Kastamonu Barosu Başkanı Av. Özgür Demir, Avukatlar Kanunu’nda yapılmak istenen ve karşı çıktıkları değişiklikle ilgili olarak bugüne kadar yaşanan süreci hatırlattığı, baro başkanları olarak Ankara’ya yaptıkları “savunma yürüyüşü” ile yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği ve bundan sonraki süreçle ilgili mesaj verdiği bir açıklamada bulundu.
Demir, Ankara’da yaşanan engellemeler sebebiyle bitkin düşen baro başkanlarının devam eden programı şimdilik gerçekleştiremediğini belirtti ve “Ancak çok kısa bir sürede gerek yasa tasarısının barolarca hazırlanması, gerekse mevzubahis düzenleme girişimlerinin yerinde olmadığına dair temas ve eylemler düzenlenmesi olmak üzere çalışmalara devam edilecektir” dedi.
Kastamonu Barosu Başkanı Av. Özgür Demir, Avukatlar Kanunu’nda yapılmak istenen ve karşı çıktıkları değişiklikle ilgili olarak bugüne kadar yaşanan süreci hatırlattığı, baro başkanları olarak Ankara’ya yaptıkları “savunma yürüyüşü” ile Başkent’te yaşanan gelişmeleri değerlendirdiği ve bundan sonraki süreçle ilgili mesaj verdiği bir açıklamada bulundu.
Baro Başkanı Demir’in açıklaması şöyle:
“Bilindiği gibi Avukatlık Kanunu değişikliği yapılmak üzere birtakım çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışma içeriğinde baroların yapılarında onulmaz yaralar açacak; çoklu baro, nispi temsil sistemiyle getirilecek temsil adaletsizliği gibi hususların varlığı, avukatların hemen hemen tamamı tarafından reddedilmektedir.
Bu çalışmalarda özellikle iki konu üzerinde yoğunlaşıldığı, aslında Avukatlık Kanunu’nda avukatların sosyal ve ekonomik haklarının iyileştirilmesine dönük çalışmaların yapılmadığı görülmektedir. Baromuzca da diğer hemen hemen tüm barolar gibi avukatlık kanununda seçim sistemi ve çoklu baroya ilişkin değişikliklerin yeri ve zamanı olmadığı belirtilmiş bu yönde duruş sergilenmiştir.
Aslında tepkimizin asıl sebebi, mesleğimizin kanununun meslektaşlardan ve barolardan görüş alınmadan düzenlenmeye çalışılması idi.
19 Mayıs’ta uzaktan bağlantıyla gerçekleştirilen Baro Başkanları Toplantısı’nda;
– Avukatların yaşadığı sorunların tahammül edilemez boyutlara ulaştığı…
– Yasa değişikliği girişimlerinin durdurularak, geri çekilmesi gerektiği…
– İleride, avukatlarımızın ve barolarımızın ihtiyacı ve beklentisini karşılayacak, Avukatlık Kanunu hazırlanması aşamasında asıl muhatabın barolar ve TBB olduğu…
– Türkiye Barolar Birliği nezdinde, 80 baronun uzmanlar ve akademisyenlerin katılımıyla bir komisyon oluşturulması gerektiği ve bu komisyonca hazırlanacak tasarının kamuoyu ve ilgililerle paylaşılması sonucunda kamu vicdanına uygun bir yasa değişikliği yapılabileceği…
Hususlarında bildiri düzenlenmesi kararlaştırılmış ve bu bildiri yayımlanmıştır.
İlerleyen süreçte; yasa değişikliğine dair çalışmaların sürdüğünün anlaşılması üzerine 1 Haziran 2020 tarihinde Türkiye Barolar Birliği’nde 42. Baro Başkanları Toplantısı düzenlenmiştir.
Bu toplantı sonunda ise
– 19 Mayıs’tan sonra aradan geçensüredeçağrımızın dikkate alınmadığı, aksine sürecin devam ettiğinin görüldüğü…
– Ülkemiziniçindebulunduğuböyle bir dönemde, Avukatlık Yasası’nda düşünülentümçalışmalardanvazgeçilerek ileriki dönemlerde TBB ve barolarla birlikte bir hazırlık yapılması yönündeki talep ve iradenin tekrarlandığı…
– Bu aşamada hazırlanması düşünülen teklifin geri çekilmesi halinde diyalog ve müzakereden yana olunacağı, konunun tüm muhatapları ile görüşmeye hazır olunduğu…
Müzakere ve diyalog kanallarının açılacağına inanıldığı, ancak kapalı tutulması halinde demokratik hak arama özgürlüğününtüm gereklerinin yerine getirileceği…
Hususlarında bildiri düzenlenmesi kararlaştırılmış ve bu bildiri yayımlanmıştır.
