Türkiye ay programını açıkladı. Hedefler konuldu ve tartışma başladı; Gider miyiz? Gidemez miyiz?
Aya gidip gidemeyeceğimiz de her işte olduğu gibi yine bizim elimizde, bizim tercihlerimize bağlı, kolayca gitmek de var, giden ülkelere mehtaplı gecelerde dünyadan el sallamak da var.
Ne demek istediğimi Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu’nun hayat hikâyesinde bulabiliriz.
Doç. Dr. Neva Çiftçioğluastrobiyolog ve NASA‘da çalışan bir Türk’tür. Çiftçioğlu aynı zamanda Nobel Tıp Ödülü‘ne aday gösterilen ilk Türk kadınıdır. 1963 Erzurum doğumludur.
1985 yılında Hacettepe ÜniversitesiFen Fakültesi Biyoloji Bölümü‘nden mezun olmuştur. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi‘nde mikrobiyoloji alanında yüksek lisans ve doktora derecelerini almıştır.
1991 yılında Finlandiya Kuopio Üniversitesi Biyoteknoloji bölümünde çalışmalarına başlamış ve aynı üniversitede doçent unvanını almıştır. Doktor OlaviKajander ile vücuttaki kireçlenmelere neden olan nanobakteri adını verdikleri yeni bir mikro-organizmayı izole etmeyi başarmıştır. Çifçioğlu ve Kajander ikilisinin hipotezine göre, bilinmeyen insan hastalıklarının yüzde yirmi beşinde olan patalojik kalsifikasyonlar (kireçlenme) nanobakteriler tarafından başlatılıyor. Neva Çiftçioğlu, dünyanın pek çok üniversitesinden çağrılar alarak oralarda bilimsel çalışmalara katılmıştır. Bugüne kadar on adet uluslararası ödüle layık görülmüştür. Neva Çiftçioğlu’nun çalışmaları NASA’nın dikkatini çekmiş ve kendisine yapılan öneri ile bu kurumun Astrobiyoloji Enstitüsü’nde asil üye olarak göreve başlamıştır. 2001 yılında NASA, Johnson Uzay Merkezi’nden gelen teklif üzerine bu bölüme geçmiştir. Halen NASA‘da, bilim danışmanı olarak görev yapmaktadır.(Kaynak Vikipedi)
Nobel Tıp Ödülü için aday olarak sunulmuş,
Rus-Amerikan uzay araştırmalarında aktif görev almış,
Patentleri ve 200’ü aşkın bilimsel yayını olan,
NASA’da (Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi) çalışan ilk Türk bilim kadını, kalp ve böbrek hastalıklarının teşhisine ilişkin, patenti ile yüzlerce milyon dolar değerinde önemli bir buluşunun sahibi bir bilim insanıdır.
18 yıl NASA’da Mars’ta hayat arayan ekipte önemli işlere imza atmıştır.
Veee.
2009’da NASA’dan geldiğinde Türkiye’de iş bulamadı iyimi?
‘370 gündür Türkiye’deyim. Bütün üniversiteleri, özel sektörü dolaştım. Çok büyük devlet büyüklerimize ulaştım ve iş bulamadım.’
Bu cümle Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu’na ait.
Bizim kapı dışarı ettiğimiz vasıfsız bilim insanı(!) Finlandiya tarafından havada kapılır. Finlandiya’da doçentlik unvanını alan ilk yabancı bilim insanı olur. Kireçlenmenin müsebbibi olan ve nanobakteri adı verilen mikrobu bulur. Bu buluşu nedeniyle dünyanın her yerinden davetler, ödüller peş peşe gelir.
Gerçi, kendisi alışkındır Türkiye’de bilim insanı yerine konmamaya. Ankara Tıp Fakültesi’nde asistan iken doktorasını bitirmek üzere astım hastalığı hakkında bir tez hazırlar ve hocalarına sunar. Bölüm başkanı olan hocası tezi herkesin gözü önünde çöpe atar.
O çöpe atılan tez birkaç yıl sonra tıp dünyasının üç büyük bilimsel dergisinden birinde yayınlanır.
Memleketinde çalışma aşkı ile yanan Doç. Dr. Neva Çiftçioğlu güç bela Türkiye’de iş bulur. Başkent Üniversitesi’nde çalışmaya başlar.
Kendisine mikrobiyoloji kliniğinde 9 ay boyunca dışkı tahlili yaptırılır.
Biz futboldan çok anlayan bir millet olduğumuz için şöyle örnek vereyim:Messi, Ronaldo veya Neymar’ın Türkiye’de bir futbol kulübüne gelip, sahaya çıkmayıp top toplayıcı olarak kullanıldığını düşünün aynı durum.
Neva Hoca bilim insanı olduğu kadar, vatansever bir insandır da.
1996’da başarılı bilim insanlarının bulunduğu bir törene çağrıldığında Türk bayrağı altına oturmak ister, ama onu Finlandiya bayrağının altına alırlar. Çok ağırına gider bu olay.
Türk üniversitelerinde iş bulamayan bir bilim insanı biyografisi okudunuz.
Bir tarafta Neva Hoca ve benzeri bilim insanlarımız var, bir tarafta ise özellikle son dönemlerde akla zarar çıkışları şaşkınlıkla izlenen akademik unvana sahip olanlar…
Üniversitelerimizde, aya gitmek gibi büyük projelerde hangileri olacak, hangileri kabul görecek?
Bu sorunun cevabı ile aya gidip gidemeyeceğimizin cevabı aynı.
Yeter ki kimi takip edeceğiz ona karar verelim.
Feza TİRYAKİ