Beklediğim kitaptı Yaş Doksan. İstanbul KAS-DER’in Beykoz’da bir tesiste verdiği yemekte dağıtıldığını Kastamonu gazetemizde okumuş ve merak etmiştim. Çünki Kastamonu’nun değerli evladı, yaşayan kültürel tarih Av. Yavuz Ballık Ağabeyimizin özgeçmişini Gurur Kaynağımız Kastamonulular’ın III.Cildinde (Ankara 2004, s.171) yayımlarken şairliğinden söz etmemiştik. Eksik olmasın, Metin Boyacıoğlu dostumuz ev adresimizi kendisine ulaştırmış, 26 Şubat 2022 tarihinde kitap elimizdeydi artık. Yirmi dakikada tüm şiirleri okudum. Bazılarını iki, bazılarını da üç kez.
Şiir, bütün dünyada edebiyatın en çok ilgi duyulan, kalem oynatılan alanı olmuştur. Çünkü, az sözcük/kelimeyle duygu ve düşünceleri; sanatlı, hatırda kalıcı şekilde gönüllere, dimağlara yerleştirmeyi sağlar. Yazmak veya okumak için fazla zaman kaybetmezsiniz. İşinizden, mesleğinizden kopmazsınız. Eşiniz, dostunuz, çocuklarınızla iletişimi koparıp tartışmaya, kavga gürültüye sebep olmazsınız. Diğer yandan, kendisine şiir yazılan kişi, değer verildiğini anlar, büyük bir hediye almışçasına sevinir. Gençlerin, aşklarnı şiirden başka ifadeleri mümkün müdür?
Şiir toplumda bu kadar ilgi görürken, en kolay sanat yanılgısını da beraberinde getirmiştir. Oysa edebiyatın en zor sanat dalı şiirdir. Herkes şiir yazabilir ama şair olmaz. Önünüzde dağlar gibi yığılı sözcük/kelimeler yığılıdr. Bunların içine kaleminizi her daldırdığınızda, olta balıkçısının beklediği gibi bir ganimet, zenginlik takılması gerek. Yine de içinden şiir yazma isteği gelen herkes oltasını kelimeler/sözcükler denizine sallamaktan geri kalmamalıdır. Ünlü yazar Aziz Nesin’in “Üç Türk’ün bulunduğu yerde dört şair vardır.” sözü hükmünü sürdürmelidir. Bu çerçevede, Yavuz Ballık Ağabeyimizin; “Teşekkürname” yazısında belirttiği; iddiasız, samimi ifadeleri doğrultusunda (“Emekli olduktan sonra şiir ve yazı denemelerim vardı. Bunlar şiir olmaktan ziyade içimden gelen samimi görüş ve duyguların kaleme gelmesinden ibaretti.”) onun da şiir kervanında yer almasını sevinçle karşılıyoruz.
11 Haziran 1928 tarihinde Kastamonu şehir merkezinde doğan İhsan Yavuz Ballık, 1946 yılında Kastamonu Lisesini (Abdurrahmanpaşa Lisesi) bitirdi. Yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı (1951). Vatan görevini yedek subay statüsünde Askerî Hâkim olarak Adalar’da yerine geitrdi (1951-1953). Kastamonu’da avukatlığa başladı. Tecrübe kazandıktan sonra Kastamonu Barosu Başkanlığına seçildi. 1973 yılında Beşiktaş 4. Noterliğine tayin edildi. İstanbul’da yirmi yıl noterlik yapıp emekliye ayrıldı (1993). Bu görevi sırasında 1985 yılında altı arkadaşıyla Kastamonulular Dayanışma Derneğini (KAS-DER) kurdu. Kastamonu’nun kalkınması için atılan her adımın, hareketin içinde veya yanında oldu. Şiirlerini, Figen Acar derleyip, kendisinin de onayını alarak biraraya getirdi.