Dikkat edileceği gibi her iki bildiri arasında hiçbir fark bulunmamaktadır ve Baro’muzca bu çekince de bildirilerek salt birlik içinde hareket etmek ve kanunkoyucuda iyiniyet arayışının bir göstergesi olarak bu bildiriye imza konmuştur.
Devamında; Avukatlık Kanunu Değişiklik Yasa Taslağıylaİlgili Adalet Bakanı AbdulhamitGül’ünkatılımı ile bir toplantı gerçekleştirilmiş ve Kamu BaşdenetçisiŞeref Malkoçile görüşme yapılmıştır. Aynı gün Meclis’te grubu bulunan tüm partilerin grup başkan vekilleri ile ve bu arada yasa taslağını hazırlamakla görevlendirilen iktidar grup başkan vekilleri Özlem Zengin ve Cahit Özkan ile sabaha kadar süren görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerde Baro’muz, 80 baronun üzerinde anlaştığı 31 temsilci barodan biri olarak benim tarafından temsil edilmiştir. Bu görüşmelerden sonuç alınamadığı yaşanan süreçte anlaşılmış, çoklu baro ve/veya nispi temsil seçim sistemi hususlarında değişiklikte ısrarcı olunduğu ve bu noktada baroların görüşü değerlendirilmeksizin yasa değişikliğinin hazırlanmaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Ardından Baro’muzca Avukatlık Kanunu’nun acele işlerden olmadığı, yasa değişikliğinin asıl muhatapları devre dışı bırakılarak yapılmasının fahiş bir hata olacağı, Avukatlık Kanunu’nda yapılacak her türlü değişikliğin tüm yönleri ile ele alınması zorunlu olduğu, Avukatlık Kanunu düzenlenme girişimlerinin 19 Mayıs ve 1 Haziran’da tüm barolar ve Türkiye Barolar Birliği’nce imzalanan bildiriler çerçevesinde geri çekilmesi ve ivedilikle avukatlar ve barolarla ortak bir çalışmaya girişilmesi talebi tekrarlanmış, uzaktan, avukatsız ve barosuz çalışmaların sürdürülmesi durumunda Türkiye Barolar Birliği ve tüm barolarla ortak eylem çalışmalarında yer alınacağı açıklanmıştır.
Kanun değişikliğinin tüm hızıyla avukatlara sorulmadan hazırlanmaya devam edilmesi üzerine baro başkanlarının şehirlerinden başkente yürüyüş yapması ve burada Anıtkabir’in ziyaret edilmesinin ardından Meclis’te bulunan hukukçu milletvekilleri ile görüşme yapılması kararı alınmış ve bu çerçevede harekete geçilmiştir.
60’ın üzerindeki baro başkanı tarafından yapılan yürüyüş sonunda başkente ulaşılmasının ardından Ankara Barosu tarafından Ankara girişinde sembolik bir karşılama yapılmak istenmiş, ancak kolluk güçlerince bu karşılamaya engel olunmuş ve baro başkanları burada 27 saatlik bir hukuk kesintisiyle polis ablukasına alınmıştır. Bu ablukada zaman zaman baro başkanlarının en temel insani ihtiyaçlarının bile karşılanmasına izin verilmemiş, yeme içmenin abluka alanına alınmasında zorluklar çıkarılmış, güneş ve yağmurdan korunmak için gerekli şemsiye, tente, şapka gibi malzemeler alana bir süre alınmamış, alanda bulunan inşaat işçileri baro başkanlarına karşı kışkırtılmış ve kürek atmalarına neden olunmuş, alana sandalye bile alınmayarak başkanlar yıldırılmaya çalışılmıştır. Mesleğimizin özel durumu sebebiyle mücadeleye alışkın olan avukatlarca geri adım atılmaması üzerine bu 27 saatin sonunda baro başkanlarının kısa mesafe de olsa yürüyerek başkente giriş yapmasına izin verilmiş (her ne kadar izne tabi değilse de) Anıtkabir ziyareti gerçekleştirilmiştir. Süreçte bitkin düşen baro başkanları devam eden programı şimdilik gerçekleştirmemiştir; ancak çok kısa bir sürede gerek yasa tasarısının barolarca hazırlanması, gerekse mevzubahis düzenleme girişimlerinin yerinde olmadığına dair temas ve eylemler düzenlenmesi olmak üzere çalışmalara devam edilecektir.
Diğer taraftan gerek ulusal gerek yerel basında baromuz dışında kişi ya da kuruluşlarca yapılan değerlendirme ve bilgilendirmelere itibar edilmemesi, yalnızca baroların açıklama ve bildirimlerinin dikkate alınması hususunu önemle hatırlatırız.”