerinin bulunduğu Faik Kantar isimli şahsın imzasını taşıyan dilekçe ve eklerinden’ oluşmaktadır.
Yani iddia ve isnatlar Yüksel Aydın’ın kendi iddiaları ve isnatları değildir, Faik Kantar isimli şahsın iddialarıdır!
Yüksel Aydın’ın, bu iddia ve isnatların doğruluğuna inanıp inanmadığını bilmiyoruz. İddialar doğruysa Yüksel Aydın için zaten bir sıkıntı yoktur… Yanlışsa yine bir sıkıntı yoktur; çünkü iddialar kendisine değil, Faik Kantar isimli şahsa aittir!
Evet, ne güzel değil mi? Bir ilin belediye başkanı hakkında, hem de seçimlere 4 gün kala, elimde belge var, suç duyurusu yapacağım diyeceksin. Sonra adliyeye gideceksin, basını çağırarak şov yapacaksın. ‘Belgeler uydurma da olsa, nasıl olsa bir şey olmaz, nasıl olsa iddialar bana ait değil, ben bir şekilde işin içinden sıyrılırım’ diyeceksin.
- Ortaya atılan iddiaların tümü, Kastamonu’da daha önce şirket sahibi olarak ticari faaliyetlerde bulunan Faik Kantar adlı bir iş adamına isnat edilmektedir. Bir ara FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınmış olup içeriğini bilmediğimiz için yorum yapmıyorum. Ancak bildiğimiz, bu şahsın işlerinin bozulduğu, alacaklılarından kaçtığı, şu anda Kastamonu’da bulunmadığı ve firari olduğudur. Yani yasal bir ikamet adresi yoktur. Ancak şu anda işlerini yürüten yasal bir vekili, avukatı var mıdır bilmiyoruz. Dolayısıyla da şahsıma yöneltilen iddia ve isnatlara vereceğim cevabın bir muhatabının olmaması da ayrı bir şüphe konusu ve ayrı bir problemdir.
- Faik Kantar isimli şahsa ait olduğu belirtilen dilekçe aynen şöyledir:
“İLGİLİ MAKAMA
Ekte sunduğum belgelerin delil olarak kabul edilmesini ve Kastamonu halkının bu kişiden kurtarılmasını ve ismimin gizli tutularak (Gizli tanık statüsünde) alınmasını saygılarımla arz ederim. 20.09.2018
Faik Kantar (imza)
Ek: Ekte Sunduğum Belgeler”
Dilekçe aynen böyledir.
İddia edildiği gibiyse, gizli tanık olmak isteyen bir kişi, iddialarını bir parti il başkanlığına ait posta kutusuna mı bırakır, yoksa bizzat kendisi ya da avukatı yoluyla savcılığa mı başvurur? Sizce bu, ne kadar mantıklıdır?
- Söz konusu dilekçede yazılı olan tarih 6 ay öncesine aittir. Dolayısıyla posta kutusuna atma olayının ne zaman gerçekleştiği açıklanmalıdır. İddianın seçime 4 gün kala ortaya atılması, bize zaman bırakmamak ve ispat hakkı vermemek için özellikle mi seçilmiştir?
- Dediğim gibi, isnat ve iddiaların sahibi olan Faik Kantar isimli şahıs ortada yoktur. Henüz bir yasal vekili veya avukatı da çıkıp iddia ve isnatları sahiplenmemiştir. El yazıları ve imzaların kendisine ait olup olmadığı belirlenmemiştir. Belge ve kanıt denilen fotokopiler henüz belge ve kanıt niteliğine kavuşmamıştır. Belki de kendisi ileride ortaya çıkıp ‘Bu yazılar ve imzalar şahsıma ait değildir, sahtedir’ diyecektir. Rakiplerimizin bizi haksız olarak yıpratmaya çalıştığı anlaşılacak, ama o zamana kadar mahalli idareler seçimleri geçmiş olacaktır.
- Dilekçenin ekinde yer alan, aynen ve kelimesi kelimesine ‘Kastamonu Belediye Başkanı TahsinBabaş’ın aldığı rüşvet ve ranta ait belgeler’ başlıklı yazıda belirtilen ‘Daire içine alınmış 1 Rakamlı fotokopi Tahsin Babaş’ın kendi el yazısı ile yaptığı ve istediği paranın hesaplamasıdır’ denilmektedir.
Söz konusu fotokopinin şahsımla hiçbir ilgisi yoktur. Yazılar asla bana ait değildir. Tekrar altını çizerek ifade ediyorum; tamamen iftiradır ve şahsımla hiçbir ilgisi yoktur.
Yaptığımız araştırmada, söz konusu fotokopideki hesaplamaların özel sektörde çalışan bir şehir plancısına ait olduğu anlaşılmıştır. Şehir plancısı, hesaplamaları kendisinin yaptığını, yazıların kendi el yazısı olduğunu ifade etmiştir. Mesleği gereği, arsa sahipleri ve müteahhitlerin talebi doğrultusunda bu tür hesaplamaları her zaman yaptığını söylemiştir. Yapılan hesaplamalar, arsada imar değişikliği olması halinde üzerine yapılacak yapının kaç metrekare ve kaç daireli olarak yapılabileceğine dair hesaplamalardır.
