ABD dolarının ele avuca sığmamasıyla ülkemizde başlayan kasavetli günler ilimizde hiç mi hiç hissedilmiyor, teğet bile geçmedi, uzak ara seyrediyor, her hafta bir ilçemizde festival, oyun havalarıyla dönü dönüveriyoruz, gerdan kırı kırıveriyoruz…
E bir uçtan diğer uca üretim memleketi olunca böyle kimse kusura bakmasın.
“Yıkılıyo” Kastamonu…
Fetivalin biri bitiyor diğeri başlıyor.
Halkımız sahneden inmiyor oyun havalarında, şarkıcıya bile gerek yok, kendimiz çalacak kendimiz oynayacak kadar mutlu ve mesuduz hayatımızdan…
Kapı gıcırtısı yetiyor vallahi.
Kışın kar kürümeye para bulamayan ilçe belediyelerimizin yaz ayları geldiğinde kısmeti açılıyor, mevzubahis çalgı çengi olunca şarkıcı takımının en krallarını tutup tutup getiriyorlar vallahi, bravo reislere, heykelleri dikilecek kadar yerel yönetim üstadı her biri…
Gıpta ile bakmamak elde değil.
Değirmenin suyu nereden?…
E illaki “Üretimden”.
Kuzeykent’teki villaları yıktık misal…
Yerine fabrika üstüne fabrika yapıyoruz.
İktidar milletvekili ilçe ilçe dolaşıyor, esnaf ziyaretleri yapıyor, herkesin hal hatırını soruyor…
Vatandaşın yüzünde güller açıyor.
Krizin “k”si yok…
Millet hayatından memnun.
Ana muhalefet partisi misal, krizin değil, kurultayın derdinde…
Ülke gerçeklerine bu kadar yakın.
Dolar çıkmış, altın uçmuş, mazot coşmuş, ithal ilaç bulunmamış, faiz füze, asgari ücret 222 dolara inmiş…
Kastamonu’ya gam değil.
Sıfır sorun…
Zerre risk.
Çalsın davullar…
Keyfimiz gıcır!
Not: Vatandaş düğüne de gidemez oldu…
Çeyrek taksa, 425 TL idi dün.
Gram altınla mevzuyu çözeyim dese…
260 TL.
Bilezik, Yarım, Tam…
Nostalji artık.
Gramise. Beşibiryerde, Burma…
Hayallerde.
Dolar taksa…
100 dolar 700 küsur TL.
Ana babanın işi besbeter zor…
Set kim bilir kaç para?
Tam da düğün sezonunda patladı ya kriz…
Yatacak yerin yok Trump.