İhsan Yavuz Ballık; Yaş Doksan/Bir Ömrün Muhasebesi, Der. Figen Acar, İstanbul 2022, 55 s. Cinius Yayınları.
İçindeki 32 şiirden 7’si dışında 25’i, 2018-2021 yılları arasında kaleme alınmış, 90’lı yaşların ürünü. 90’lı yaşların duygu ve düşüncelerini ne de güzel, samimi ifade ediyorlar. Biz henüz 80’li yaşları yaşıyoruz ama duygu ve düşüncelerimiz arasında büyük bir benzerlik var. Bu yüzden, 90’lı yaş şiirlerini kendim yazmış gibi, zaman zaman gözlerim sulanarak okudum.
Kitaptaki şiirleri temalarına göre şöyle sınıflandırabiliriz:
- Yaşlılık ve ebebî hayat şiirleri: Yaş Doksan, Döngü, İhtiyarlık, Sonbahar, Vuslat, Yalnız.
- Atatürk, vatan millet devlet sevgisi: Atamız Kastamonu’da, Vatan, Kervankıran Yıldızı.
- Aşk: Bahçeden Mektup, Dağ, Eski Günler, Garip, Geceler, Kadının Güzeli, Sen, Sonbahar.
ç. Allah, din sevgisi, mistik şiirler: Mavera, Pirimiz Sultanımız, Vuslat.
- Doğa/tabiat sevgisi: Fenerbahçe’deki Çınar, Söğüt ve Sarmaşık.
- Kastamonu sevgisi: Atamız Kastamonu’da, Ballıdağ, Ilgazım, Kastamonu Destanı, Kastamonu Kadını, Kastamonu, Kastamonum, Pirimiz Sultanımız.
- Siyaset, günümüz sorunları ve çözüm yolları: Gülüyorum, Korona, Köylüm, Mutluluk, Sitem, Siyaset.
Gönül istiyor ki, a-f grubundan birer şiir örneği sunalım. Ancak, yerimiz çok sınırlı. İki şiirine ver verip zaman zaman bazı köşe yazılarımızda geri dönüşler yapabileceğiz. Kendisine uzun ömür (gezip dolaşabilmesi, okuyup yazabilmesi dileğiyle) diliyorum. O önümüzde oldukça,ölüm nadiren aklımıza geliyor. Sözü sohbeti, güler yüzü, kanaat önderliği, aksakal kimliği Kastamonu kültürel ikliminden hiç eksilmesin…
Yaş 90
Yaşamak yollara serilmiş ipekten halıdır,
Rengârenk süsler nakışlar.
Bazen sakin bir liman,
Bazen de fırtınalar,
Yaşın olsa da doksan.
Eğer hayatı seviyorsan candan,
Bazen bir çift ela göz,
Bazen ufak bir ceylan, bazen de bir mehtap denizde kaybolan,
Bazen ay yıldızlı bir bayrak ufukta dalgalanan.
Bazen ulu bir minareden yükselen,
Saba makamında bir ezan,
Titretiyorsa gönül telini
İşte o zaman hayattasın, yaşıyorsun.
Yoksa ölmüşsün çoktan.
Sonunda seni de bağrına basar
O en büyük Yaradan!
11 Haziran 2018
KORONA
Koronanın yüzünden
Kapatıldık evlere.
Erkekler girdi mutfağa
Evde huzur kalmadı.
Hep ‘ben ben’ diyerek
Milleti ayırdılar.
Tenkit etmek suç oldu,
Hiç adalet kalmadı.
Bir maçta hakem oldu
Bir kulübün başkanı.
O maçta kavga çıktı,
Tarafsızlık kalmadı.
Düşman oldu kardeşler
Karıştılar kavgaya.
Hâkimiyet teke düştü
Millete söz kalmadı.
Ey İhsan! Söylesem fayda yok,
Sussam gönül razı değil.
Daha çok yazacaktım amma
Gözlerde fer, elde derman kalmadı.
11 Mayıs 2020
NAİL TAN