- Sözde belgelerde bahsedilen arsanın Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’nde yer alan 1020 ada ve 261 parsel No’lu arsa olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu arsa imar planlarında A-3 olarak işaretli, yani ‘ayrık nizam ve üç kat’ müsaadeli bir arsadır. Arsa sahibi olan vatandaşımızca Faik Kantar’a kat karşılığı verilen 618 metrekare taban oturumu olan bir yerdir. Faik Kantar, arsa sahibi adına tarafımıza başvurarak arsada imar tadilatı yapılmasını, yani halk arasındaki ifadesiyle kat artışı talep etmiştir. Ancak talebi uygun görülmemiştir. Daha sonra Kuzeykent’in bir kısmı ve Mehmet Akif Ersoy Mahallelerinde yapılan revizyon ile diğer pek çok arsa gibi bu arsada da kısmi bir kat artışı yapılmıştır. Söz konusu arsa A-3 nizamdan, B-5 nizama, yani “bitişik nizam ve beş kat” müsaadeli arsaya dönüşmüştür.
Bulunduğu konum gereği, çevresiyle bir bütün oluşturmak üzere 3 kattan 5 kata çıkarılmıştır. Kaldı ki arsa sahibi Faik Kantar değildir. Nasıl hesaplanırsa hesaplansın, iddia edildiği gibi ‘90 daireli bir projeyi 280 daireye çıkarma’ diye bir şey söz konusu olamaz.
- Yapılan revizyon çalışması, her zaman olduğu gibi uzman şehir plancılarına hazırlatılmış, Belediye Meclisi’nin oybirliğiyle aldığı kararla yapılmış ve Kastamonu Valiliği’nin onayını müteakip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın inceleme ve onayından sonra yürürlüğe girmiştir. Kanun ve yönetmeliklere uygun bir işlemdir.
- Yine söz konusu arsa ile ilgili olarak, 10.08.2018 tarihinde yapılan denetimde izinsiz temel betonu atıldığı, yani inşaat ruhsatı almadan inşaata başlandığı tespit edilerek 27.08.2018 tarihli Encümen Kararıyla 69.712,24 TL tutarında cezai işlem yapılmıştır. Daha sonra arsa sahibinin Faik Kantar ile olan anlaşmasını sona erdirip başka bir müteahhitle anlaştığı ve inşaat ruhsatını başka bir firmanın aldığı tespit edilmiştir.
- Yine öne sürülen belgeler arasında yer alan ve Kantaroğulları Yapı İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şirketine ait olup Kastamonuspor adına kesilen çeklerle ilgili iddiaları da açıklığa kavuşturmamız gerekir. Kastamonuspor’un yöneticilerinden aldığım bilgiye göre, o dönem Kantaroğulları adına Kastamonuspora verilen çeklerin ilk başta sporculara verildiği, ancak çeklerin karşılıksız çıkması üzerine sorun yaşandığı ifade edilmiştir. Bunun üzerine spor kulübü tarafından çeklerin elden tahsil edilmesi yoluna gidilmiştir. Elden tahsil edilen paraların tümü kulübün banka hesabına konulmuştur. Tekrar vurgulamak isterim; Kastamonuspor adına kesilen çekler elden tahsil edilmiş ve Kastamonuspor Kulübünün banka hesabına konulmuştur. Gerekirse konuya ilişkin tüm banka dekontları gösterilebilir.
İktidarda ve görevinin başında olan bir belediye başkanına karşı seçim yarışına girenlerin bazı avantajları vardır. Çünkü icra makamında olanların eksiklikleri olabilir. Rakipleri bunları kullanıp aleyhine propaganda yapabilirler. Ancak bizde durumun farklı olduğu görülüyor. Sanırım başarısız olduğumuz konuları bulup çıkaramıyorlar ki, bilakis başarılı olduğumuz konularda eleştiri yapıyorlar.
Kastamonuspor’u biz aldık, amatör liglerden kurtarıp 2’nci ligde hepimizi gururlandıran iddialı bir takım haline getirdik. Bugün rakiplerimizin eleştirdiği bir konu oldu. Ancak ortaya attıkları çirkin ve mesnetsiz iddialarla, şampiyonluk yolunda ilerleyen ve tüm Kastamonulu hemşerilerimizin gururu olan takımımızın başarısına gölge düşürmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz.
Maslak Sanayi Sitesi Projesi olarak bilinen ve şehir içinde kalan eski sanayi sitelerinin şehir dışına taşınması ile ilgili projeyi biz başlattık. Bir emsali dahi olmayan ve şehrimizi çok ileriye götürecek olan bu projemiz de eleştirilerden nasibini aldı. Tarihi eserleri restore ederek şehir turizmine kazandırdık. Rakiplerimize dert ve yara oldu.
Onların hoşuna gitmese de aynı kararlılıkla halkımıza ve şehrimize hizmet edeceğiz. Kastamonu’yu Türkiye’de ve dünyada marka şehir yapmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Genel iktidarın gücüyle yerel imkanları birleştirip huzur ve mutluluk şehri Kastamonu’muza yeni yatırımlar kazandıracağız.
Kamuoyuna saygılarımla arz ederim.”